SON DAKİKA
DÜNYA Perşembe 18 Aralık 2025 11:49

BOJ'A YÖNELİK ŞAHİN BEKLENTİLER JAPON TAHVİLLERİNE TALEBİ ZAYIFLATTI

Japonya Merkez Bankasının (BoJ) yarın sıkılaşma adımı atması beklenirken, Japonya'nın uzun vadeli tahvillerine yönelik talebin gerilemesiyle, tahvil faizlerinde son 25 yılın en yüksek seviyeleri görüldü.

BoJ'a yönelik şahin beklentiler Japon tahvillerine talebi zayıflattı

BoJ'un, ülkede artan enflasyonist baskılar ve "yen"deki değer kaybı sebebiyle faiz artışına gidebileceği beklentileri güçlü kalmayı sürdürüyor. En son ocakta yapılan para politikası toplantısında politika faizini yüzde 0,50'ye yükselten Banka, 6 para politikası toplantısında faiz oranında değişikliğe gitmemişti. Bu süre içinde ülkede enflasyonist baskılar devam ederken, yeni Başbakan Takaichi Sanae'nin genişleyici mali politika izleme yanlısı tutumu fiyatlar genel düzeyindeki artışın sürebileceği endişelerini oluşturdu.

Bu gelişmelerle birlikte piyasa beklentisi, BoJ'un yarınki toplantısında politika faizini yüzde 0,50'den yüzde 0,75'e çıkarması yönünde şekilleniyor.

Ülkede faiz artırımına ilişkin mevcut öngörüler Başbakan Takaichi'nin göreve gelmesiyle güçlenirken, yatırımcılar daha fazla sabit getiri talebiyle Japon tahvillerinden uzaklaşma yolunu seçti. Bu doğrultuda aralık ayı başı itibarıyla Japonya'nın uzun vadeli devlet tahvili faizleri, son yılların en yüksek seviyelerine ulaştı.

Japonya'nın 20 yıllık tahvil getirisi yüzde 2,93'e ulaşarak 1998 yılından bu yana, 30 yıllık tahvil faizi de yüzde 3,41 ile 1999'dan beri en yüksek seviyelerini gördü.

İş Portföy Başekonomisti Hande Şekerci, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, artan tahvil faizlerinde kamu harcamalarındaki hızlanma ile 19 Aralık'ta BoJ'dan beklenen faiz artırımına ilişkin beklenti ve endişelerin belirleyici olduğunu ifade etti.

Yaklaşık 7,5 trilyon dolar büyüklüğe sahip Japonya tahvil piyasasında, son aylarda özellikle 20 ve 40 yıl vadeli tahvil ihalelerine yönelik talebin zayıfladığının gözlendiğini söyleyen Şekerci, "BoJ'un Japonya devlet tahvili stokunun yarısından fazlasını elinde bulundurması, Bankanın tahvil alımlarını kademeli olarak azaltmaya başlaması ve aynı zamanda faiz artırım sürecine yönelik piyasa beklentilerini yönetme çabaları, tahvil piyasası üzerindeki baskıyı artırmaktadır." dedi.

Tahvil piyasasında BoJ'dan sonra en büyük yatırımcı gruplarının hayat sigortası şirketleri ve bankalardan oluştuğuna dikkati çeken Şekerci, faiz oranlarındaki yükselişin, bu kurumların portföylerinde yer alan mevcut iç borçlanma senetlerinin piyasa değerine göre muhasebeleştirilmesi durumunda zarar yazmalarına ya da ilerleyen dönemde zarar riskinin artmasına yol açtığını dile getirdi.

Hande Şekerci, BoJ'un tahvil alımlarını azaltma yönündeki eğilimini, enflasyonun yeniden ivme kazanması ve parasal genişleme yoluyla ekonomik faaliyeti destekleme gereğinin azalmasıyla ilişkilendirdiklerini ifade etti.

Japonya hükümetinin duyurduğu yaklaşık 135 milyar dolarlık mali teşvik paketinde bazı kalemlerin finansmanı için ilave tahvil ihracı ihtiyacı doğduğunu söyleyen Şekerci, "Hazine uzun vadeli borçlanma yerine 2 ila 5 yıl vadeli tahvil ihraçlarına yöneleceğini duyurmuştur. BoJ'dan yapılan açıklamalar önümüzdeki dönemde aylık tahvil alımlarındaki azaltımın sınırlı olacağına işaret etmektedir. Ayrıca BoJ Başkanı, piyasa koşullarının gerektirmesi halinde tahvil alımlarının yeniden artırılabileceğini belirtmiştir." diye konuştu.

- "Faiz artışı, Japon yeninin dolar karşısında değer kaybını sınırlayıcı etki yaratabilir"

İş Portföy Başekonomisti Şekerci, ABD'nin uyguladığı gümrük tarifelerinin de Japonya ekonomisine etkileri incelendiğinde, Japon otomobil ihracatçılarının vergi yükünü hafifletmek amacıyla fiyat indirimlerine gittiğini, bu durumun ihracattaki ek zayıflığı şimdilik sınırladığını belirtti.

ABD tarafında ise şirketlerin vergi maliyetlerini henüz tam anlamıyla tüketici fiyatlarına yansıtmadığı ve bu yükü büyük ölçüde kendi bilançoları üzerinden karşıladığının anlaşıldığını kaydeden Şekerci, "Diğer gelişmiş ekonomilerle karşılaştırıldığında, Japonya'da 30 yıl ve 10 yıl vadeli tahvil getirileri arasındaki fark yaklaşık 140 baz puan seviyesinde olup (30 yıl vadeli getiri yaklaşık yüzde 3,35), bu fark İngiltere ve ABD'de 60-70 baz puan civarındadır. Bu durum, Japonya'daki getiri eğrisinin benzer ülkelere kıyasla belirgin biçimde daha dik olduğunu göstermektedir. Söz konusu ayrışmanın en belirgin şekilde martta ortaya çıktığı görülmektedir." dedi.

Şekerci, 19 Aralık'ta politika faizinin yüzde 0,75 seviyesine yükselerek son 30 yılın en yüksek düzeyine ulaşmasını beklediklerini belirterek şunları kaydetti:

"Böyle bir faiz artışı, Japon yeninin dolar karşısında değer kaybını sınırlayıcı bir etki yaratabilir. ABD tahvil piyasasının Japonya'daki gelişmelere olan duyarlılığının artması nedeniyle küresel finansal piyasaların bu süreci yakından izlemeyi sürdüreceğini öngörüyoruz. Japonya hala ABD tahvillerinin en büyük yabancı yatırımcısı konumundadır. Japon yatırımcıların portföylerini yeniden yapılandırma süreci, mali kaygılarla birleştiğinde, diğer ülkelerdeki yatırımları da etkileyerek küresel ölçekte bir yayılma etkisi yaratma potansiyeli taşımaktadır."