Dolar $
32.6
%0.22 0.07
Euro €
34.8
%0.13 0.04
Sterlin £
40.54
%-0.13 -0.05
Çeyrek Altın
4085.46
%0.45 17.92
SON DAKİKA
Son Yazıları

Müttefiklerin Endişesi

23 Mar 2019

ABD ve NATO'lu müttefiklerin, Rus sistemlerini istememeleri gayet doğaldır, zira bu en başta Rusya'nın NATO pazarına girmesi demektir.

Ayrıca Rusya’nın, Türkiye gibi jeostratejik açıdan son derece kritik önem arz eden bir coğrafyada silah sistemlerini konuşlandırması diğer müttefikler için oldukça tedirgin edicidir. Bunların da ötesinde Türkiye ve Rusya’nın bu sistemler üzerinden her halükarda uzun vadeli teknik düzeyde bir işbirliği söz konusu olacaktır. Son olarak S-400’ler her ne kadar gerçek savaş ortamında denenmemiş olsa da, teknolojik yetkinlik (çoklu görev özelliği, radar kapsama alanı, hedefleri vurma menzili, önleyici füzeler, fırlatma açısı, kuruluş ve reaksiyon süresi vs.)  itibarıyla dünyanın önde gelen sistemlerinden birisi olarak ezber bozan, gerçek manada oyun değiştirici bir niteliği haizdir. Bu yönüyle ABD’nin Patriot’larına ve haliyle İtalyan-Fransız ortaklığı Eurosam’ın SAMP/T’sine meydan okumaktadır. 

Türkiye’yi NATO’dan Çıkarırlar mı?

S-400’lerin sevkiyatının tamamlanması halinde ABD’den muhtelif ambargolar yiyeceğimiz kuvvetle muhtemeldir. Hâlihazırda masaya sürülen en büyük koz F-35 projesidir. Ancak CAATSA’nın (Public Law 115-44) devreye sokulması halinde farklı yaptırımlar da devreye girebilir. Şu anda kimlere ne tür yaptırımlar uygulanabileceğine (235. Kısımda tanımlanan beş veya daha fazla yaptırımın uygulanmasına ilişkin) dair hazırlık süreci devam ediyor. Ancak NATO’dan çıkarılmamız gibi senaryolar realist ve rasyonel bir söylemi yansıtmıyor.  Nihayetinde, Türkiye-ABD ve Türkiye-NATO ilişkileri S-400 ve F-35 meselesinden çok daha kritik sacayakları üzerine kuruludur. Tarihte benzer vakalar yaşanmış ancak ilişkiler hiçbir zaman tamamen kopma ya da kesilme aşamasına gelmemiştir. Uluslararası ilişkileri çıkar odaklı realist ve pragmatik bir pencereden değerlendirmek gerekir. Eğer ABD, “Şer Üçgeni” dediği İran’la P5+1 görüşmeleri yaptıysa yahut Trump, bir diğer “şer” Kuzey Kore’nin lideri Kim Jong-Un ile görüşmek için kalkıp Vietnam’a kadar gittiyse, Türkiye gibi bir NATO müttefikiyle eninde sonunda uzlaşma yolu arayacaktır.  Buradaki esas mesele, uzlaşmanın olup olmayacağından ziyade; tarafların çatışma ve restleşme sürecini en az hasarla nasıl atlatabilecekleri olmalıdır ki, bu nedenle uzun süreli işbirliği yapılan alanlara odaklı yapıcı öneriler daha yararlıdır.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları