Dolar $
32.57
%0.07 0.02
Euro €
34.92
%0.31 0.11
Sterlin £
40.67
%0.08 0.03
Çeyrek Altın
3961.27
%0.09 3.36
SON DAKİKA
Son Yazıları

Faizleri tek rakamlara çekme zamanı!

17 Mar 2020

Ekonomimiz, piyasalarımız ve finans yapımız küresel çarkın bir dişlisi ise ABD Merkez Bankası'nın (FED) toplantı öncesi 100 baz puan faiz indirdiği yerde TCMB'nin faiz düşürmemesi tuhaf karşılanır. Hatta farklı beklentiler abesle iştigal olur.

FED başta tüm küresel merkez bankalarının faizleri,  sıfıra ve negatifin dibine doğru çektikleri bir ortamda artık TCMB’nin politika faizini hedeflerin ötesinde tekli rakamlara indirme zamanının geldiğini düşünüyorum.

Bazı piyasa bilgiçleri ‘Küresel dolar likiditesi baskısı ve petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte oluşacak yüksek enflasyon direnci, TCMB’nin faiz indirimini engeller’ dese de Merkez’in seri indirim politikasını değiştireceğini tahmin etmiyorum.

Bu beklentimizin arkasında ana sebep; küresel dolar likiditesinde baskının devam etmesi ve likiditenin daha da artma ihtimalinin yüksek olması. Ayrıca, halen kur artışının enflasyon ve diğer beklentileri olumsuz etkilemesine rağmen akaryakıt fiyatlarındaki düşüşlerin buna duvar oluşturacağı kanaatindeyim.

***

Geçen yıl Temmuz ayından bu yana aralıksız 1325 baz puan faiz indiren Merkez Bankası’nın (TCMB) 19 Mart Perşembe günü yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında şahsen benim indirim beklentim en az 25-75 baz puan. Yüzde 10,75 puan olan politika faizi büyük ihtimalle yüzde 10’a iner ve 22 Nisan’daki PPK toplantısında tek haneli faiz rakamlarına düşeriz. Öngörüm bu yönde.

Keşke FED gibi TCMB de 100 baz puan indirse de tek haneli rakamı Mart’ta görüp ikinci çeyreğe daha sağlam başlasak… Öyle güzel olurdu ki…

Piyasalara tersten bakan bazı akıllılar, belki faiz indirimi sonrasında piyasaların ne kadar hızla düzeldiğini seyreder de utanır…

Küresel talep azalması sebebiyle petrol fiyatlarındaki düşüşün, enflasyonu tetikleyeceğini ileri sürenler; petrol fiyatlarının daha da düşmesiyle artacak üretimin, talebi karşılayıp hatta aşağı yönlü baskılayacağını ve enflasyonu düşüreceğini düşünmüyorlar mı?

Ha, düşünemiyorlarsa o zaman bunlar ekonominin en çok bilinmesi gereken temelini oluşturan enflasyonun tanımını, ne olduğunu bilmedikleri gibi nasıl oluştuğunun farkında da değiller herhalde!

***

Hani ‘Merkez’den ölçülü faiz indirimi bekleniyor’ deniyor ya, bu işin tek ölçüsü var o da; ekonomi verileri…  Yüzde 12,37 gerçekleşen Şubat ayı enflasyonu ve özellikle çekirdek enflasyonun yüzde 9,97 çıkması kimseyi aldatmasın. Son TCMB beklenti anketinde yılsonu TÜFE’nin yüzde 9,9 seviyesinde gösterilmesi boşuna olmasa gerek. Tahminim azalan taleple birlikte enflasyon aşağı inecek ve Mart enflasyonu faiz indirimlerinin daha da önünü açacak.

Bugün itibariyle 466 seviyesinde gezinen CDS’ler faiz indirimi konusunda bir olumsuz etki gösterse de bahsettiğim gibi Mart enflasyonunun Şubat’a göre düşük olacağı tahmini, diğer taraftan Türk tahvil faizlerinin 5 ve 10 yıllık tahvil faizinde yüzde 12-12,5 aralığında hareket etmesi, 2 yıllık tahvil faizinin yüzde 10’lara yeniden dönmesi faiz indirimini destekler görüntüsünü veriyor.  Çünkü küresel merkez bankalarının gevşek para politikası ve tahvil faizlerindeki düşük seviyeleri TCMB’yi faiz indirimi konusunda cesaretlendiriyor.

***

Ancak piyasada altının yükseleceği yerde düşmesi, borsada bilinirliğin ortadan kalkması, dövizin anlamsız hareketleri, faizlerin dip yapması, merkez bankalarının genişleme politikalarına direkt nakit parayı da katmaları, piyasa mantığını allak bullak ediyor.

Şu anda hiç kimse nereye, nasıl ve niçin yatırım yapacağını bilemiyor. Hele hele koronavirüs salgını sebebiyle offshore’lara olan küresel büyük ilgi piyasa disiplinini tamamen bozmuş durumda. Merkez Bankalarının munzam oranlarındaki uygulamaların offshore swaplarına yönelik olduğunu söyleyenler de var. Yine de hangi yatırım aracının nerede soluklanacağını kestirmek zor.

Tabii bu iş burada da kalmayacak. Başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülkenin ekonomilerinde ciddi daralmalar yaşanacak. Söz konusu durum ise TCMB’nin faiz açısından elini kuvvetlendirecek.

İşte ABD yatırım bankası Goldman Sachs’ın taze notu…

Banka ABD ekonomisinin bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5 daralacağını raporluyor. Goldman Sachs yılsonu yüzde 1,2 olan büyüme tahminini yüzde 0,4 olarak ifade ediyor. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in koronavirüs sebebiyle ekonominin resesyona girmeyeceğini açıklamasına rağmen bankanın raporunda iddiasını “Tedarik zincirindeki sıkıntılar ve sıkılaşan finansal koşullar büyümeyi düşürecek” cümleleriyle desteklemesi aslında gelecekte küresel ekonomik manzaraya ışık tutuyor.

Koronavirüs salgını belki dünyayı tehdit ediyor ama Türk ekonomisinin faizden kurtulması için bir çıkış yolu ve bir fırsat olabileceğini şimdiden bir kenara yazmak da gerekiyor.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları