İSTİHDAM ARTIŞLARI 'İYİLEŞME' İŞARETİ
ABD ve Avrupa merkez bankalarının iyileşmelerin Haziran'dan itibaren hızlanacağını ve ekonomiye verilen desteklerin azaltılacağını belirtmesi küresel ekonomilerde normalleşmenin başlayacağı mesajı olarak algılanıyor. Az da olsa yurtiçi ve yurtdışı istihdamdaki artışlar tünelin ucundaki ışığı gösteriyor.
Sedat YILMAZ
Koronavirüs pandemisinde büyük kayıplar yaşayan dünya ekonomisi, aşılamanın yaygınlaşması, alınan tedbirlerin etkili olması, salgın vakalarının kontrol edilebilir seviyede tutulması ve iktisadi faaliyetlerin artması sebebiyle istihdamda kazanımlar elde ediyor. Geçen yıl milyonlarca istihdam kaybı yaşayan ABD, Avrupa ve diğer ülkelerde işsizlik verilerinde artan ivme ile iyileşmeler görülmesi küresel ekonomide normalleşmenin yakınlaştığının habercisi şeklinde algılanıyor. Bugün Mart ayı istihdam verileri açıklanacak Türkiye’de de geçen seneden başlayan ve bu yılın ilk çeyreğinde artan istihdam ve işgücü sayısı ekonomide olumlu parametrelere işaret ediyor.
ABD Merkez Bankası (FED), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve diğer küresel merkez bankaları iktisadi aktivitenin artması ve beraberinde gelen ekonomilerdeki düzelmeler, ekonomi yönetimlerini memnun ediyor. Söz konusu küresel ekonomiler salgın zararlarını önlemek için Mart 2020’de başlatılan tahvil alım programlarında azaltma yönünde yeni planlamalara gideceği belirtiliyor.
İyimser gelişmelerin odağında bulunan istihdam artışında piyasa beklentileri dışında da olsa her geçen ay iyileşme yolunda ilerleyen ABD’de Nisan ayı istihdam verileri olumlu mesajlar verdiği ifade ediliyor. Buna göre, ABD’de tarım dışı istihdam artışının Nisan’da 978 bin kişilik beklentiye karşılık 266 bin artması etkili oluyor.
Ekonomiler iyileşmeden ümitli
Hazine Bakanı Yellen’ın, istihdam artışının azlığına değil artışına bakılması gerektiğini belirterek, işgücünün büyümesinden cesaret alınması gerektiğine, bunun ekonominin salgını yenmesinin umut verici bir işareti olduğuna işaret etmesi dünyayı da umutlandırıyor.
Hazine Bakanı Yellen istihdamla ilgili son açıklamasında, “Her şeye rağmen dikkate değer bir ilerleme kaydettik. Bir yıl önce, bir ayda 20 milyondan fazla kişinin işini kaybettiğini öğrendik. Gelecek yıl tam istihdama ulaşacağımıza inanıyorum. Bugünün rakamları, ekonomimizin iyileşmeye devam ettiğini ancak işin henüz bitmediğini gösteriyor” ifadelerini kullanıyor.
Bank of America’nın (BofA) haftalık EPFR fon akım verilerine dayandırdığı raporunda, istihdam artışının piyasa beklentisi altında olsa bile kötümser olarak algılanmaması gerektiği, neticede bir kazanımın söz konusu olduğu ve iktisadi aktivitenin de artması paralelinde ekonominin iyileşme yoluna girdiği, bunun en önemli etkisinin tahvil alımlarında azaltıma gidileceği haberi olduğu belirtiliyor.
FED’in ekonominin toparlanma aşamasına girdiği ve buna bağlı yatırımcı iştahının güçlendiğini raporlamasından sonra raporu yorumlayan FED üst düzey yetkilisi Lael Brainard, bankanın altı ayda bir yayımladığı finansal istikrar raporunun önemine dikkat çekiyor ve “Finansal riskler yok değil. Ancak yatırımcı iştahının artması olumlu. Ekonomi güçlü toparlanma yolundaysa sistemin direncini sağlamak da önem kazanıyor” diyor.
İyimser gelişmelerle birlikte Raymond James baş yatırım yetkilisi Larry Adam, “Bir rakam trend oluşturmaz ama ABD tarım dışı istihdam verisi aşırı ısınan ekonomi ve belirgin şekilde yükselen enflasyon konusundaki baskıyı bir nebze azalttı. Bu veri, FED’in varlık alımlarını azaltmaya dair vaktinden erken açıklama yapması konusunda daha az baskı oluşturdu” yorumunu yapıyor.
