Dolar $
32.58
%0.1 0.03
Euro €
34.91
%0.18 0.06
Sterlin £
40.64
%-0.1 -0.04
Çeyrek Altın
3953.27
%-0.12 -4.54
SON DAKİKA
Son Yazıları

Tarımda güzel şeyler de var…

14 Nis 2021

Geçtiğimiz hafta tarımda metriklemenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gördük. Gerek üretim gerekse tüketime dair rakamlar, oranlar gelecek planı için olmazsa olmaz.

Tarımın geleceğini ancak durumun ne olduğunu anladıktan sonra planlayabiliriz. Artık irili ufaklı mahalle bakkalları bile SWOT analizi yaparken tarımın bütünsel bir yaklaşımla analiz edilmemesi kabul edilemez. Yapmıştık dersek o zaman elde kalan öteberiyi “havalar kötü gitti, salgın var” ile açıklayamayız. İklim değişikliğinden etkilenen bölgelerde hangi ürünler ekilemez hale geldi. Hangi ürünler de kuraklığa dayanıklı tohum çalışılması gerekiyor. Yerel kalkınma için hangi bölgeler seçilebilir. Şehirlerin çevresinde ne tür tarımsal üretimler yapılabilir. İhracatta hangi ürünlere öncelik vermek lazım? Geleceğin gıdaları için neler üretmeliyiz? Tüm bunlara karar verebilmek için öncelikle günümüze ait rakamlara, gelecek projeksiyonlarına ihtiyacımız var. 

Kırsal kalkınma önemli başlıklardan biri. Kooperatifler, eko turizm, agro turizm, kadın üreticilerle ilgili projeler, yerel değerler her biri kırda kalkınmayı gerçekleştirmek üzere destek verilen alanlar. Temelde kırda var olan hayvancılık, orman dışı ürünler, tıbbi aromatikler, yenilebilir çiçekler her biri tarım ve gıda endüstrisinin marka yaratılabilecek alanları. 

Markaların bölgelerdeki kalkınmaya etkileri oldukça fazla. Geçmiş dönemde mobilya, süt, yumurta gibi alanlarda yapılan yatırımların şehirlerin, ilçelerin çehresini nasıl değiştirdiğini gördük.

Kırsal kalkınmaya markaların desteği hiç kuşkusuz çok kıymetli. Tarım ve gıda endüstrisi buluştuğunda otaya bölgesel kalkınma ve marka değeri çıkıyor. Son günlerde yatırımların bölgeye kattığı değere en güzel örnek Sütaş’ın projeleri. 

Sütaş sadece reklamlarıyla değil yaptığı yatırım ve vizyonuyla da Türk tarımını motive ediyor. Bingöl’e yaptığı yatırımların maddi, manevi sonuçlarını saymak meseleye sıradan bakmak olur. Önümüzdeki 10 yılda 2 milyarın üzerine çıkması öngörülen Bingöl ekonomisinin Sütaş yatırımı ile 3 milyar 500 milyon dolarlık bir büyüklüğe erişeceği öngörülmekte.

Tarım / gıda / coğrafya buluşmasına özel bir örnek. Kim bilir İbni Haldun “coğrafya kaderdir” derken Sütaş’ın yapacaklarını öngörmüş müydü acaba. Küçük üretimler elbette tarım için çok kıymetli ama planlı, örgütlü, profesyonel olan yatırımların, Sütaş gibi bir şehre yaptıkları “tadından yenmez” türden. Değer zincirinin her halkasına kıymet katan, makina, ekipman, eğitim, ambalaj, tarım, ulaşım gibi yüzlerce farklı sektöre yaptığı kaldıraç etkisiyle bölgeye bütünsel bir kalkınma deneyimi yaşatan gerçek bir motivasyon projesi. 

Teknolojinin temel taşıyıcı olduğu, insana, çevreye değer veren, ekosistemi zenginleştiren yatırım; umalım ki Türkiye’nin örneği olsun. 

Unutmadan sanıldığının aksine su yoksulu bir ülkeyiz, ekilebilir tarım alanlarımız dünyada 30. sırada, dünyanın % 0.8’i demek. Beğenmediğimiz Nijerya bile bizden daha fazla tarım alanına sahip, keza Kazakistan. Çayır ve mera alanları bakımından 41. Sıradayız yani hayvancılık yaparız demek, o kadar da kolay değil. 

Velhasıl “ülkesini en çok seven işini en iyi yapandır” cümlesinin tarımdaki karşılığı tarım ve gıdada dünya markaları yaratmaktır. Nasıl yapılacağı gerçek bir marka uzmanlığı ister. Mümkün müdür mümkündür konuyu zamanıyla sevgili Güven Borça “Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar mı” kitabında etraflıca anlatmıştı. 

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları