SON DAKİKA
ANALİZ Pazar 02 Kasım 2025 02:27

ÇALKANTILI İYİMSERLİK: HâLâ BÜYÜME BEKLENİYOR, AMA KOŞULLAR SIKINTILI...

Bu hafta kocaman bir ayın da son haftasıydı. Ülkeler ekonomi alanında hafif bir iyimserlik taşısa da altında ciddi belirsizlikler barındırıyor.

Çalkantılı iyimserlik: Hâlâ büyüme bekleniyor, ama koşullar sıkıntılı...

Fed, piyasa beklentileri paralelinde 25 baz puan faiz indirimine giderken, ECB ve BoJ politika faizlerinde değişikliğe gitmedi. ABD ile Çin arasında 30 Ekim'de gerçekleşen liderler görüşmesinden olumlu sonuçlar alınması küresel risk iştahını destekledi. Türkiye ekonomisi bu hafta “hafif toparlanma” sinyalleri veriyor; ancak bu toparlanmanın yeterliliği kuşkulu. İmalat sektörü iyileşiyor, ancak büyüme ve enflasyon tarafında yüksek riskler hâlâ mevcut. Kurun zayıf seyri, dış borç ve yatırım ortamına olan güven konusunda dikkat edilmeli. Bu arada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Türkiye’de madenlerde üretilen altınların alımını geçici olarak durdurdu. Bu kararın uluslararası piyasayla yurtiçi altın piyasası arasında 12 bin dolara kadar çıkan makasın ciddi oranda düşmesine neden olacağı ifade ediliyor. 

International Monetary Fund’un Ekim 2025 tarihli “World Economic Outlook” raporuna göre, dünya ekonomisi 2025’te yaklaşık %3,2 büyüyecek; 2026 için ise %3,1 oranı öngörülüyor. Bu, büyümenin “yüksek hızla” olmayacağı fakat yine de “çöküşten uzak” olduğu anlamına geliyor. 

Avrupa Merkez Bankası (AMB), beklentilerle paralel olarak faiz oranını yüzde 2 oranında sabit bıraktı. Politika faizini yüzde 2,15 seviyesinde, gecelik borç verme faizini de yüzde 2,40'da seviyesinde sabit kaldı.

Güney Kore’de gerçekleştirilen Trump-Xi görüşmesi olumlu ve katkılı bir atmosferde geçti. Bundan sonra da diyaloğun süreceği belirtildi. Bu görüşme sonucuna göre Çin, nadir toprak elementlerine yönelik ihracat kısıtlamalarını bir yıl süreyle askıya aldığını duyurdu. 

Amerika Birleşik Devletleri de, Çin menşeli bazı ürünlerde uygulanan ek tarifeleri düşüreceğini açıkladı. Taraflar ayrıca fentanil ticaretinin denetimi ve Çin’in ABD’den tarım ürünleri ithalatını artırması gibi konularda da mutabakata vardıklarını açıkladı.

Geçtiğimiz hafta ticaret cephesinde, özellikle United States–People’s Republic of China hattında sürpriz bir yumuşama işareti geldi: İki ülke bir “ticaret çerçevesi” üzerinde anlaşmaya vardı. Bu adım, global tedarik zincirleri ve yatırımcı güveni açısından pozitif algı oluşturdu. 

Ancak, bu iyimserliğin altında hâlâ derin riskler var: özellikle gelişmiş ekonomilerde büyümenin zayıf kalması, borç yüklerinin yüksek olması ve dış talepten gelen baskıların devam etmesi gibi. Örneğin, ekonomistler ABD’nin büyümesinin bu yıl yalnızca %1–2 dolaylarında olmasını bekliyor. 

Bölgesel olarak da dikkat çeken bir gelişme: Republic of Korea’da 3. çeyrekte yıllık bazda +1,7 % büyüme gelmesi, birçok gelişmiş ekonominin altında kaldığı bir ortamda pozitif sürpriz sayıldı. 

Anlaşılan, küresel ekonomi bu hafta “mutlu haberler ama temkinli ruh hali” çizdi. Ticaret gerilimlerindeki hafif azalma ve bazı ülke verilerindeki iyileşme umut verici; ancak büyüme hızının düşük seviyelerde kalması ve jeopolitik/finansal risklerin devam etmesi, yatırımcıların hâlâ “temkinli” olmasını gerektiriyor.

Ülkemize bakacak olursak geçtiğimiz hafta yavaş toparlanma sinyalleri yanında yapısal kırılganlıklar gösterdi bize. TCMB tarafından açıklanan Sektörel Enflasyon Beklentileri verilerine göre, hane halkı için 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi Ekim’de 1,4 puan arttı ve 54,39’a yükseldi. Reel sektörün beklentisi 0,5 puan gerileyerek % 36,3 seviyesinde gerçekleşti. İmalat sanayi güven endeksi Ekim’de 100,8 seviyesine yükseldi. Bu değer Mayıs’tan bu yana en yüksek seviye oldu. Aynı dönemde kapasite kullanım oranı %74’e çıktı (Eylül’de %73,8) 

Bu durum bize, ekonomik aktivitenin yavaş da olsa canlandığına dair olumlu bir sinyal veriyor diye değerlendirilebilir.