Avrupa da aynı yolda
Aşılamada seviye kazanan ve iktisadi aktivitede artış gören Avrupa’da da, salgın tedbirlerinin hafifletilebileceğine dair açıklamalar dikkat çekiyor.
Ekonomide tam toparlanma sağlanana kadar teşviklerin devam edeceğini belirten ECB Başkanı Christine Lagarde tahvil alımları ve pandemi destekleriyle ilgili azaltım konusunda net açıklama yapmazken ekonomistler elde edilen verilere göre söz konusu gelişmenin Haziran ayından itibaren yaşanabileceğine, acil destek programının 2022’den önce tamamen kaldırılmayacağına dair yorumlar yapıyor. Ekonomistlerin daha çok ABD ekonomisini ve ABD 10 yıllık tahvillerinin gidişatını takip ettiği kaydediliyor.
Rabobank ECB ve Avro Bölgesi Makro Strateji Başkanı Elwin de Groot, Haziran ayındaki olası kararın ECB’nin PEPP’den çıkış konusundaki gelecek stratejisi konusunda fikir sağlayabileceğini söylüyor ve “ECB, kendisini ve piyasaları PEPP'nin azaltılmasına hazırlıyor olabilir. Banka Eylül ya da Ekim’de PEPP’nin aylık alım hızının düşürülebileceğine yönelik açıklama yapabilir” değerlendirmesini yapıyor. Commerzbank Kıdemli Ekonomisti Michael Schubert de ECB’nin Haziran ayına kadar beklemede kalabileceğini ifade ediyor.
ECB Başkanı Lagarde 7 Mayıs’taki konuşmasında istihdam ve büyüme ile ilgili bilgi verirken, “ECB’nin fiyat istikrarına odaklanması istihdam ve büyümeyi destekliyor” demişti.
Lagarde Mart’taki faiz kararı sonrası yaptığı açıklamada da, pandemi ve küresel risklerin giderek daha dengeli hale geldiğini vurgulamış, tahvil alım programının 1,85 trilyon euroda tutulduğunu belirtmişti.
İstihdam verisi bugün açıklanıyor
Tüm dünyada olduğu gibi yükselen iktisadi aktivite ile birlikte istihdam sanayi öncülüğünde Türkiye’de de artış eğiliminde. 2020 yılında tüm dünyada olduğu gibi istihdam sorunları yaşayan ancak bu sıkıntıları alınan teşvik tedbirleriyle azaltan Türkiye’de az da olsa istihdamdaki artışlar ve işgücüne katılım iyi mesajlar veriyor. Bugün açıklanacak Mart ayı istihdam verileri ilk çeyrek ile ilgili bilgi verirken bu yıla dair gidişatı da ortaya koyacak.
Geçen sene yıllık bazda işsiz sayısını 408 bin kişi azaltan Türkiye ekonomisi, pandeminin etkisinden kurtulamamış istihdam edilenlerin sayısı 2020’de 2019 yılına göre 1,2 milyon kişi azalarak 26,8 milyon, istihdam oranı da yüzde 42,8 olarak gerçekleşmişti. İşgücüne katılma ise bir önceki yıla göre 1,6 milyon kişi azalarak 30,8 milyon kişi olarak ölçülmüştü. İşgücü oranı da yüzde 49,3 olmuştu.
Bu yıl ise istihdam konusunda daha dikkatli bir rota çiziliyor. Pandemi kaynaklı iş kayıplarının desteklerle önlenmesi sonucu 2021 Ocak’ta ilave 821 bin kişinin katılımıyla işgücü 31,5 milyon kişiye ulaştı. Aynı hız Şubat’ta da devam etti. 2021 Şubat’ta ek 226 bin kişi artışla işgücü sayısı 31,7 milyon kişiye yükseldi. Ocak 2021’de yüzde 49,9 olan işgücü oranı Şubat’ta yüzde 50,1’e çıktı. Özellikle sanayide işgücüne katılımın artması istihdamdaki nispi iyileşmeyi gösteriyor.
Dalgalı haftadan kazançlı çıkan borsa ve altın
Merkez bankalarının faiz kararı verdiği 3-7 Mayıs haftasında yurt içi ve yurt dışında ekonomi gündemlerde ağırlıkta yer aldı. Türkiye’de enflasyon, TCMB faiz kararı ve beklenti anketi, Markit / İSO PMI İmalat verisi ile reel ve finans sektöründe işletmelerin ilk çeyrek bilançoları haftaya damgasını vuran gelişmeler oldu. ABD’de tarım dışı olmak üzere istihdam raporu, imalat verisi ve yine Çin’de imalat datasıyla dış ticaret dengesi, İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) faiz kararı takip edildi.
