SON DAKİKA

Halkın gündemi geçim derdi

Kaan Özbek 07 Eyl 2024

Türkiye'nin ekonomik durumu her geçen gün daha da karmaşık bir hale gelirken, özellikle asgari ücretli, emekli ve dar gelirli kesimler için hayatı geçim derdi hâline getiren uygulamalar dikkat çekiyor. Son yıllarda hükümetin ekonomi politikaları, bu kesimlerin yaşadığı zorlukları daha da derinleştiren bir yol izliyor.

Ekonomik krizlerin etkileriyle, enflasyonla baş edebilmek için alınan kararlar, ne yazık ki dar gelirlinin boğazına yapışıyor. Orta sınıfın ortadan kalkmasıyla ülkede zengin daha da zenginleşirken dar gelirli adeta buharlaşıyor.  

Öncelikle asgari ücretliler, ülkedeki en büyük ekonomik yükü sırtlayan kesimlerden biri haline gelmiş durumda. Asgari ücretli bireyler, yüksek enflasyon karşısında aldıkları maaşın reel değerinin her geçen gün düştüğünü gözlemliyor. 

Öyle ki eskiden herhangi bir ürüne gelen zamlar haber olurken, artık market raflarındaki etiketlerin değişim hızına ne çalışanlar ne de tüketiciler yetişebiliyor. 

Belki abartı gelebilir ama durum tam da böyle…

                                                                        * * * 

Mesela asgari ücretliler bu yıl Temmuz’da herhangi bir zam almadı. Özel sektörde bundan güç alarak maaşlarda herhangi bir iyileştirmeye gitmedi. Bu durum, asgari ücretlilerin alım gücünü ciddi şekilde etkiliyor ve onların yaşam standartlarını korumakta zorlanmalarına neden oluyor. 

Bu çelişki, devletin ekonomik gerçeklikleri ve vatandaşların yaşam koşullarını dikkate almadığını ya da amiyane tabirle umursamadığını gözler önüne seriyor.

Emekliler, devletin “emeklilere zam” vaadinin genellikle geçici ve yetersiz olduğunu deneyimliyor. Emeklilik maaşları, enflasyon karşısında hızla değer kaybederken; emekli, artan yaşam maliyetleri karşısında büyük bir sıkıntı içinde kalıyor. Hükümetin sunduğu emekli maaşı artışları, çoğu zaman sadece küçük bir iyileştirme sağlıyor; fakat bu artışlar, gerçek anlamda yaşam standartlarını yükseltmiyor. 

Sosyal güvenlik reformları ve emeklilik maaşları üzerinde yapılacak kapsamlı düzenlemeler, bu sorunun köklü bir şekilde çözülmesini sağlayabilir. Ancak, mevcut politikalar bu soruna kalıcı bir çözüm sunmaktan uzak hatta umut bile vaat etmiyor!

                                                                          * * * 

Dar gelirli vatandaşlar, hükümetin uyguladığı vergi politikaları ve sosyal yardımlar konusundaki eksiklikler nedeniyle zor durumda. Sosyal yardım programları genellikle yetersiz ve bu yardımların miktarı, artan yaşam maliyetlerini karşılamaktan uzak. 

Üstelik sosyal yardımların kimlere ve ne miktarda gittiği de muğlak!

Vergi sisteminin adil olmaması ve dolaylı vergilerin artışı, dar gelirli vatandaşların omuzlarına yüklenen ağırlığı taşınamaz hale getirdi. 

                                                                          * * *

Hükümetin ekonomi politikalarının, dar gelirli vatandaşlar üzerindeki olumsuz etkileri açıkça ortada. Ancak, bu politikalar değişmediği sürece, asgari ücretliler, emekliler ve dar gelirli bireyler için hayatın her geçen gün daha zor hale gelmesi kaçınılmaz. Ekonomik yönetimde daha dikkatli ve etkili bir yaklaşım sergilemek, bu kesimlerin yaşam standartlarını iyileştirmek ve gerçek anlamda ekonomik adalet sağlamak adına kritik öneme sahip.

                                                                    * * * 

Sonuç olarak, halkın gündemi geçim! Hükümetin bu konuda alacağı tedbirler, sadece ekonomik istikrarı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda toplumun en savunmasız kesimlerinin yaşam kalitesini de iyileştirecektir. Lakin şahsen ben buna dair bir umut taşımıyorum.

Ekonomik politikaların, sadece belirli bir kesimin değil, tüm vatandaşların refahını göz önünde bulundurarak şekillendirilmesi gerektiği açık bir gerçek.

Bu bağlamda, hükümetin politikalarını gözden geçirmesi ve halkın gerçek ihtiyaçlarına uygun çözümler üretmesi, ekonomik krizlerin etkilerini hafifletecek ve toplumsal huzuru artıracaktır.

Umarım birileri halkın gerçek gündemine odaklanır. 

Rahmetli Demirel’in o meşhur sözüyle bitirelim:

“Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur…”