Sorunun kaynağı belki de Çinliler değildi, bilemiyoruz ama onların coğrafyasında vaka ortaya çıktığı için ihale onlara kaldı. 

Haliyle de salgınla ilk mücadele eden, bölgesel ve ulusal düzeyde yaptırımları peş peşe sıralayan, hastalığın tıbbi altyapılarını, oluşumunu, semptomlarını, tedavi yöntemlerini, acil eylem planlarını ortaya koyan ve uygulayan yine onlar oldu. 

Şimdilerde vaka sayılarını durduklarını ve toplumsal dinamiklerin tekrar başladığını izliyoruz. Çin’in son durumunu başarı olarak nitelendiren de var, dünyaya yanlış bilgi servis ediyor, gerçekte olanları saklıyorlar diyen de.

Olayları, söylentilerden ve yorumlardan ayıkladığımız zaman bir gerçek ile karşı karşıya kalıyoruz. 

O da şu; Çin, sahip olduğu virüs deneyimi ve süreç yönetimi ile dünyaya kurtarıcı rolü ile yayılmaya başladı. Dünya toplumları Çin’i artık sorumlu tutmuyor, tutamıyor. An itibariyle, virüs ile mücadele etmenin en iyi yollarından bir tanesi Çin’in bilgi ve deneyimi. 

Çünkü, korona her ne kadar diğer virüsler ile benzer özellikler taşısa da, diğerlerinden farklı. Zaten her hastalığın ayrı bir mücadele etme yöntemi olduğu da bir gerçek. Toplumlar virüse karşı deneyimsiz. Ortada da Çin örneği. Durum böyle olunca da, koronanın Çin ayağında aktif ve etkin görev yapan her bir birey dünyanın farklı noktalarına ulaşmaya başladı. 

Teşhis de ve tedavi de kullandığı her türlü medikal ürünleri diğer ülkeler ile paylaşıyorlar. Salgına nasıl mani olduklarını anlatan binlerce video çektiler. Çektikleri bu videolar, diğer ülkelerde görev yapan büyükelçilerin sosyal medya hesaplarında. 

Çinli yetkililer, ülke yetkilileri ile sürekli istişare halinde, sosyolojik, ekonomik ve biyolojik olarak nasıl mücadele ettiklerini anlatıyorlar. Yani Çin hem ürettiği tıbbi ürünleri hem de deneyimini satıyor. Bunu yaparken de sosyal sorumluluk ve kamu diplomasisi kanalı üzerinden gerçekleştiriyorlar. 

Güney Kore aklınıza mutlaka gelmiştir. Onlar da bu işte iyilerdi dediniz, eminim. Ancak Güney Kore, virüsün sunuş aşamasında etkili bir yol izledi. Çin ise gelişme ve olgunluğu gördü. O yüzden Çin’in Güney Kore’ye göre sahip olduğu deneyim daha kitlesel bir boyutta. 

Hani diyorlar ya, virüs bize ne öğretti diye, onlarcasından bazıları, deneyimden ziyade deneyimin nasıl pazarlandığını ve bir ulusun dünyada nasıl kurtarıcı ve kahraman olduğunu algılatmasıdır.

Çinli diplomatlar, dünyanın her yerinde aynı mesajı veriyorlar; “Çin, her zaman sizin yanınızda!” Sonuçta, hâkim güç olmak için iyi bir zamandalar.