Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

Gıdaya sahip çıkan ayakta kalacak

30 Mar 2020

İnsan sağlığının yanında küresel gıda tedarik zincirini tehdit eden covid-19 salgınına karşı devletler tarıma yönelik politikalarını üst seviyeye çıkardı. Türkiye başta birçok ülke muhtemel kıtlık ve gıda krizinin engellenmesi için üretimin artırılması ve lojistiğin geliştirilmesi için özel önlemler alıyor.

Küresel covid-19 salgını sadece insan sağlığını değil, gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Hasta sayısının 700 bini, ölü sayısının 30 bini geçtiği, 3 milyar insanın eve kapandığı ve global ekonomi faaliyetlerinin yüzde 80’den fazlasının durduğu dünyada geleceğe yönelik belirsizlik hakimiyetini koruyor.

Devletler uluslar arası kuruluşların da desteğiyle yüksek ve radikal kamu fonlarını devreye almalarına rağmen sağlıkta bugün için yakalayabildikleri başarıyı hayati önem taşıyan gıda alanına ne kadar taşıyabilecekler veya başarıda ne kadar daha üste çıkabilecekler bu durumu gelecek aylarda daha net görebileceğiz.

Dünyada ulusal korumacılık ile sınırların sıkı sıkı tahkim edildiği böyle bir ortamda devletler tarımda üretimin devamını ve arz güvenliğini sağlayamazsa birçok ülke yakın gelecekte büyük bir gıda krizi yaşayabilir. Küresel uyarılar bu yönde.

gıda1

Daha fazla çaba lazım

Pandemiye karşı oluşabilecek olumsuzluklara karşı planlı ve hızlı tedbirler alabilen ülkeler, covid-19 mücadelesinde ne kadar başarı yakalasalar da gıda ve tarım konusunda daha fazla gayret göstermek zorundalar. Dolayısıyla insan hayatını koruma adına yapılacak düzenlemelerde disipline uymak ve yılgınlığa düşmemek elbette en önemli davranış olacak.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Baş Ekonomisti Maximo Torero Cullen’ın önerilerini yabana atmak olmaz. Cullen’ın önerilerine FAO’nun kurumsal sitesinden bakılabilir.

Cullen, her ülkenin kendine has bir özelliği olduğu, kimi ülkede tarımın, kimi ülkede sanayinin öne çıktığını hatırlatıyor ve her devletin kendi bünyesine göre salgına karşı plan ve programlar geliştirmesini öneriyor.

FAO Baş Ekonomisti Cullen, covid-19’un bugün dünya için büyük risk olduğunu, ancak riski azaltmanın yollarından en önemlisinin insan için vazgeçilmez olan sağlık ve gıdada güvenliğin sağlanması gerektiğini söylüyor.

gıda2

Kilit politikalar büyük risk

FAO olarak salgının sağlık yönünden daha fazla, gıda ve tarıma yapacağı olumsuz etkileri düşündüklerini, şu an için ülkelerin içine kapanması ve kilit politikalar benimsemesinin gıda güvenliğini sıkıntıya ittiğini ve söz konusu yaklaşımların büyük bir risk olduğunu ifade ediyor.

Cullen’a göre gıdada risk var mı, evet var!

FAO Baş Ekonomisti’ne göre, salgın sebebiyle insanlar evlerinde, bulundukları yerlerde ciddi bir gıda stoku yapmış ve hâlâ bu panik davranışlarını devam ettiriyor... Fakat ekonomik faaliyetlerin durması, kilitlenmelerden kaynaklı baskılar sebebiyle tedarik zincirine darbe vuruyor… Bilhassa lojistikte yaşanan aksaklıklar gelecek aylarda daha fazla kendini gösterecek... 2020 yılı için geçen yıldan gelen stoklar ve bu yıl elde edilecek ürünler sebebiyle kısmi bir darlığın ötesinde gıdada fazla sıkıntı olmayacak ama gelecek yıllar için bunu bu kadar net söyleyemeyiz… Zira salgının ne zaman biteceği ve insan hayatı üzerinde ne kadar hasar bırakacağı henüz belli değil. Ekonomiler ise belirsizliği sevmez…

