SON DAKİKA
Gıda ve Gastronomi Perşembe 27 Kasım 2025 02:34

"ASIL MESELE İŞLETME AHLAKI"

Son dönemde artan gıda zehirlenmesi vakaları, gözleri gıda güvenliğine çevirdi. Konuyla ilgili önemli uyarılarda bulunan TÜKONFED Gıda Komisyonu Üyesi ve Gıda Mühendisi Dilan Eren, artan maliyetlerin taklit ve tağşişi tetiklediğine dikkat çekerek, "Denetimler önemli ama her an her yerde denetçi olamaz. Burada asıl mesele işletme ahlakıdır" dedi

"Asıl mesele işletme ahlakı"

Hakan ÖZBAY

Son günlerde düğün yemeklerinden okul etkinliklerine, tavuklu pilavdan midyeye kadar birçok farklı gıda ürünü kaynaklı zehirlenme haberleri gündemden düşmüyor. Konuyla ilgili olarak Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Gıda Komisyonu Üyesi ve Gıda Mühendisi Dilan Eren ile gıda güvenliğindeki ihlalleri, sokak lezzetlerinin risklerini, restoranların görünmeyen yüzünü ve tüketicinin dikkat etmesi gerekenleri konuştuk.

Gıda zehirlenmelerinin sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunu olduğuna dikkat çeken Dilan Eren, tablonun ciddiyetini rakamlarla ortaya koydu. Eren, "Dünya genelinde her yıl yaklaşık 500 bin insan gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Gıda güvenliği, hijyen ihlalleri ve soğuk zincirin kırılması ne yazık ki hem biyolojik hem de kimyasal zehirlenmelere yol açıyor. Gelişmiş ülkelerde de bu riskler mevcut ancak altyapı ve denetim eksiklikleri nedeniyle gelişmemiş ülkelerde tablo daha ağır seyrediyor" değerlendirmesinde bulundu.

RESTORAN MUTFAKLARINDAKİ GÖRÜNMEYEN TEHLİKE

Tüketicilerin restoran, otel veya lokantalarda buzdağının sadece görünen kısmına hakim olduğunu belirten Eren, "Mutfak tarafını ne yazık ki göremiyoruz. Ancak gıda güvenliğinde 'Kritik Kontrol Noktaları' dediğimiz aşamalar vardır. Ürünün depolanma sıcaklığı, temizliği, personelin hijyen uygulamaları ve işleme koşulları hayati önem taşır. Tüketici olarak mutfağı göremesek de ürün tedariğini güvenilir markalardan yapan, genel temizliğine özen gösteren işletmeleri tercih etmek zorundayız" dedi.

MALİYET BASKISI AHLAKİ ÇÖKÜŞÜ TETİKLİYOR

Gıda enflasyonunun ve artan maliyetlerin sektörde yarattığı tehlikeye değinen Eren, üretici tarafındaki ahlaki soruna parmak bastı: "Artan gıda fiyatları maalesef üreticileri maliyet kısmaya itiyor. Bu durum gıda sektöründe taklit ve tağşişi artırıyor. Ancak burada en kritik nokta 'işletme ahlakı'dır. Bakanlık denetim yapıyor, yaptırım uyguluyor ama bir denetçinin her an her dakika üretimde veya satışta olması mümkün değil. Eğer işletme sahibinde ve personelde bu ahlak zayıfsa, daha riskli hale gelen ürünler insan sağlığını doğrudan tehdit ediyor."

AÇIK ÜRÜN DOĞAL DEMEK DEĞİLDİR

Vatandaşların "yöresel" veya "geleneksel" adı altında satılan açık ürünlere karşı yanlış bir güven beslediğini vurgulayan Eren, şu uyarılarda bulundu: "Özellikle memleketten gelen ürünler veya açıkta satılan gıdalar, 'geleneksel' olduğu düşüncesiyle vatandaşa cazip geliyor. Ancak etiketsiz, nerede üretildiği belli olmayan bu ürünler gıda güvenliğine aykırıdır. Metropollerde, egzoz dumanı ve tozun içinde, açıkta satılan ambalajsız ürünlerden kesinlikle uzak durulmalı. Bu ortamlarda havadan gelen bakteriyel yük çok fazladır."

Sokak satıcılarındaki hijyen eksikliğini çarpıcı örneklerle anlatan Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu tezgahlarda çoğu zaman personel hijyeninden söz etmek mümkün değil çünkü personelin olduğu ortamda elini yıkayabileceği su bile yok. Kirli ellerle, eldivensiz bir şekilde tenekeden ya da kovadan ürünü alıp servis edebiliyorlar. Peynir gibi hassas ürünlere kirli elle temas edilmesi, ciddi bir kontaminasyon (bulaşı) riski doğuruyor."

Sokak lezzetlerinin tamamen yasaklanamayacağını ancak tüketim şeklinde dikkatli olunması gerektiğini belirten Dilan Eren, şu formülü önerdi: "Sokak lezzetlerini hiç mi yemeyeceğiz? Yiyebiliriz ancak bunları 'doyumluk' değil, 'tadımlık' olarak tüketmek sağlık açısından daha güvenli olacaktır. Riski minimize etmek için porsiyonları küçük tutmakta fayda var."

ÇOCUKLAR VE YAŞLILAR İÇİN KIRMIZI ALARM

Bağışıklık sistemi yetişkinlere göre daha zayıf olan çocuklar ve yaşlılar için uyarının dozunu artıran Eren, sözlerini şöyle tamamladı: "Yetişkin bir bireyin tolere edebileceği bakteri yükünü, bir çocuk veya yaşlı bir birey tolere edemeyebilir. Bu nedenle özellikle midye, kumpir, tavuklu pilav, sucuk, kıymalı börek, lahmacun gibi sokakta satılan ve kıyma içeren et ürünlerini çocuklarımıza ve yaşlılarımıza yedirmemeliyiz. Maalesef gıda zehirlenmesi sonucu hayatını kaybedenlerin çoğunluğunu bu hassas gruplar oluşturuyor."

ABONE OL