Türkiye Sigorta Birliğinin düzenlediği "Sigortacılığın 100. Yılı" programında konuşan Yılmaz, sigortanın, bireyler, kurumlar ve toplum için önemli bir destek mekanizması olduğunu, toplumsal yaşam şartları, ihtiyaçlar, beklentiler ve riskler değiştikçe var olan sigorta çeşitlerine yenilerinin eklendiğini söyledi.

Yılmaz, sigortacılık sektörünün ticari hayatın kesintisiz devam etmesine yardımcı olduğunu ve işletmelerin planladıkları yatırımları hayata geçirebilmesine imkan verdiğini aktararak, "İstikrarlı bir şekilde büyümesini sürdüren ve aktif büyüklüğü 1,2 trilyon lira seviyesini aşan sigortacılık ve özel emeklilik sektörümüzün finansal sistem içindeki ağırlığı her geçen gün artmaya devam etmektedir." diye konuştu.

Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketlerinin aktiflerinin toplam finansal piyasalar içindeki payının 2023 yılı 9 ayı sonunda yüzde 5 seviyesine ulaştığını anlatan Yılmaz, önemli olsa da bu rakamların yeterli olmadığını dile getirdi.

Yılmaz, bugün dünyada birçok ülkeye örnek olan, Türkiye'nin tarım ve hayvancılığının gelişimi için kurdukları Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) yanı sıra deprem ve doğal afetler sonrası yaşanan ekonomik kayıpların önüne geçmeyi amaçlayan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) gibi mekanizmaların, Türkiye'de sigortacılığın gelişmişlik göstergeleri arasında olduğuna işaret etti.

Afet sigortacılığına ilişkin yapacakları yeni düzenlemelerle risklerin yönetimi ve azaltılması konusunda sigortacılık sektörünün çok ciddi katkılar sunacağına inandığını vurgulayan Yılmaz, 11 ili etkileyen 6 Şubat depremleri sonrası sergiledikleri performans için sigorta sektörünü tebrik etti.

- "3 trilyon liranın üzerindeki kamu kaynağını kullanacağız"

Yılmaz, depremlerden 14 milyon insanın etkilendiğini, 104 milyar doları aşan ekonomik kayıp yaşandığını ifade ederek, afetin yaralarını sarmak için bu yıl merkezi yönetim bütçesine 762 milyar lira kaynak koyduklarını anımsattı.

Gelecek yılki bütçede 1 trilyon 28 milyar lira ayırdıkları bilgisini paylaşan Yılmaz, "3-4 yıllık bir perspektifte bakarsanız da 3 trilyon liranın üzerindeki parayı, kamu kaynağını, merkezi yönetimden, bütçeden depremin yaralarını sarmak için ve yeni afetlere karşı ülkemizi hazırlamak için kullanacağız." şeklinde konuştu.

Yılmaz, bunların yanı sıra son 3 yıllık dönemde Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) faaliyete geçmesi, Türk Reasürans, Özel Riskler Merkezi ve Türk Katılım Reasürans gibi yeni yapıların hayat bulmasıyla sektörün yeni boyutlar kazandığını dile getirdi.

20. yıl dönümü kutlanan Bireysel Emeklilik Sistemi'ni sigortacılık alanında bir yüz akı olarak değerlendiren Yılmaz, şöyle devam etti:

"Hükümetlerimizin ilk yıllarında, 2003'te kurulan Bireysel Emeklilik Sistemi, 2013'te yüzde 25 devlet katkısı ile birlikte hızla büyümeye başlamıştır. 2017'de de Otomatik Katılım Sistemi ile desteklenerek önemli bir sıçrama göstermiştir. Ben o dönemlerde Kalkınma Bakanıydım, bu çalışmaların içindeydim. Bütün bu destekleri yaparken en temel gündemimiz, bir taraftan emeklilerimizin emekliliklerini daha iyi koşulda yaşamaları ve kamu sisteminin yanı sıra BES ile birlikte emeklilerimize daha iyi şartlar sunmaktır. Diğer yandan da makro tasarruf oranlarımızı artırmak, bu destekleri şekillendirirken ana motivasyonlarımızı oluşturdu."

- "Önümüzdeki dönemde çok daha yüksek rakamları göreceğimize inanıyorum"

Sistemi daha da yukarılara taşımak için 18 yaş altı çocukların BES'e girişine imkan sağladıklarına dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

"2022 yılı başı itibarıyla devlet katkısını 5 puan artırarak 25'ten yüzde 30'a yükselttik. Kısmi çekiş hakkı gibi teşvik edici düzenlemeler yaptık ve ayrıca kamu sermayeli sigorta şirketlerini tek çatı altında birleştirdik. Kasım 2023 sonu itibarıyla katılımcı sayısı 8 milyon 583 bini aşmış Gönüllü Bireysel Emeklilik Sistemi'nde toplam fon büyüklüğü 671 milyar liranın üstüne ulaşmıştır. Katılımcı sayısının 7 milyon 274 bine ulaştığı Otomatik Katılım Sistemi'nde ise fon büyüklüğü 50,5 milyar lira seviyesine gelmiştir. İkisini topladığımızda katılımcı sayısı 15 milyon 857 bin kişiyi aşarken, toplam fon büyüklüğünün de 722 milyar liraya ulaştığını görüyoruz. Bunlar önemli rakamlar gerçekten. Önümüzdeki dönemde çok daha yüksek rakamları göreceğimize inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye'de 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusa oranla yüzde 10'lara ulaştığını, bu durumun bir eşik olduğunu bildirdi.

Ülkede yaş ortalamasının 32-33'lere geldiğini ve 12. Kalkınma Planı'nda bu konuya önemli yer ayırdıklarını vurgulayan Yılmaz, bakım hizmetlerinden emeklilik, sigorta sistemi, aktif yaşlılık olanaklarının artırılması ve daha verimli bir yaşlılık döneminin organize edilmesine kadar birçok başlığın daha çok tartışılması gerektiğinin altını çizdi.

Yılmaz, araştırmaların bugün dünya genelinde emeklilik koruma açığının 1 trilyon doların üzerinde olduğunu gösterdiğine işaret ederek, "Ekonomimiz üzerindeki baskıyı azaltmak için 20 yılda önemli bir başarı elde eden BES ve OKS'yi, mevcuttaki sosyal güvenlik sistemini de içine alan bir yapıya kavuşturmayı değerlendiriyoruz. Sistemin daha iyi noktalara ulaşması yönünde Orta Vadeli Program'da emeklilik sistemimize ilişkin yol haritamızı belirledik." diye konuştu.

İkinci basamak emeklilik sisteminin kurulmasını önemli gördüklerine değinen Yılmaz, "Otomatik Katılım Sistemi'nin işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'ni 2024'ün üçüncü çeyreğinde gerçekleştirmek üzere bir takvim ortaya koymuş durumdayız. Buna yönelik olarak da çalışmalarımızı sürdürüyoruz." ifadesini kullandı.