Yurt dışı ise daha çok tahvil alım programlarına odaklandı. ABD istihdam verilerinin zayıf da olsa artışta olması, pandemi desteklerinin azaltılmasını akıllara getirdi. Bu düşünceye Avrupa’da katılmak istediğini gösterdi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) yönetim kurulu üyesi Martins Kazaks, tahvil alımlarında azaltım ile ilgili kararı Haziran’da alabilecekleri söylerken, BOE son faiz kararı toplantısında varlık alım hızının azaltılmasına karar verdi.
Haftanın diğer konusu “aşı patenti” meselesi üzerinde yoğunlaştı. ABD Başkanı Joe Biden aşılarda patentlerin kaldırılmasını destekliyor. ABD ile Fransa aşılarda patentin tartışılmasını isterken Almanya ise buna karşı çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü ise kovid-19 aşılarında patent haklarının kaldırılması için yeşil ışık yaktı. Aşı savaşlarının uzun bir süre süreceği gözleniyor. Aşı tartışmaları ilaç şirketlerindeki satış etkisiyle piyasaları da olumsuz etkiliyor.
Bu arada dünyada ticareti en fazla yapılan 4 üründen biri olan “çip”lerle ilgili ABD, Çin, Güney Asya ve diğer bölge ülkeleri arasındaki kıyasıya savaşta ABD’nin atak yaparak Avrupa’da Intel vasıtasıyla bu yaz bir üs kuracağını açıklaması dikkatlerden kaçmadı. Türkiye ise Gebze’deki tesisiyle çip üretiminde önce yerli otomobil ve diğer sektörlere yönelik çalışmalarını yoğunlaştırdı.
ABD Hazine Bakanı ve FED eski başkanı Janet Yellen’in hafta içindeki iki farklı açıklaması piyasaları karıştırdı. Yellen ilk açıklamasında enflasyon sebebiyle faizlerin biraz artırabileceğini söyledi. İkinci açıklamasında ise sözü değiştirerek faiz artırımını önermediklerini, enflasyonun da kalıcı olmayacağını bildirdi. Piyasalar bir miktar yatışsa da tedirginlik devam ediyor.
10-14 Mayıs haftasında yurt içinde Mart ayı işsizlik oranı, sanayi üretimi ve cari denge verileri alınacak. ABD’de TÜFE, ÜFE, sanayi üretimi, kapasite kullanımı, Michigan tüketici güven endeksi, Çin’de ise enflasyon takip edilecek.
Bu hafta yurt için piyasalarda borsa ve altın yatırımcısı kazandı, döviz yatırımcısı kayıp yaşadı. Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 3,11, altının gram satış fiyatı yüzde 2,57 değer kazandı, dolar/TL yüzde 0,80, euro/TL yüzde 0,17 değer kaybetti. Piyasada 1000 liralık yatırım borsada 1031,1 lira, altında 1025,7 lira, dolarda 992 lira, euroda 998,3 lira oldu.
Yatırım araçlarında bu hafta projeksiyonunda gelecek haftaya yönelik tahminler şöyle oluştu:
BIST 100… Borsa İstanbul 100 Endeksi, en düşük 1.400,15, en yüksek 1.444,79 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 3,11 artarak 1.441,33 puandan tamamladı. Borsa, TCMB’nin faizi sabit bırakmasının yanında ABD ve Avrupa ekonomisindeki iyi gelişmelerle yurt dışı piyasaların desteğiyle haftayı kazançla kapattı. Borsada yoğunlaşan halka arzlar ve iyi gelen bilançolar da endeksin hızlı yükselişinde etkili oluyor. 1400 puanı kuvvetli destek yapan Borsa 100 endeksinin aynı hızla gelecek haftayı artıda kapatması öngörülüyor. Endeks 1445 direncinin üzerinde kaldığı sürece yükselişini 1500’lere kadar taşıması ihtimal görünüyor.
DOLAR/TL… TCMB’nin faizleri sabit tutmasına karşılık enflasyon üzeri faizde kararlı olacağını bildirmesi döviz tarafında zayıflamalara neden oldu. Ayrıca uluslararası piyasalarda ABD tarım dışı verisinin zayıf gelmesi, Hazine Bakanı Yellen’ın netameli açıklamaları ile ABD 10 yıllık tahvil getirisinin yeniden 1,65’lerden 1,50’lere düşmesi dolar endeksini 90 seviyesine indirdi. Yurt içinde de yüzde 0,80 değer kaybeden dolar, 8,2350 liradan haftayı tamamladı. Dolarda gelecek hafta 8,22’lerin altında kalıcılık sağlanırsa kur 8 liraya kadar düşebilir. Kur 8,25’lerin üzerinde direnirse 8,45’lere kadar çıkabilir.
