Dolar $
32.5
%-0.12 -0.03
Euro €
34.97
%0.43 0.15
Sterlin £
40.67
%0.08 0.03
Çeyrek Altın
3978.04
%0.51 19.93
SON DAKİKA
Son Yazıları

Teşvikler mi, vergi reformu mu?

27 Oca 2020

Bugün zor bir konu seçtik... "Tabana yayılmış adaletli bir vergi sistemi nasıl oluşturulur" mevzuunu hiç değilse mukaddime şeklinde görüşlerinize açmak istiyorum.

Yaklaşık bir yıl önce Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak aynı konuyu Vergi Konseyi 134. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada gündeme getirmiş, açıkladıkları Yeni Ekonomi Programı’nın (YEP) en önemli hedeflerinden birinin vergi reformu olduğunu söylemişti.

Bakan, aynı söylemi geçen yılın Eylül ayında düzenlenen YEPin 2019-2022 yıllarını kapsayan bölümünü açıkladığı toplantıda da ifade etmiş, “Yeni dönemde vergi reformuyla ilgili adımlar atacağız ve vergi denetimlerinin etkinliğini artıracağız” demişti.

 Aradan geçen zaman diliminde elbette vergi sisteminin kolaylaştırılması, uygulamadaki zorlukların giderilmesi ve kayıt dışılığın önlenmesiyle ilgili YEP dahilinde iyileştirmelerin yapıldığını biliyoruz. Ancak oluşan mevcut şartlara göre yeni bir vergi reformuna ihtiyacın da olduğunu belirtmeden geçemiyoruz.

***

Her zaman bahsini ettiğimiz yapısal reformlar denince öncelikle vergi sistemi akla geliyor. Yani yapısal değişim ve dönüşüm sürecinin en temel alanlarından biri vergilendirme. Vergi sistemi ne kadar adaletli, ülkenin yapısına ne kadar uygun, temeli ne kadar güçlü olursa ekonomi de o kadar sağlıklı bir zemine oturuyor. Zira vergi sistemi, ekonominin olmazsa olmazı üretimi ve beraberinde tüketimi en fazla etkileyen bir devlet uygulaması...

Maliye politikalarının omurgasını oluşturan vergi sistemi, mali disiplin ve bununla birlikte risk primi ve enflasyonu da kontrol altına alan, ekonomik aktiviteyi, verimli yatırımları destekleme ve yönetmeyi sağlayan en önemli argüman... Dolayısıyla vergi sistemindeki arıza, ekonomiyi bozduğu gibi sosyal adaleti ve barışı da olumsuz etkiliyor.

***

Her ülkenin ekonomik ve sosyal hedefleri var... Mevzubahis hedefleri gerçekleştirmede vergi politikaları merkez konumunda. Gelir dağılımı âdil, vergi tabanı geniş, vergiler öngörülebilir, basit, kolay, uygulanabilir  ve yönetilebilir bir ülkede kalkınma ve zenginleşme yolları ardına kadar açılıyor. Bugün Türkiye’de üretim teşvik ve desteklerle artırılmaya çalışılıyor. Ciddi bir vergi reformu gerçekleştirilse devletin sektörlere yönelik teşvik ve desteklerine dâhi ihtiyaç kalmaz, diye düşünüyorum.

Mesela bugün sıkıntılara yolaçan “devreden bakiye” dâhi vergi sistemi içinde büyük bir sorun. Bütçe disiplinine sadık kalınacak elbette, ancak vatandaşın vergi verme iştiyâkine de engel olunmamalı. Yine KDV iadeleri de vergi sisteminde bir mesele olarak hâlâ ortada duruyor.

***

Bizim vergi sisteminin temelinde ilk bakıldığında 5 ana sebep görünüyor…

İlki siyasî… İktidarda bulunan hükümetler kendi dünya görüşüne ve iktidarda kalma süresini artırmaya göre vergi sistemi uygular. Buna popülist yaklaşımlar da diyebiliyoruz.

İkincisi ise idari ve bürokratik… Bu alanda eksiklik ve aksaklık varsa vergi sistemi verimli işlemez. Zira iyi bir vergi sisteminin en önemli özelliği etkin vergi idaresinin varlığı olarak bilinir.

Sosyo-psikolojik sebepler de vergi alanını olumlu veya olumsuz etkileyen faktörler. Kamu harcamaları kamuoyu ile uzlaşamıyorsa, vergiden kaçınma ve kaçırma oranları artar. Aşırı fiyat yükselmeleri, DIBS’lerde ciddi gelir artışları alt ve orta gelir kesimlerini olumsuz etkiler. Küçük esnaf sattığı mal veya hizmetin fiyatlarını yükselen vergiler oranında düşürür, fiş ve fatura kesmez.

Dördüncüsü ise mevcut ekonomik durum… Şayet büyümenin ateşi olarak görülen enflasyon yüksek ise gelir dağılımı da bozuluyor demektir. Yüksek enflasyon vergilerin gecikmesine ve vergi gelirlerinin aşınmasına neden olur…

Yine vergi idaresi ve firmalarda kurumsallaşamamak da vergi sisteminin işleyişini bozar. Vergi gelirlerini düşürür.

***

Tabii mükelleflerin gerçek kazançları üzerinden vergilendirilmesi, enflasyon muhasebesi, gelir vergisindeki indirimler, asgari geçim indirimi, istihdam üzerindeki vergi yükleri ve burada sayamayacağımız birçok vergi konusu halen düzenleme bekliyor.

Vergi oranlarını artırarak, yüksel cezalar uygulayarak veya popülist yaklaşımlarla vergi oranlarını düşürerek vergi toplanmaz. Toplansa da sürdürülebilir olmaz.  Gider gider, bir yerde tıkanır.  Geçen yılki Vergi Konseyi toplantısından ne çıktı, bugünlere nasıl geldik ve verilen sözlere karşılık bugün sistemin işleyişinde neredeyiz, konularıyla ilgili mutlaka kamuoyu açıklama yapılması lâzım.

Ekonominin içeride ve dışarıda daha rekabetçi bir konuma gelmesi için kamuoyu; efradını cami, ağyarını mani bir anlayışla reforme edilmiş yepyeni bir vergi kanunu ile 2021 yılına girmek istiyor.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları