Bu yazımda sizi fiyortlar ülkesi Norveç'le tanıştırmak istiyorum. Norveç'e gitmenin çok çesitli dönemleri ve yolları var elbette ama bence Norveç'e gidilecek en güzel mevsim Haziran ve Temmuz ayları. En güzel keşif aracı ise gemi.

Aylardan haziran sonu ve İstanbul’dan uçağa binip Almanya’nın Kiel kentine uçuyoruz.

Kiel limanından bizi Norveç fiyortlarına götürecek olan gemimize biniyoruz. Öncelikle dilerseniz fiyorttun ne olduğunu açıklamak isterim. 

Meşhur Norveç’in fiyortları 

Fiyortlar kıyı şeridi olarak daha çok Norveç, Grönland ve Alaska gibi kuzey ülkelerinde bulunur ve denizin buzul vadilerini basması sonucunda oluşan ve çoğunlukla kara parçasının kilometrelerce iç kesimlerine kadar giren ince, uzun, genellikle çok derin ve kenarları çok dik körfezlerdir. Yani uçsuz bucaksız denizden iki yanı dağlarla çevrili, muhteşem manzara sunan bir dünyaya girdiğinizi düşünün. Norveç’in fiyortları ise güzellikleri ile dünyaca meşhurdur ve 2005 yılı itibarı ile Geirangerfyord ve Naeroyfyord Fiyortları Unesco Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir .

Binlerce fiyort var

Norveç veya diğer adı ile “Norveç Krallığı”, yaklaşık yirmi iki bin kilometre uzunlukta olan bir sahil şeridine ve binlerce fiyorta sahip bir ülke.       

Gemi seyahati her daim çok keyiflidir. Bizim kamaramızın balkonu da vardı. O balkonda Türk kahvesi içmek çok zevkli. Biz İstanbul’dan cezve ve fincan takımımızı da götürdük bu keyif için. Sonrasında da bize hizmet eden komodora Türk kahveleriyle birlikte hediye ettik. Tabii ilk önce nasıl yapacağını ve içeceğini anlattık. 

Gemimiz bizi sırasıyla Kopenhagen, Stavanger, Bergen, Flam, Alesund, Geirangerfyord, Kristiansund, Trondheim, Tromso ve Oslo rotasını takip ederek Norveç’in kıyı şeridi boyunca gezdirdi.

Tüm duraklar keyifli

Rotamızdaki tüm duraklar çok keyifli, özellikle Norveç'in küçük sahil kasabaları, kendine has renkli evleriyle, balıkçı restoranlarıyla, kafeleriyle, dükkanlarıyla, bazen minik limanlarıyla çok pitoresk.

Rotamızdaki en parlak destinasyon ve en özel Fiyort kuşkusuz Geiranger Fiyordu idi. Büyük gemiler buraya giremediği icin Alesund, Hellesylt’ten daha küçük bir gemiye biniyoruz ve o upuzun fiyordu baştan aşağıya geziyoruz. Yani şöyle düşünün. Mesela İzmit körfezinden gemiyle girip Bolu’ya kadar dağların arasından gidiyorsunuz. Burası çok dar bir fiyort ve çok dik dağlarla çevrili yapısıyla yerleşime müsait olmayan bir bölge. Yaz aylarında dağlardaki buzullar eridiği için fiyort boyunca inanılmaz güzellikteki şelaleler oluşuyor ve bu şelalelerin her birinin kendi ismi var, Seven Sister Fall gibi (Yedi Kız Kardeşin Şelalesi). Birçok şelale ismi sayılabilir. Aslında Norveç Petrol konunda da çok şanslı. Dünyanın ikinci petrol ihracatı yapan ülke. 

Buradaki şelale yaklaşık dört yüz metre yükseklikte ve iki yüz elli metrelik bir boşluktan ve yedi ayrı noktadan döküldüğü için bu Yedi Kız Kardeşin Şelalesi ismini taşıyor. Söylemeye gerek yok ama Manzaralar enfes. Fiyordun boğaz gibi dar yapısının içinden geçerek yamaçlardan akan gürül gürül suları izliyoruz.

Doğal güzellikler şahane

Bu doğal güzellikleri şahane bir havada küçük gemimizin güvertesinde kahvemizi yudumlayarak seyrediyoruz ve küçücük bir yerleşim olan Geiranger’e varıyoruz.

Burada muhteşem bir açık büfe öğle yemeği bizi bekliyor. Fiyordun bütün güzelliğini tepeden gören küçük yerel bir restoranda bize harika bir menü hazırlamışlar. Yerel mutfağa has muhteşem Somon balığı, Morina balığı, patates salataları, sebzeler, yeşil salatalar, yakın çiftliklerden gelen kırmızı et ve son olarak kahvelerimizin yanına harika Norveç kekleri ve pastaları. Bu restoranın manzarası, leziz tatları ve harika ambiyansı  o kadar güzelmiş ki, belleğimize unutulmaz bir anı olarak kendine yer etmiş.

Rotamızda ikinci özellikle muhteşem duraklardan birisi  ise, Bergen şehrindeki günlük turumuz oldu.

Bergen çok şık bir kasaba

Bergen’in kendisi zaten çok şirin ve keyifli bir kasaba. Fakat buranın özelliği buradaki geleneksel Flam tren yolculuğu. Bu tarihi tren bin dokuz yüz kırklardan kalma geleneksel bir tren ve dünyanın en dik ve aynı zamanda en güzel tren rotalarından birini yapıyor.

Flam’dan eski çok şık bir trene binersiniz ve bu tren sizi Norveç'in yemyeşil dağların arasından yirmi kilometre boyunca  nehir kenarlarından, yirmi tane tünelin içinden ve eşsiz, adım başı gürül gürül akan, her biri birbirinden etkileyici şelalelerin yanından  götürür. Yolculuk boyunca deniz seviyesinden başlayarak yaklaşık dokuz yüz metre yüksekliğe taşır ve bu nedenle yer yer yol çok diktir. Biraz maceralı gibi gelse de oldukça ilginç bir deneyim. Yol boyunca istasyonu olmayan, hiç bir yerde durmayan bu tren, Kjosvossen denilen koca bir nehrin üzerindeki köprüde durdu. Yolcular ne oluyor diye birbirlerine bakarken, suların arasında bizi bir sürpriz bekliyordu. Durak yaklaşık iki yüz yirmi beş metre yükseklikten çok gür akan Kjosvossen Şelales’nin kenarında.  şelaleyi göreyim diye trenden indiğinizde bu ihtişamlı şelalenin önünde turuncu uçuşan kıyafeti ile bir balerini görürsünüz ve bu balerin tren kalkana kadar klasik keman eşliğinde size inanılmaz bir şölen sunar. Bu sanatın doğa ile raksını mı seyredelim, diğer yandaki ise şelalenin sıçrayan o tertemiz bembeyaz sularında mı ıslanalım. Görüntü o kadar büyüleyici ve sürrealistti ki serap gördüm sanırsınız. Olağanüstü bir deneyimdir bu. Bu tren yolculuğu yaklaşık bir saat sürer ve Myrdalaya vardığınızda büyülenmiş olarak trenden inersiniz. Bu tur bile size binlerce kilometreden buraya getirmeye değer. 

Bunun gibi Norveç’te keşfedilecek olağanüstü güzellikler vardır ve hiç birine doyum olmaz. Balıkçı kasabalarını karış karış gezip, balık pazarlarına dalmak, küçük kafelerde ambiyansın keyfini yaşamak , o Norveç’e has minik evlerin mimarisini incelemek , o yeşilin tonlarını her yerde içinize nüfuz ettirmek, şelalelerin duru suyunu yüzünüzde hissetmek olağanüstüdür gerçekten .Yalnızca her daim yanınızda iyi bir yağmurluk bulundurmanızda fayda var çünkü ne kadar yaz ayları da olsa her an için ciddi bir yağmur size sürpriz yapabilir ve oranın yağmurları bizim yaz yağmurlarımız gibi hafif değil.

Kuzey ışıkları

Norveç’in daha kuzeyinde gidebildiğinizde elbette kuzey ışıklarını ve balinalar gibi farklı doğal olaylarını izleme fırsatını da yakalayabilirsiniz. Belki size başka bir yazımda da bu güzellikleri anlatırım. 

Bu yaz ayların güzelliklerinden bir tanesinde Norveç’te yaşayacağınız beyaz geceler. Çünkü bu dönemde burada gün ışığı yaklaşık on dokuz saat kadar uzun olup, gece sadece beş saatlik bir süre olabiliyor. Bu nedenle gece yarısı apaydınlık bir ortamda geminizin güvertesinden denizi ve ufku seyredebilirsiniz.

Bu satırları size yazarken buraları ne kadar özlediğimi fark ediyorum. Umarım bir gün siz de bu güzellikleri görme fırsatına erişir ve benim gibi büyük keyif alırsınız.

Hurtigruten

Avrupa’nın en eski ahşap binası

Posta vapuru

Beyaz geceler

Buz kısmen 500 m kalınlıkta 

Üst kısımlar buzul 

Oslo park 

Somon, kurutulmuş balık

Bergen, flam treni 

Cinler, periler, troller