Gıda enflasyonunun suçlusunu buldum
Bireylerin geliri artmaz girdi fiyatları, ürün / hizmet fiyatları artarsa aradaki fark enflasyonu gösterir, adı enflasyon olur.
Türkiye İstatistik Kurumu aylık ve yıllık olarak TÜFE ve ÜFE verileriyle hesaplar. Bazen fiyatı düşük ekmek, bulgur, mevsimlik sebze meyveyi içine koyar ki enflasyon düşük çıksın. Çoğu zaman ekmek gibi en çok tüketilen ve enflasyonda en büyük paya sahip olan ürünlerin fiyatına müdahale edilir enflasyonun başına halel gelmesin diye.
Enflasyon niye olur?
Talep enflasyonu; üretilen malların talebi karşılayamaması durumunda olur, bazı ürünlerde ithalat olsa da dökülen soğan, patates bizdekinin nedeni olmadığını gösterir.
Maliyet Enflasyonu; girdilerdeki artış yüzünden üretim maliyeti artar, ürün fiyatları yükselir, arz azalır. İşte bu tam bizlik, girdi maliyetleri son bir yılda % 50’den fazla arttı. Maliyet artışı iş gücü nedeniyle olabileceği gibi diğer girdilerden de kaynaklanabilir. İşsizlik oranlarımız, işçi maliyetlerinin de suçlu olmadığını gösteriyor. Bazen doğal sebepler olabilir, örneğin bu yıl kuraklık oldu buğday 5 milyondan fazla az üretildi fiyatı yükselebilir.
Enflasyon olduğunda; paranın satın alma gücü düşer. Gelir dağılımı bozulur, büyüme yavaşlar, belirsizlik verimi ve güveni azaltır, faizler yükselir yatırımlar azalır.
Özetle; maaşım 100 birim domates 1 birim maaşım ile 100 birim domates alabilirim. 10 yıl sonra maaşım 110 birim domates 5 birim olduğunda maaşım ile 22 birim domates alabilirim. Sofranızdaki / cüzdanınızdaki enflasyonu basitçe böyle hesaplayabilirsiniz. Elbette sadece domates değil ürün fiyatlarının genel olarak ve sürekli artması asıl enflasyonu doğurur.
Enflasyon için cadı avına çıkalım mı?
Plan yapmayan sistem
Girdi maliyetlerini artıran dış güçler
Girdi maliyetlerini artıran iç mihraklar
Verimli olmayan, ileri teknoloji kullanamayan, katma değerli ürünü olmayan TÜİK tarımı
stokçular, gıda satınalmasının %20’sini bile yapmayan ama fiyatı belirleyen uluslararası perakende devleri / üç harfli yerli kardeşleri
Hiçbiri.
Bir şık daha eklesek kimseyi suçlamayın bilimi kullanın, plan yapın; çözümü gelirleri artırmak / girdi maliyetlerini düşürmek / tarımda verimlilik -teknoloji kullanımı desek olmaz mı?
Sonra bir kanıt sunsak, TÜİK açıklamasa da, son yıllarda kırmızı et tüketiminde % 30 azalma var. Sorun et de değil gelmeyen gelir de, alınamayan, az alınan gıdada.
Enflasyonun varlığına, gelir kayıplarına, işsizliğe rağmen neden mutfaktaki yangın halkın canını gerektiği kadar yakmaz ya da bu yüzden kimse hatırı sayılır derecede kazan kaldırmaz. Çünkü köyden gelen yiyecek, aile ile yaşama, temel gıda maddesi ekmeğin fiyatının hala daha düşük olması gibi etmenlerle Türkiye’de kimse açlıktan ölmez. Oysa biliyoruz ki; “iş her şey” olan Amerika’da işiniz yoksa işsizlik sigortanız biter bitmez anında homeless olur açlıktan ölebilirsiniz.
Ezcümle cadı avını boş verin sorunun köküne inin; balık kılçığı sorun çözme yöntemiyle verimsiz tarım, gelir kayıpları, niteliksiz işçi, bulunamayan personel, iş bulamayan işçi tüm bu başlıkları ve nedenlerini çözün. Sonrasında plan yapın; yatırım da olur gelir de gelir gıdanın fiyatı da normalleşir.