EURO/TL… Avrupa’da aşı çalışmalarının hızlanması, ekonomik aktivitede sınırlı da olsa iyileşmeler euroyu dolara karşı daha sağlam tuttu. Parite 1,21 ile hafta sonu da direncini sürdürdü. Parite 1,20’nin üzerinde kaldığı sürece euro lehine çalışacak gibi görünüyor. Yurt içinde ise euro yüzde 0,17 azalarak 10,0070 liraya geriledi. Düşüşte TCMB’nin faiz kararı, ABD 10 yıllık tahvil getirilerindeki gerileme ve parite etkisi etkili oldu. 9,90’ı destek yapan kur aşağı yönlü kırılırsa 9,80’ler gündeme gelebilir. Kur 9,90’ın altında kaldığı sürece direnç olarak 10,03 ve 10,1’ler takip edilmeli.
ALTIN… Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 2,57 kazanımla 483,80 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 2,52 artışla 3.208,00 liraya yükseldi. Geçen hafta 765,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 784,00 liraya çıktı. ABD tahvil getirilerindeki gerileme altın için en iyi haber. ABD 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 1,65’lerden 1,50’lere kadar düşmesi altına yaradı. Altın yatırımcısı doların da zayıf seyrettiği piyasalarda altına yüklendi. Önce Hazine Bakanı Janet Yellen’ın karışık açıklamaları, ardından gelen tarım dışı istihdamdaki zayıflık altın fiyatlarını bu hafta son 3 ayın zirvesi olan 1841 dolara taşıdı. 1840 dolar seviyesinden satış yiyen ons altın 1830’lu seviyelerde hareket ediyor. Satışlarla altın 1794 seviyesine inerse aşağı yönlü hareket devam eder. Ancak 1830’un üzerinde her kalış, yüksek direnç olan 1840’lı kıracağının işareti. Onsun önce 1860 ve ardından 1880’lere kadar tırmanma gücü var. Nisan ayında yüzde 3,5 getiri sağlayan ons altın, Mayıs’ın ilk haftasında yüzde 4’lük bir kazanç sağladı. Söz konusu gelişmeler devam ettiği sürece ons altın 1830’u destek yaparak yükselişini sürdüreceği öngörülüyor. Yurt içindeki gram altının seyri ons ve doların hareketine bağlı. 486 liradan işlem gören gram altında 488 liralık direnç kırılırsa 500’lü rakamlar görülebilir. 483 lira ise kuvvetli destek. Buranın aşağı yönlü kırılması yeniden 470’li fiyatları piyasaya yansıtabilir.
PETROL… Uluslararası piyasalarda 68 dolarda seyreden brent petrol ABD ve Avrupa’da talebin canlanacağına dair beklentilerle yükselişini sürdürüyor. Ekonomilerdeki iyileşmelere aşılama programının güçlü seyretmesinin etkili olduğu tahmin ediliyor. Diğer taraftan ABD ham petrol stoklarındaki gerilemeler de fiyatları yukarıda tutuyor. Brent petrolde 68 dolar seviyesi yakalansa da küresel ekonomiye yönelik endişeler bu bölgede kalıcılığı sağlayamıyor. Teknik olarak 69 dolar güçlü direnç görünümünde. İyileşmelerin artması durumunda 70 dolarların üzeri denenebilir. 68 dolar yukarı yönlü kırılamazsa 67 dolar gündeme gelir. Ekonomilerdeki kötüleşme ve petrol stoklarındaki çoğalma fiyatları yeniden 60 dolar seviyesine çekebilir.
KRİPTO PARA… Pazarın lider enstrümanı Bitcoin 58.557 dolarda seyrini sürdürüyor. Para son 24 saat içinde yüzde 3,8, son bir haftada yüzde 1,90 kazandırdı. Ethereum da son 24 saatte yüzde 2,54, son bir haftada yüzde 24,17 oranında prim yaptı. Pazarın hacimde üçüncü büyük parası Ripple da 1,5835 dolarda seyrediyor. Para son bir günde yüzde 0,09 değer kaybederken haftalık bazda yüzde 1,62 kazandırdı. Pazarın yıldız ise Elon Musk’ın da desteklediği Dogecoin. 0,7120 dolardan işlem giren kripto para son 24 saatte yüzde 14,46, haftalık da yüzde 97,09 oranında kazanç sağladı.