gıda6

Hata yapma lüksümüz yok

Cullen’ın asıl üzerinde durduğu mevcut gidişata devletlerin nasıl projeksiyon ve icraat oluşturacağı yolunda. Cullen, “Şayet hükümetler şu andaki koronaya karşı düzenledikleri büyük çaplı tedbirlerini, mücadele planlarını gıda ve tedariki üzerinde göstermezlerse oluşabilecek arazları gidermek daha da zorlaşacak. Devletler şu anda yaşanan mevcut acıyı daha da kötüleştirecek hataları kesinlikle yapmamalı. Programlarını ona göre yapmalı” diyor.

Tabii bugün için yapılacak en önemli iş, acil gıda yardımlarını yerine ulaştırmak. Şöyle bir düşünün, dünyada tüm okullar kapalı… Bunun anlamı 300 milyon çocuğun aynı zamanda gıdadan da mahrum olduğu gerçeği. Sınırı daha da genişletelim… İşini kaybetmiş milyonlarca insan ailesine gıda getirmenin telaşı içinde. Bugün yerine ulaştırılmaya çalışılan kamu destekleri nereye kadar gidecek, onu da kestirebilen henüz çıkmadı. Bizde Kızılay ve uluslar arası diğer yardım kuruluşlarının da bir yere kadar dayanma gücü olacak, tabii. Ha, gıdadan hiçbir ümidi olmayan Afrika ve diğer bölgelerde sürekli açlık çeken insanları şimdilik saymıyorum.

gıda10

Politikalar gözden geçirilmeli

Düşük ve orta gelir grubundaki ülkeler dünya gıda ticaretinin üçte birini meydana getiriyor. Bu ticaret dünya gıda tedarikine ciddi katkılar sağlarken ekonomileri ayakta tutuyor. Maamafih ithal gıdaya bağımlı ülkeler, gıda ticaret hacminin yavaşlamasına karşı savunmasız. Gıda zincirindeki yavaşlama uzun zaman alırsa fiyatlar da o nispette pik yapar. Bu da gıdaya ulaşımı engeller.

Söz konusu çerçevede ülkelerin elbette yapabileceği çok uygulama var. Öncelikle ABD/Çin arasında yaşanan ticaret savaşları gibi ülkeler birbirlerine karşı duvarlar örerlerse işin içinden çıkılmaz. Yani ülkeler ticaret ve vergilendirme politikalarını, üretim ve lojistik zincirlerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Böyle ortamlarda ülkeler de dahil bazı fırsat gruplarına yol vermemek şart.

Nasıl mı, anlatalım… Yüksek ihracat vergisi uygulayan, ihracatı engelleyen, ithalatın önünü açarak dilenci komşu politikaları uygulayanlara kesinlikle müsaade edilmemesi gereği öne çıkıyor.

Demek istediğim, gıda konusunda kesinlikle açık ticaret benimsenmeli. Bu çerçevede ithalat tarifeleri, tarife dışı ticaret engelleri ve KDV’ler gibi vergiler azaldığında en azından hem ulusal hem küresel anlamda gıdaya ulaşma daha kolaylaşacak diye düşünenlerdenim. Doktorlara benzer herkes gıda üzerine Hipokrat gibi bir yemin etmek zorunda.

gıda3

Gıda zincirinin güvenliği

Yurt içindeki tedarik zinciri de önemli. Çiftçi, tarım işçisi, gübre, tohum, veteriner, ilaçlar, işleme tesisleri, ürünleri dağıtanlar, perakendeciler ve tüketiciyi içine alan zincirde bir kopma olursa sistem tabii eskisi gibi yürümeyecek. Ne zaman biteceği belli olmayan pandeminin tarımı olumsuz etkilememesi için gıda zincirinin mutlaka güvenliği sağlanmalı. Aynı zamanda insanların da bir yandan sabra ve kanaatkârlığa alışması lazım.

Şu anda bile gıda sisteminin işlemesini sağlayan zincirin sağlık tedbirleriyle güvenliğinin alınması şart. Gerek yurt içi veya yurt dışı çiftlik işlerinin çoğu göçmenler veya o bölgenin insanları tarafından ifa ediliyor. Onların sağlıkları ise bugün için en önemli üzerinde durulması gereken bir husus.

gıda7

Her imkan ortaya konulmalı

Gıda arzının herkes için yeterli kalmasını sağlama konusunda şayet politika yapıcılar işe en ince noktalarına kadar kafa yormaz ve uygulamaları sahaya indiremezse önce ulusal sonra küresel açlığın paradoksu gündeme gelebilir.

Bakınız bugün bile pandeminin zirve yaptığı İtalya’da ki Po Ovası ile Avrupa’nın tarım merkezi sayılır, un talebi yüzde 80 arttı. Diğer ürünlerin durumunu henüz bilen yok. “İtalya Akdeniz ülkesi. Balık ve deniz ürünleri onlara yeter” diyenler de olacak muhtemelen. Tedarik zinciri bozulduğunda denizdeki balığı sofraya getirmek bile dünyanın en zor işleri arasına girer.

Şimdi önümüzde Nisan ve Mayıs ayları hakikaten kritik. Bu aylarda gıda tedarik zincirinde aksamalar olacak. Karantina var, kimse evinden dışarı çıkamıyor, işyerleri kapalı, çalışanların da çalışma istekleri eskisi gibi değil. Ülke içinde dahi serbest dolaşımda yüksek derecede kısıntılar var. İş gücünün azaldığı, üretici ve gıda sanayicilerinin geleceğe yönelik beklentilerindeki sıkıntılar ister istemez gıda fiyatlarına yansıyacak. Yani üretim yavaşlayacak, talepler ise aynı oranda azalmayacağı için enflasyonlar zirve yapacak. Bu arada başta dolar olmak üzere birçok uluslar arası rezerv paralarda karşılıksız basımın hayata geçtiğini hatırlatayım.

gıda4

Ürün alım kampanyaları

Yapılacak iş; politika üretenlerin, gıda üreticilerini fert fert araştırıp ayakta kalmasını sağlayacak düzenlemeleri yürürlüğe koymak mecburiyetinde. Hükümetler başta küçük olmak üzere orta ve büyük üreticilere kadar ürün alım kampanyasını şimdiden düşünmeli, diyorum.

Wuhan’dan bir örnek vereyim… Çin’de daha önce 1988 yılında uygulanan ve sonra kaldırılan Sebze Sepeti uygulaması yeniden canlandırıldı. Kent sakinlerine taze ve besleyici ürünlere erişim sağlanarak çevre küçük gıda üreticileri bundan büyük faydalar sağladı. Et ihtiyacına kadar belediyeler de üretici ve tüketiciye her konuda destek oldular. Söz konusu sepetten evinden ayrılamayanlar dahi istifade etti.

Dolayısıyla Covid-19’u bertaraf etmek için karantina, sokağa çıkma yasağı, toplumsal ve kişisel uygulamalarla aşı, ilaç, cihaz ve yeni hastane yapımına kadar acil her türlü sağlık faaliyetlerini öncelik haline getiren birçok ülke artık gıda güvenliği konusunda da elini taşın altına tamamen koymalı.

gıda8

Uyarılar boşuna yapılmıyor

Gıdaya ulaşmada üretim, tarımsal girdilerin tedariki, işleme, nakliye depolama gibi bir zinciri ihtiva eden sistem, virüs daha da yayıldıkça, hasta ve ölüm vakaları arttıkça daha da bozulmaya yüz tutabilir. Ülkeler tedbir alıyor fakat önlemlerin noktasal olduğunu pek tahmin etmiyorum. Özellikle uluslar ile birlikte küresel gıda sürecini zora sokacak gelişmeler kuvvetlenmeden ve iş farklı aşamalara geçmeden alınması gerekenler bir bir sahaya indirilmeli.

Tarımda ileri sayılabilecek devletlerin dahi gıda arzı şokunu engelleyebilecek olumsuzluklara karşı önce ulusal uygulamalarla üretim ve tedariki genişletici düzenlemelere ağırlık vereceği tahmin edilirken tarıma yönelik tedbirler alınsa da bu önlemleri sarı ve kırmızı alarm seviyelerine taşıyacak kadar adımların atılması şart.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) “Salgının gıda sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek ve küresel gıda tedarik zincirlerini canlı tutmak için hızlı önlemler alınmazsa; genişleyen ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalabiliriz” uyarısı yaparken politika yapıcıların işi ciddiye alması ve ona göre politikalar oluşturması bugün yapabilecekleri en önemli iş.

gıda1

Stoklar dolu demeyelim

Evet, insan sağlığının yanında küresel gıda tedarik zincirini tehdit eden covid-19 salgınına karşı devletler tarıma yönelik politikalarını üst seviyeye çıkardı. Türkiye başta birçok ülke muhtemel kıtlık ve gıda krizinin engellenmesi için üretimin artırılması ve lojistiğin geliştirilmesi için özel önlemler alıyor.

Tarım Bakanlığı en son çiftçilere yaklaşık 2 milyar liralık bir destek sağladı. 20 ilde yaklaşık 600 bin üreticiye mazot, gübre desteğinin yanında 80 ilde 196 bin yetiştiriciye 580 milyon lira ödenek ayrıldı. 68 ilde hayvan hastalıkları için 686 yetiştiriciye 16 milyon lira, hububat – baklagil için 14 ilde 120 milyon lira, 6 ilde 10 bin üreticiye 20 milyon lira devreye alındı.

Yani devlet çiftçinin yanında… Bunun huzurunu yaşıyoruz. Ancak gıdada 18 milyar dolar ihracat yapan Türkiye’nin hem bu kazancını koruması ve hem de gıda zincirinde güvenliği tam olarak sağlaması için daha fazla politikalara ihtiyaç olduğu gerçeğini görüyorum. “Stoklarda ürün çok” demenin pek anlam ifade etmediğini belirterek burada en başta tohum üretimi noktasında tüm engellerin ortadan kaldırılıp tohumculuğun önünün açılması gerekiyor, diyorum.

gıda5

İnsan gibi yaşamayı öğrenelim

Global gıda tedarik halkasındaki yerini kaybetmemek ve stoklarını koruma altına almak isteyen Türkiye, diğer yandan arz güvenliğini sağlama konusunda ciddi adımlar atıyor. “Tarım ve hayvancılığa sahip çıkan devletler koronavirüs sonrası ayakta kalacak” yaklaşımıyla tarım politikaları geliştiren Türkiye, üretimi düşürmemek konusunda yeni tedbirleri sahaya süreceğini tahmin ediyorum.

Maamafih, birkaç ay sonra başlayacak hasatla tahıl ambarına dönecek ve diğer ülkelerin tedarikinde başrol oynayacak Türkiye’nin dünyada gıda fiyatlarının düşmesine rağmen 2020’yi hasarsız atlatmak için 2021’den itibaren gelecek yıllara yönelik daha etkin politikalar uygulaması bekleniyor.

gıda9

Neticede bu yorumumdan çıkan özet şu:

Covid-19 dünyayı sardı. İnsanoğlunun tedbirsizliği salgının yayılmasında etkili oldu. Bunu artık biliyoruz. Ancak hayatta kalmalıyız ve virüse karşı direnmeliyiz. Bu noktada insan sağlığını güvence altına alırken gerek küresel ve gerekse ulusal gıda sistemini mutlaka en korunaklı ve güvenli hale getirmek mecburiyetindeyiz. İnsanlık el ele vererek geçmişteki hatalarını görüp, düşmanlıkları silip insan gibi yaşamak zorunda olduğunu artık öğrenmeli.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları