Dolar $
32.56
%0.13 0.04
Euro €
34.86
%0.6 0.21
Sterlin £
40.59
%1.03 0.41
Çeyrek Altın
3975.19
%0.23 9.19
SON DAKİKA

Psikolojik terör

Yaşadığımız küresel dünyasında bireylerin ve toplumların yaşam tarzlarının radikal bir şekilde değişmekte olduğunu görüyoruz. Bu değişim kent kadınının toplum hayatındaki ve aile içerisindeki rolü daha da belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır.

Kadınların iş hayatına entegrasyonunun arttığı ve kadınların daha aktif şekilde rol aldığı görülmektedir. Böyle bir konjonktürde toplumların gelişmişlik düzeyi, yaşadığı toplumdaki kadınların eğitim düzeyi ve kadınlara verilen önemle paralellik göstermektedir. Ekonomik ve demografik gelişmeler ve toplumsal dönüşüm sonucu kadınlar, yavaş yavaş kalıpların dışına çıkmaya başlamışlardır.

Günümüzde iş yerlerinde psikolojik taciz, yıldırma politikaları çalışanların karşı karşıya kaldıkları önemli sorunların başında gelmektedir. İşyerinde bir çalışanın, diğer çalışana sürekli ve düzenli olarak psikolojik şiddet içeren tutum ve davranış sürecini içeren mobbing, çalışanlar açısından mesleki sağlık ve güvenlik sorunlarını ortaya çıkarmaktadır. Mobbing kurbanlarının başta ruh sağlığı olmak üzere sağlık sorunlarıyla karşılaşmaktadırlar. Sürekli mobbing ile karşı karşıya kalan çalışan kadınlarımız işyerlerine bağlılıkları azalmakta onurları zedelenmekte ve işten ayrılmaktadırlar. Hem sağlıkları bozulmakta hem de gelir kaynaklarından olmaktadırlar. Kadınlara yönelik mobbing uygulaması bir çalışan olmaktan çok kadın olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu yönüyle baktığımızda ise kadına yönelik mobbing eylemleri toplumsal cinsiyet eşitsizlik ve ayrımcılıktan kaynaklı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet rollerinden oluşan sorunlarda dolayı eşitsizliklerin ortaya çıkması, mobbinginde eklemesiyle birlikte psikolojik sorunlar, işsizlik kaygı çalışma ortamında huzursuzluk psikolojik olarak tükenmiş durumda çalışmalarına yol açmakta ve böyle bir ortamda çalışmaya dayanamayan yılmalarına ve işten ayrılmalarına sebep olmaktadır. Tüm bu olumsuzluklar kadınları çalışma yaşamından dışlayan kadınların işgücüne ve istihdama katılmalarını gerileten sosyal politika olduğunu göstermektedir.

Mobbing; psikolojik yıldırma, psikolojik taciz, şiddet, duygusal saldırı, kişiyi çaresiz ve savunmasız bırakan etik dışı iletişim sürecinde düşmanca davranışların sergilenmesi ile gerçekleşen bir iş yeri saldırısı olarak görebiliriz. İlk kez Leymann tarafından kullanılan mobbing  “psikolojik terör” olarak kullanmıştır. Kişiyi savunmasız çaresiz bırakan düşünce ve inanç ayrılığından kıskançlık ve cinsiyet ayrımına kadar eylemlerin uzun süre olması ve tekrarlanması dayanma gücünün kırılmasına yol açmaktadır. Mobbing sürecinde kendini göstermeyi ve iletişime engellemeye yönelik davranışlar bireyi sürekli eleştirme, sözünün kesilmesi, azarlanması bağırılması; itibara yönelik saldırılar; arkadan konuşma alay etme sözlü sözsüz cinsel talepler yöneltmesi; kişinin mesleki duruma yönelik saldırılar; görevleri kısıtlama, anlamsız ya da özgüveni etkileyecek işler verme, kişiye doğrudan saldırılar; fiziksel şiddet cinsel taciz, alaycı davranışlar sanki yokmuş gibi davranılması, sözlü yazılı görsel saldırılar, kişinin özel yaşamı, siyasi dini görüşleri nedeniyle hakaretler yapılması tehdit etme mobbing davranışlar içerisinde değerlendirilmektedir. 

Çalışanların arasında yaşanan ve birbirlerine uyguladıkları baskı ve psikolojik baskı durumunda çalışma verimini düşürmekte ve mutsuz etmektedir. Ancak günümüz çalışma koşullarından rekabetin çok fazla olması, istenilen çalışma ortamlarına kolay ulaşılamıyor olması aynı konumdaki insanları birbirine düşman etmekte bu sebepten dolayı da sürekli birbirlerine mobbigine maruz kalmaktadırlar. Kadınlara yapılan mobbing uygulamasının daha fazla görülmesi hem cinslerini yok etmek, karşı cinsi yok etmekten daha kolay gelebilir. Bu gerçeklerle kadınları aynı hiyerarşide oldukları hem cinslerini daha fazla mobbinge maruz bırakmaktadır.

Çalışma hayatını kadın erkek kavramı üzerinden ayırmak, birine diğerinden fazla hak talep etmek doğru yaklaşım değildir. Ancak kadının geçmişte bir takım zorluklar yaşayacağı iş sektöründe çalıştırılmaması olumlu bir ayrımcılıktır. Mobbing açısından bakıldığında ise amaç yine ayrımcılık olmamakla birlikte kadının bu baskıya maruz kalma ihtimali daha fazla olduğundan bu sorun daha çok kadınlar üzerinden tanımlanmaktadır. Buradaki amaç karşısındakini güçsüzleştirmek dışlamak olduğu için kadınlar üzerinden daha kolay baskı kurup, cinsel kimliği üzerinden aşağılama ve taciz etme yoluyla öncelikli olarak kadınlara karşı uygulanan şiddet yöntemi olduğu düşünülebilir. Kadınların gerek sosyal hayatta gerekse iş hayatında karşı karşıya kaldıkları tehdit ve mağduriyet cinsel tacizdir bu sorunla baş etmek zorunda kaldıkları ve ne yazık ki günümüzde de önlenemeyen ileriki yaşamında psikolojik açıdan çok kötü etkiler bırakan bir durumdur. İş yerinde mobbinge maruz kalan kadınlarımızın birçoğu bu durumu gizlemek ve kendi başlarına mücadele etmek durumunda kalmaktadır. İnsan onurunu ihlal etmek, istenilmeyen her türlü sözlü ya da fiziksel olarak düşmanca yapılan aşağılayıcı ve utandırıcı bir davranıştır. Bu davranışa maruz kalmış kişiler sarsıntı yaşamış, istemsizce olumsuz hareketleriyle sosyal çevreye de yansıtmaktadır.