Wikipedia.com sitesine girişin yasak olduğu dönemlerde farklı teknolojik ve yazılımsal durumlar kullanılarak giriş yapılabiliyordu. O zamanlarda Wikipedia’nın logosunun üzerinde “özledik” ifadesi yer alıyordu.  Malumunuz artık kullanıma açık, şimdi ise Wikipedia’nın logosunun üzerinde “kavuştuk” yazısı yer almakta. 

Sosyal medya ağalarında Vikipedi’nin kullanıma açılması ve kavustuk hashtag ile yapılan paylaşımlara bakıldığında gerçekten kullanıcıların büyük çoğunluğu sitenin açılmasından dolayı mutlu.  Mutlu olmalarını anlıyorum. Zira Vikipedi her ne kadar kendisini bir ansiklopedi olarak tanımlıyor olsa da aslında insanlara hap bilgiler sunan bir ağdır. Kısa bilgi. Yazmaktan da okumaktan da kaçınan bazı insanlar için neredeyse bir nimet niteliğinde. 

Bilgi edinme, öğrenme, araştırma (basit şekilde olsa dahi) insan fıtratında var olan özelliklerdir. İnsan, bilginin gücünü kabul eder ve bilgiyi elde etmeye çalışır. Hele bir de bilgisi ile toplum içerisinde farkındalık oluşturacağını anlarsa işin üzerine iyice gider. 

Ama bu söylediklerim kavramlar, tanımlar, teoriler, varsayımlar, etimolojik kökenler düşünülerek, sorgulayan, kıyaslayan, mutlak doğru olarak kabul edilmeyen, neden-sonuç, amaç-sonuç, ontolojik, epistemolojik açıdan değerlendirilmeler ile alakası yoktur. Güney Kore dizisinden öğrenilen bilgi; “Güney Koreliler yemeği beğendiklerinde ağızlarını şapırdatırlarmış.” Eeee? Kaynak? Kim dedi? Güney Kore antropolojik ve sosyolojik yapısını inceledin mi? Cevap yok. İşte alın size “hap bilgi”. 

Vikipedi, doğru da olsa, yanlış da olsa, eksik de olsa bir bilgi kaynağı. Bunu kabul ediyorum. Ancak kabul edemediğim taraf, birçok insanımızın özellikle internetten edindiği bilgileri mutlak doğru olarak kabul etmesi ve ulaştığı bilgiyi (?) diğer insanlar ile paylaşması. Bu da bilgi kirliliğini daha da arttırıyor. Evet, Vikipedi’de verilen bilgilerin bir kaynakçası var fakat kaynakça demek; “ben söylemedim, o söyledi. Suçu ona atın” demek değildir ki. Kaynakça, verilere, bilgilere, yazılı ve yazılı olmayan dokümanlara dayandırılan, sınanabilen ve sorgulanabilenlerdir. Açıp baktığınızda gerçekten söylemiş, yazılmış diyebilmenizdir. 

Özellikle bilimsel çalışmalarda gördüğüm ve gerçekten üzüldüğüm husus internet sitelerinden alınan bilgilerin (?) bilimsel çalışmaların içerisinde yer verilmesidir. Günümüz insanın yaşadığı ve maruz kaldığını düşündüğüm en önemli nokta; her görülenin, her izlenenin, her okunanın, her duyulanın doğru bilgi olarak kabul edilmesi. Bilgiye eriştiğiniz yerin adı ne olursa olsun, mutlaka kaynağı ve doğruluğu sorgulanmalı. Bilginin kökenine inilmeli ve hap bilgiler terk edilmelidir. En azından bence…