Dolar $
32.53
%-0.04 -0.01
Euro €
34.75
%-0.22 -0.07
Sterlin £
40.47
%-0.24 -0.09
Çeyrek Altın
3951.54
%-0.57 -22.34
SON DAKİKA
Son Yazıları

Aksı kırmadan yola devam!

23 May 2019

Derdimiz dolarizasyon!.. Belâ daha da büyümeden mutlaka önünün alınması şart. Yol belli. Ekonomiyi döviz bağımlılığından kurtarıcı her adım, dolarizasyona vurulmuş bir darbe. Malûm adımları atmak zor olsa da neticesi verimli ve hoş.

Yıllık 120 milyar doları geçen ara malı ithalatının hiç değilse yarısı yerli ürünlerle karşılansa, yine yıllık ihracatımız 200 milyar doların üzerine çıksa, doğrudan yatırımlarımız 20 milyar dolar, portföy yatırımları 20 milyar dolar seviyesinde gerçekleşse, 40 milyar dolar fatura ödediğimiz enerjide verimliliğimiz ve tasarrufumuz üst banda çıkarılsa, turizm gelirimiz 100 milyar dolar seviyesinden aşağı inmese, Türk Lirası (TL) üzerinde bu kadar olumsuz baskı olmaz.

Geçen yazılarımdan birinde “Dolarizasyona esir olmak değil, dolarizasyonu esir etmek öncelikli hedef olmalı” derken aslında atılacak adımları makro seviyede açıklamaya çalışmıştım…

İşin özeti şu: İhracatın ithalatı geçtiği, dış ticaret açığının, dış ticaret fazlasına dönüştüğü ve dünyada her ülke ile serbest ticaret anlaşmalarının yapıldığı bir ekonomi modeli, her şeyden önce kur problemini çözer, enflasyonu düşürür, ödemeler dengesini rahatlatır ve dolayısıyla dolarizasyon ülkeyi esir edemez, bilakis o ülkenin emrine âmâde olur.

***

Evet, anlattığım adımları atmak zor... Çalışmak ister. Akıl ve beden teri dökmek ister. Ancak söz konusu zorluğu aşmanın keskin ve mutlaka başarıya ulaştıran iki yolu var… Güven ve samimiyet… İkisi bir araya geldiğinde hiçbir zorluk yıldırmaz, bıktırmaz, yormaz. İşe, işleyişe bereket gelir... İştiyak gelir. Güven ve samimiyet ortamı doğduğunda “aşk olur, meşk olur…”

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de reel sektör ile finans sektörünün ayrılmaz birer parça olduğunu anlatırken aynı hususları dile getiriyor… Bali’nin “Kamu ve finans kesimi açısından Türkiye çok farklı opsiyonlara ve imkânlara sahip. Çalışacağız, uğraşacağız, işlerimizi iyi yapacağız. Olumluyu, pozitifi çoğaltacağız. Onun için de hep beraber sorumluluk alacağız. Bunların hepsini samimi, karşılıklı güvene dayalı olarak yapacağız…” sözleri hakikaten zorlukları aşmada izlenmesi gereken deneyimler.

Savunma alanında bazı gerginliklere rağmen ABD ile olan ilişkilerde bir miktar esneme siyaset alanında da işlerin doğru yapıldığına dâir izlenimler vermiyor değil. ABD/Çin ticaret ve teknoloji savaşının zirve yaptığı bugünlerde Türkiye’de dolar kurunun hissedilir şekilde yükselmemesinin en büyük nedenlerinden biri gergin ilişkilerdeki yumuşama.

***

İhraç ettiğimiz çelik ve alüminyuma ABD tarafından uygulanan gümrük vergisinin yüzde 50’den yüzde 25’e düşürülmesini müteakip Türkiye’nin mütekabiliyet gereği ithal ettiği ABD ürünlerine vergi kolaylığı getirmesi de ilişkilerin yumuşamaya yöneldiğine yönelik adımlar. İşte söz konusu gelişmeler dâhi dövizde stabilizasyonu sağladığından dolarizasyonu engelleyebiliyor.

Dün ABD ile S-400 gerilimi, İstanbul seçimleri, Merkez Bankası’nın sıkı para politikasındaki kısmî gevşemeleri ve bizim dışımızda gelişen ve küresel risk iştahını kırılganlaştıran ABD/Çin ticaret savaşının oluşturduğu ortam TL’yi aşağı yönlü baskılıyor. Dolarizasyonda yüksek zirvede olduğumuzdan tepkinin etkisi de yüksek oluyor.

Herkes işini iyi, hatta daha iyi yapmalı ki dereler, nehre dönüşsün. Vatandaş olarak, siyaset cephesi ABD ile ilişkileri yumuşatmaya çalışırken, sakıncaları olduğu halde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 100 bin dolar üzerine döviz alımlarına bir iş günü valör uygulaması, Merkez Bankası’nın haftalık repo ihalelerine yeniden başlaması, döviz karşılığı swap piyasasında TL faizini yüzde 25,5’den yüzde 24’e çekmesini iyimserliğe ve yumuşamaya paralel atılmış adımlar şeklinde görelim diyoruz.

***

Merkez Bankası’nın son hamleleri; dövizde bir miktar yükselişe sebep olsa da ortaya çıkan gevşemenin oynaklığın gerilemesine bir işaret olabileceği, enflasyon adına da Merkez Bankası’nı rahatsız etmediği yorumlanabilir. Fakat dolarizasyon ortamında yapılacak hamlelere dikkat edilmesinde fayda var. Zirâ CDS’lerden de anlaşılacağı üzere Türkiye için iç ve dış riskler aynen devam ediyor. Bu nedenle TL varlıklarında bir beklentiye girmenin erken olacağı kanaatini söylemeden edemiyorum.

Serbest piyasa ilkelerine elbette uyulacak. Çünkü bu yola çıktık. Yolda taş da var, diken de… Çukur da var, düzlük de… Arabanın aksını kırmadan yola devam etmek zorundayız. İşte BDDK’nın, Merkez Bankası’nın, bankaların ve diğer finans kuruluşlarının serbest piyasa ilkeleri çerçevesinde yapacağı hareketlerin samimiyet ölçüsünde gerçekleştirildiğini düşünerek, hassasiyetin de korunması gerektiğini ifade etmek istiyorum.


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları