Dolar $
32.51
%-0.04 -0.01
Euro €
34.78
%-0.22 -0.07
Sterlin £
40.57
%-0.52 -0.21
Çeyrek Altın
4090.02
%0.56 22.42
SON DAKİKA
Son Yazıları

Korona virüsü ne mesaj veriyor?

29 Oca 2020

İnsanlık Çin kaynaklı derecesi yüksek olduğu kadar farklı bir tehdit ve tehlike oluşturan amansız salgınla karşı karşıya. Bulaşıcı virüs yayılmak için her açığı, zafiyeti değerlendiriyor ki küresellik de buna müsait.

Bugün 5 bine yakın kişinin yakalandığı ve şu ana kadar 106 kişinin hayatını kaybettiği virüs salgını hızla yayılıyor ve ölümler artıyor. İşin önü alınmazsa tarihte yaşanılan veba, verem gibi küresel boyuttaki hastalıklara benzer bir manzara tekrar zuhur edebilir.

Almanya’da da ilk defa yeni tip korona virüsü vakası tespit edilirken Dünya Sağlık Teşkilatı’nın işi hafife almakla büyük hata yaptıklarını açıklaması, tehlikenin boyutunu pekiştiriyor. Virüs salgını ile ilgili bir hafta önce toplanıp “Şu anda dünyada acil durum ilanına gerek yok” kararıyla dağılan Dünya Sağlık Teşkilatı dâhi şu anda ne yapacağını bilemiyor. Dünya Sağlık Teşkilatı Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus nihayet hadiseyi yerinde incelemek üzere Çin’e ulaşmış.

Virüsün kaynağı olarak bilinen Hubei eyaleti başta Çin’in sanki karantina bölgesi olmaya doğru bir yol izliyor. ABD’nin Çin’i 3’üncü kademe riskli bölge ilan etmesi boşuna değil. Küresel piyasaların da virüse karşı olumsuz tepkisi gözlerden kaçmıyor. Petrol fiyatları hızla düşerken, altın ise yeniden tarihi seviyeleri zorlamaya hazırlanıyor. Açıkçası ekonomik olarak da büyük bir kayıp kapılara dayandı.

***

Virüs salgını dinî, tabiî veya sosyal retoriklerle ne kadar açıklanırsa açıklansın neticede insanlık bir vakıayı yaşıyor. Fakat bir gerçek daha var ki insanlık, iktisadi ve politik olarak ne kadar dirençli olursa afetlerdeki etkinin de o kadar düşük olacağını belirteyim. Bu iddiamın tarihsel birçok delili mevcut.

Maamafih, deprem, salgın ve buna benzer âfetlerdeki sebeplerin açıklanması tek bir açıdan yapılamaz. Belki de birçok sebebi bir araya getirerek analiz yapılması gerekir. Bunun yolu da etkin bir âfet yönetiminden geçiyor. Âfet yönetimi tarafından belirlenen sistemler uygulandığında insanlık söz konusu riskleri daha kolay atlatacaktır, düşüncesindeyim.

Sosyal, ekonomik ve siyasi düzen üzerinde önemli bir tehdit unsuru olan âfetler evveliyatla üzerinde durulması gereken ciddi bir faktör. Korona virüsü gibi sorunlar, önü alınamadığı zaman küresel anlamda insanoğlu için büyük bir tehlike arzedebiliyor.

Bu nedenle küreselleşme, ülkelerin birbirini yok etme ameliyesi olmamalı. Küreselleşme daha çok âfetlerde etkinin azaltılması, işin ulusal olmaktan çıkarılıp uluslar arası bir sorun olarak görülmesi şeklinde algılanmalı, fikrini taşıyorum.

***

Bu arada Çin’in, başta Doğu Türkistan ve bölgesinde yaptığı zulümlerin cezasını çektiğine inanıyoruz ancak insanlık da zulümlere ses çıkarmayarak büyük bir hata ve bunun paralelinde ciddi bir risk altında olduğunun da farkına varmalı, diyorum…

Bugün virüs salgını, daha önce kuş gribi, domuz gribi, AIDS, terörizm, küresel kirlenme ve ısınma gibi dünyamızı tehdit eden sorunlar aslında insanoğlunun insanî çerçevede birlik ve beraberlik oluşturması gerektiğini haber veriyor. Maalesef milletler bunu ya anlamıyor, ya da anlamak istemiyor.  

Türkiye bu konuda son yıllarda önemli yol katetti. Yıkımlara, terörizme, savaşlara karşı yurt içi veya yurt dışına anında müdahale etme gücü daha da arttı. İlerleyen yıllarda ise söz konusu güç bilinçlenme yoluyla daha da kuvvet kazanacak. Dünyada huzur, barış ve refah isteniyorsa yapılacak iş; insan odaklı birleşmek ve meydana gelen âfetlere karşı elbirliği ile mücadele edebilmek etrafında şekillenmeli.

***

Yükselen teknolojiyle birlikte âfetlerdeki risklerin düşürülmesine yönelik yeni kavramsal çerçeveler oluşturuldu ve halen de geliştiriliyor. Fakat teknolojik ve endüstriyel gelişmeler bu defa da insanları kentlere hapsediyor. Bu durum ise risk unsurunu daha yükseltiyor. Dolayısıyla dünya kentleşmede karar kılmışsa toplumsal âfet yönetimini ve sistemlerini de uluslar arası konjonktür dâhilinde kurmak mecburiyetinde.

Maamafih iş sadece mekanik veya makine boyutunda kalmamalı. İnsanoğlu âfetlerin doğurduğu sosyal, ekonomik, politik ve finansal sorunları azaltma yeteneğini insanî olarak da geliştirmeli ve bu alanda yeni yeni enstrümanları sahaya sürebilmeli.

1990 yılından sonra çok kutupluluktan tek kutupluluğa dönerek farklı bir evreye giren dünya, âfetler konusunda da kesinlikle 1990 öncesine dönmemeli. İnsanlık artık art niyetsiz tasada, kıvançta bir araya gelebilmeyi öğrenmeli, bu hasletini ve hassasiyetini geliştirmeli.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları