Dolar $
32.59
%0.18 0.06
Euro €
34.73
%-0.07 -0.02
Sterlin £
40.35
%-0.63 -0.25
Çeyrek Altın
4098.61
%0.77 30.91
SON DAKİKA
Son Yazıları

Yaşam memnuniyet araştırması bir pazarlama araştırmasıdır

22 Þub 2020

"Günümüzün istihbarat bilgileri Zümrüdüanka kuşu değildir. Havada uçuşan bir sürü başıboş savruk bilgi. Okumasını bilirsen haber kaynaklarının birçoğu elinin altında" demişti Kurtlar Vadisi'nin Aslan Akbey'i…

Okumak, okuma eylemini gerçekleştirme ya da harfleri birbirine dokundurup ses çıkartma kabiliyeti değildir sadece, satır aralarındaki bilgiyi çıkartmak ve o bilgiye ilişkin analizi yapmaktır, okumak. 

Burada değinmek istediğim husus; güvendiğiniz ya da güvenebileceğiniz kaynaklarca yapılan ve kamuoyu ile paylaşılan araştırma sonuçlarını değerlendirmek ve elde edilen sonuçlardan yapılan çıkarımlarla bir pazar analizi yaparak işletme stratejisini belirleme konusudur.  

Bu yüzden açıkça ifade edebilirim ki, yapılan toplumsal ya da bireysel araştırmalar birer pazarlama araştırması niteliğindedir. Öyle ki, bir işletmenin pazar ya da pazarlama araştırması yapması ve ya yaptırması bazen büyük maliyetlere neden olabilir. Ancak zaten bir devlet kurumu olan TÜİK yıl içerisinde çeşitli konularla araştırmalar yapmaktadır. İşte kullanmasını bildikten sonra hazır bir veriyi bize TÜİK sunuyor.

Tabii burada önemli olanlar, bilgilere göre nasıl çıkarım yapılacağı ve eldeki bilgiyi hangi alan ya da konu da kullanılacağı. Örneğin, TÜİK birkaç gün önce “Yaşam Memnuniyet Araştırması” sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Sonuçlardan bir tanesi evli olan insanların evli olmayanlara göre daha fazla mutlu oldukları.

Sadece bu sonucu sosyolojik bir vaka olarak değerlendirebilir, kuramsal ve kavramsal altyapılar ile açıklayabiliriz. Toplumun kendi içerisinden gelen bireylere yüklediği ve “toplumsal periyot” olarak adlandırabileceğim sürecin belki de en önemli aşaması olarak kabul edilen evlilik ve yine aynı şekilde toplumsal öğreti olan “evlilik mutluluk getirir” felsefesi, kişi de bireysel bir şartlanmaya neden olabilir. Dolayısıyla evlilik, mutlu olabilmenin yollarından birisi olarak karşımıza geliyor. Bu, işin sosyolojik boyutu... Peki ya işletmelere dokunan uzantısı nedir?  

Evli olan kişi sayısının ülkemizde fazla olması bir başka ifade ile ailenin (ki, aile en küçük sosyolojik yapılardan bir tanesi) bireyin tüketim alışkanlıklarının değişmesine doğrudan etki etmesi ile bu kurum (aile), işletmelerin hedef kitlelerini oluşturuyor. Zaten mutlu olmayı isteyen ya da buna eğilimi olan insanların işletmeler tarafından mutlu edilmesinin gerekliliğini bize gösteriyor. Bu nedenle de aileyi mutlu edebilmek, küçük bir grubu mutlu etmekle aynı anlama geliyor. Bir de tümevarımcı bir yaklaşımla yaşanan durumu genele yansıttığımızda mutlu insan sayılarının arttığını çok rahat olarak görebiliyoruz.

Sözün öze şu, güvendiğiniz kaynaklar tarafından servis edilen araştırma sonuçlarını dikkate almak ve genel kabul görmüş düzeyden geçirmek işletmelere pusula olabilecek mahiyette. Ama görmek istersek… 

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları