Geçen ay, dünyadan bilim adamlarının ve tüm devlet başkanlarının katılımıyla gerçekleşen Küresel İklim Zirvesi’nde acı reçete açıklandı. Önlemler ve tedbirler hızla alınmaz ise daha vahim ve korkutucu olaylar yaşayacağımız aşikâr.

Son zamanlarda ülkemizde de hiç alışık olmadığımız doğal afetleri yani aşırı yağışları, kuraklıkları, hortumları yaşıyoruz. Bu doğa olayları karşısında ciddi hasarlar, can ve mal kayıplarını hep beraber görüyoruz.

Son iki gündür yaşadığımız saatte 80 ila 120 km hızı bulan fırtınalar sebebiyle şehirlerimizde ciddi hasarlar oluşmuş ve birçok vatandaşımızı kaybetmiş durumdayız. Bunun gibi olayları, belki daha şiddetlisini bundan sonra da yaşayacağız.

Bu nedenle şimdiden tüm hazırlıklarımızı yapmalıyız. Yaşanan fırtına sebebiyle birçok yerde binaların çatıları uçtu, ağaçlar devrildi, kuleler yıkıldı, yönlendirme tabelaları devrildi.

Hep söylüyoruz, artık yaşam çevrelerimizi, binalarımızı, şehirlerimizi değişen iklim ve mevsim koşullarına göre daha güvenli hale getirmek zorundayız.

Binalarımızın çatıları da binanın yapı elemanlarıdır. Özellikle, kaçak, mühendislik hizmeti almamış veya ruhsat eklerine aykırı olan binalarda yapılan önemsenmeyen çatılarımız esasında bina ve çevre güvenliği açısından çok önemlidir.

Yapılan çatıların çoğu maalesef projelendirmeden ve işin ehli olmayanlar tarafından yapılan çatılardır. Bu nedenle aşırı fırtınalarda uçmakta, can ve mal riski yaratmaktadır. Çatılar mutlaka projelendirilmeli, hesaplamaları yapılmalı ve binanın taşıyıcı sistemine ankrajları yapılarak işin ehli kişiler tarafından uygulanması çok önemlidir.

Özellikle rüzgârın, çatı altına girmesini engelleyici yani paraşüt etkisi yapmayacak şekilde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Çatı örtü malzemelerinin uygulanması da bir o kadar önemlidir. Sadece çatılar değil, bina cephelerine yapılan mekanik uygulamalar ile mantolamalar ve cephe iskeleleri de bir o kadar önemlidir.

Aşırı fırtınalarda bina cephelerine işin uygulama esasları ve kurallarına göre yapılamayan, işin ehli kişiler tarafından yapılan mantolamalar da bina cephesinden kopmakta ve çevreye zarar vermektedir. Aynı şekilde bina cephelerine kurulan iş iskeleleri de bir o kadar önemlidir. Aşırı rüzgârda gerekli iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarına göre yapılmayan ve kurulmayan iskeleler de can ve mal riski taşımaktadır.

Doğal afetleri sadece deprem veya sel olarak görmemeliyiz. Aşırı fırtınalar, kuraklıklar, yangınlar, hortumlar, aşırı yağışlar da bir doğal afettir.

Belediyelere de ciddi sorumluluk düşmekle olup kendi sorumluluk sahalarındaki anıtsal kuleleri, ağaçları, tabelaları çevreye risk oluşturabilecek kent elemanlarını güvenli hale getirmek mecburiyetinde olup, vatandaşlarımız da kendi binalarını olası doğal afetlere karşı daha güvenli hale getirecek çalışmaları yaptırmalıdır.

Sorumluluk hepimizin, önlem ve tedbirlerimizi bir an evvel almaz isek daha çok üzülmeye devam ederiz. Hep beraber bilinçlenmeli, hep beraber gerekli tedbirleri almalıyız.