Ancak büyüme görünümünde hâlâ hayal kırıklıkları var: Bir ekonomist anketi, Türkiye’nin büyümesinin 2025’te yalnızca ~%3,3 olacağını; enflasyonun ise hükümet beklentilerinin üzerinde kalabileceğini öngörüyor. 

Döviz kuru açısından zorluk sürüyor: Turk Lirası, yıl başından bu yana yaklaşık %18 değer kaybetmiş durumda. Bu, hem enflasyon hem yatırımcı güveni açısından baskı oluşturuyor. Ayrıca bu hafta uluslararası borçlanma cephesinde de bir gelişme var: Türkiye gelişmekte olan ülkelere yönelik iyimserlikten faydalanmak isteyen bir adım olarak dolar cinsinden tahvil çıkarma yoluna gitti.

Küresel ölçekte, “yavaş ama çökmedi” durumu geçerli. Yatırımcılar için yeni fırsatlar görülüyor ama kırılganlıklar da unutulmamalı. Bizim piyasa haberlerine gelince, Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, haftayı ortalama yüzde 0,27 kazançla tamamladı..

BORSA VE DOLAR DEĞER KAZANDI, ALTIN VE EURO DEĞER KAYBETTİ..

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 0,27 değer kazanarak 10.971,52 puandan tamamladı. Endeks, hafta içinde en düşük 10.816,89 puanı, en yüksek 10.994,41 puanı gördü.

Aynı dönemde Borsa İstanbul mali endeksi yüzde 2,19 artışla 15.617,70 puan, sanayi endeksi yüzde 1,53 yükselişle 14.351,61 puan ve teknoloji endeksi yüzde 0,87 kazançla 26.797,13 puan olurken, hizmetler endeksi yüzde 0,60 düşüşle 10.997,19 puan oldu.

- Margün Enerji Üretim Sanayi en çok prim yapan hisse oldu.

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksine dahil hisse senetleri arasında bu hafta en çok yükselen yüzde 26,52 ile Margün Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret AŞ oldu.

Margün Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret AŞ'yi yüzde 15,11 ile Borusan Boru, yüzde 13,29 ile 1000 Yatırımlar Holding AŞ izledi.

Söz konusu hisseler arasında en çok değer kaybedenler yüzde 10,21 ile Grainturk Holding AŞ, yüzde 7,97 ile Trabzonspor Sportif Yatırım ve yüzde 6,99 ile BİM Birleşik Mağazalar olarak sıralandı.

Borsa İstanbul'da hisseleri işlem gören en değerli şirketler, 928 milyar 416 milyon lirayla ASELSAN, 565 milyar 320 milyon lirayla Garanti BBVA ve 466 milyar 200 milyon lirayla Enka İnşaat ve Sanayi AŞ oldu.

 Dolar yükseldi

Doların satış fiyatı ise yüzde 0,19 artarak 42,0490 lira olurken, Euronun satış fiyatı yüzde 0,59 azalarak 48,5610 lira oldu.

Geçen hafta 56,0330 lira olan İngiliz sterlininin satış fiyatı, bu hafta yüzde 1,50 düşüşle 55,1920 liraya geriledi.

İsviçre frangı da önceki haftaya kıyasla yüzde 0,95 kayıpla 52,3350 liradan alıcı buldu.

24 ayar külçe altının gram fiyatı yüzde 1,96 düşüşle 5 bin 431,4 liraya, Cumhuriyet altınının fiyatı yüzde 1,95 azalışla 36 bin 640 liraya indi.

Önümüzdeki günlerde izlenmesi gereken kritik göstergeler arasında şunlar öne çıkıyor: Küresel ticaret verileri ve Çin–ABD hattındaki gelişmeler, Türkiye’de enflasyon, döviz kuru hareketleri ve büyüme rakamları ve Yatırım ortamı, dış borçlanma maliyetleri ve güven endeksleri...

Gelecek haftanın gündemi…

Pazartesi günü açıklanacak Ekim ayı enflasyonunun ardından Cuma günü TCMB Enflasyon Raporu yayımlanacak. Önümüzdeki hafta başında yurt içinde Ekim ayına ilişkin İSO Türkiye imalat PMI ve öncü dış ticaret verileri de yakından takip edilecek. ABD’de hükümetin kapalı kalması halinde tarım dışı istihdam verilerinin ikinci ayında da açıklanmaması beklenirken, İngiltere’de BoE’nin faiz kararı izlenecek.


ABONE OL