Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

Tek haneli faiz hayırlı olsun!

18 Mar 2020

Koronavirüsün dünyada riskleri arttırmasına karşılık Türkiye'de özellikle enflasyona yansıyan olumlu gelişmelerini değerlendirdiklerini belirten TCMB, dün olağanüstü kararla politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 9,75'e çektiğini açıkladı. Banka repo ihaleleriyle de piyasalara da fon sağlayacak.

Merkez Bankası’nın (TCMB) dün gerçekleştirilen acil toplantısı ekonominin ve piyasaların gidişatı ve gelecekte alacağı pozisyon itibariyle önemli. Dünya düşük enflasyon ve negatif faiz çemberinde ekonomik çıkış ararken Türkiye’nin hatırı sayılır yüzde 12,37’lik enflasyon ve bundan böyle tek haneye inen politika faiziyle ekonomisini daha sağlam bir zemine oturtacağı artık gün gibi ortaya çıkıyor.

Ayrıca TCMB’nin geçen yılın Temmuz ayından bu yana aralıksız devam eden faiz indirimleri ve beraberinde ortaya çıkan ekonomideki iyileşmeler belki de “enflasyon mu faizin, yoksa faiz mi enflasyon sebebi” paradoksunun çözümü noktasında iktisat ilmine yeni bir literatür kazandıracak ve ışık tutacak.

Evet, Murat Uysal başkanlığındaki Merkez Bankamız (TCMB) olağan toplantısına birkaç gün kala olağanüstü toplandı. Toplantının ana konusu belli… Küresel koronavirüsün Türkiye’ye etkileri… Söz konusu sürecin para politikalarına etkisi ve olumsuz etkileri azaltma konusunda para politikalarıyla maliye politikalarının nasıl hareket edeceği ilk olarak masaya konulan maddeler.

Üç hamle birden

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), toplantı sonunda Yeni Ekonomi Programı (YEP) sürecinde elde edilen dengelenme kazanımlarının Türkiye ekonomisinin olumsuz şoklara karşı direncini artırdığını bildirdi.  Merkez Bankası, dünyayı saran koronavirüs salgınına karşı tedbirler seti içerisinde; olağanüstü toplanarak politika faizinin yüzde 10,75’ten yüzde 9,75’e indirildiğini ve kredi koşullarını sağlayan bankalar için yabancı paralara yönelik munzam karşılıkların 500 baz puan azalttığını açıkladı. Küresel merkez bankalarının son dönemde genişleyici para politikası adımları attığını hatırlatan TCMB, piyasalara imkanlar dahilinde ihtiyaç duyulan likiditenin 91 güne varan repo ihaleleriyle sağlanacağını bildirdi.  

Dolayısıyla 2019 Temmuz ayında yüzde 24 politika faizine sahip olan Türkiye tam 8 ay sonra yüzde 9,75’le tek haneli faiz oranına kavuştu.

Dünkü “Faizleri tek rakamlara çekme zamanı!” başlıklı yazımızda sert bir faiz indiriminin gerekliliğinden ve bazı çevrelerin tedirginliğine rağmen temelin sağlam olduğundan bahsetmiştik.

Hoş geldin tek haneli oranlar… Hayırlı olsun… İnşallah yüzde 1’leri de göreceğiz…

Türk ekonomisine virüs salgınının elbette zararları olacak ama, Merkez Bankası’nın koronanın zararından çok Türk ekonomisine verdiği faydayı kullanarak son hamlelerini gerçekleştirdiğini hatırlatayım. Zaten TCMB açıklamasında da bu duruma basa basa vurgu yapıyor.

5 milyar dolarlık destek

İlk bakışta koronavirüse karşı acil tedbirler olarak görünen Merkez Bankası hamleleri başta enflasyon beklentisindeki düşüşün faizleri indirme noktasında bir fırsat olarak görülmesi, diğer taraftan TL ve döviz likiditesi yönetiminde esneklik sağlayarak virüs salgınına karşı kalkan oluşturulması dünkü olağanüstü toplantının ana omurgası.

Enflasyondaki düşüş öngörüsü politika faizinde yeni bir sert indirimi beraberinde getirirken bilhassa TCMB’nin acil toplantısı piyasalarda genişleme politikasının nasıl olacağı konusunda da bilgi verdi. Öncelikle bankaların ihtiyaç duydukları likidite gecelik repo ihaleleri aracılığıyla sağlanacak. 91 güne kadar repo ihaleleriyle piyasaya parasız bırakılmayacak.

Diğer taraftan bankalar ile Merkez Bankası arasında piyasanın dengelenmesi konusunda uygulanan zorunlu veya munzam karşılıklarla da piyasaya ikinci bir fon girişi sağlanacak. TCMB’nin son aldığı 500 baz puanlık hamlesiyle piyasaya ilk etapta 5 milyar doların üzerinde bir likiditenin verileceği tahmin ediliyor. Diğer taraftan swap ihalelerine döviz ve altın cinsinden imkan verilirken kapsam da genişletiliyor. Yine reeskont kredilerindeki geri ödeme vadeleri uzatılırken 7,6 milyar dolarlık reeskont geri ödemesi öteleniyor. Yani reeskont kredilerinin taahhüt kapatma süresi 24 aydan 36 aya çıkarılıyor.

Eli daha fazla kuvvetlendi

Banka acil toplantısının gerekçesini açıklarken; koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelerin küresel büyüme görünümünü zayıflattığını,  gelişmiş ve gelişen ülke merkez bankalarının genişletici yönde koordineli adımlar attığını hatırlatıyor ve salgının sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturduğu küresel etkilerin yakından takip edildiğini belirtiyor, oluşan fırsatların değerlendirildiğine işaret ediyor.

Merkez Bankası, virüs salgını öncesinde de Türkiye ekonomisinin makro seviyede belirgin bir iyileşme içinde olduğunu, enflasyondaki düşüş, cari işlemler dengesinde düzelme, finansal koşullarındaki iyileşme ile birlikte iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin güç kazandığını ifade ederken söz konusu dönemde şirketlerin yabancı para borçluluğunun azaldığını, bankacılık sektörünün likidite ve sermaye tamponlarının kuvvetlendiğini, bu durumun TCMB’nin elini kuvvetlendirdiğini kaydediyor.

Tek sorun TL’deki kayıp

Enflasyon beklentileri, iç talep şartları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinin ılımlı seyrettiğinin altını çizen Merkez Bankası açıklamasında, küresel gelişmeler paralelinde TL’de gözlenen değer kaybına rağmen başta ham petrol ve metal fiyatları olmak üzere emtiadaki keskin düşüşün enflasyon görünümünü olumlu etkilediği, ayrıca küresel ticaret hacmindeki zayıflama ve seyahat kısıtlamaları gibi tedbirlere bağlı toplam talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisinin de arttığı belirtiliyor.  Aynı açıklamada “Bu gelişmelerle yılsonu enflasyonu üzerindeki risklerin azalmasıyla politika faizi 100 baz puan düşürüldü” deniliyor.

Enflasyondaki düşüşün; ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını belirten Merkez Bankası (TCMB), enflasyondaki gerilemenin hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesinin gerekliliğine vurgu yapıyor.

Banka, “Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecek. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek” diyerek kararlılığını ortaya koyuyor.

Korku değil fırsat politikası

Tabii bazı ekonomik çevreler, “FED şayet 100 baz puan faiz indirmeseydi, TCMB bu indirimi gerçekleştiremezdi” iddiasını ortaya atıyor. ABD ekonomisi ile Türkiye ekonomisini yan yana getirmek hatta son iki bankanın hamlelerini dahi korona virüse karşı paralel gibi algılamak kadar yanlış bir yaklaşım olamaz.

FED Başkanı Jerome Powell, “Ekonominin son olayları atlattığından ve maksimum istihdam ile fiyat istikrarı hedeflerimizi başarabileceğimize emin olana kadar söz konusu politikamızı aynı seviyede sürdürmeyi umuyoruz…” diyor. Yani FED’in 100 baz puanlık son faiz indirim hamlesi tamamen koronavirüsle alâkalı. Eğer böyle bir durum olmasaydı, FED faiz artırımlarını dahi düşünen bir politika patikasına yürüyordu.

TCMB ise 100 baz puanlık faiz indirim hamlesini; koronavirüs tedbirlerini ikinci plana alarak salgının özellikle petrol ve emtia fiyatlarındaki gerileme, ticaretteki azalma sebebiyle bu yıl içinde düşmesi muhtemel enflasyonu bir fırsat olarak görerek gerçekleştirdi ve Türkiye’nin YEP ile elde ettiği kazanımları da hamlelerine destek yaptı.

Dolayısıyla TCMB ile FED politikaları arasındaki farka daha gerçekçi bakılması kanaatindeyim.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları