SON DAKİKA
Denizcilik Çarşamba 05 Şubat 2025 11:16

CUMHURİYET'LE GELEN DENİZCİLİK DEVRİMİ

Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Türkiye, denizcilik sektöründe önemli reformlar hayata geçirdi.

Cumhuriyet'le gelen denizcilik devrimi

Osmanlı döneminden devralınan miras, modern teknolojilerle geliştirilerek hem ticari hem de yolcu taşımacılığında büyük bir atılım gerçekleştirildi. Devletin sektöre yönelik yatırımları sayesinde, ülkenin deniz taşımacılığındaki kapasitesi her geçen yıl arttı.

OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E DENİZCİLİK MİRASI

Osmanlı İmparatorluğu, buharlı makinelerin keşfiyle denizcilikte farklı bir döneme girdi. 1820’lerde tanışılan bu teknoloji, gemilerin dört mevsim kullanılmasını sağladı ve bu sayede denizcilik, savaş alanlarının yanı sıra ticarette de önemli bir araç haline geldi. 1840’tan itibaren Osmanlı gemilerinde yaygın olarak kullanılmaya başlanan bu yeni sistem, deniz taşımacılığına büyük bir ivme kazandırdı.

Cumhuriyet dönemine gelindiğinde, denizcilik faaliyetlerinin sınırlı olduğu görüldü ve bu alanın geliştirilmesi için çeşitli adımlar atıldı. 1927 itibarıyla Seyr-i Sefain İdaresi'ne ait gemilerin kapasitesi 64 bin tonu geçerken, 1932’de Türkiye filosu 179 bin tona, 1938’de ise 250 bin tona ulaştı. Bu dönemde özellikle yolcu taşımacılığına yönelik önemli iyileştirmeler yapıldı.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında deniz taşımacılığını güçlendirmek amacıyla önemli projeler hayata geçirildi. Tatvan ile Van arasında vagon taşımacılığı sisteminin kurulması, bu dönemin en önemli projelerinden biri olarak öne çıktı. Bunun yanı sıra Tatvan’da inşa edilen tersane, bölgedeki denizcilik faaliyetlerini önemli ölçüde artırdı.

1950 itibarıyla Türkiye’de 18 grostondan büyük gemi sayısı 2 bin 197’ye ulaşırken, toplam taşıma kapasitesi 534 bin 876 tona çıktı. Denizcilik alanındaki yatırımları artırmak ve sektörü güçlendirmek adına 1952’de Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı kuruldu. Bu kurum, hem yolcu hem de yük taşımacılığının gelişmesine önemli katkılarda bulundu. Ayrıca liman ve tersane altyapısının güçlendirilmesi hedeflendi.

Denizcilik sektöründe 1980’li yıllarda önemli bir dönüşüm yaşandı. Limanların işletme hakkının Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından özel sektöre devredilmesiyle birlikte sektörde rekabet ortamı oluştu ve limancılık faaliyetleri büyük bir gelişim gösterdi.

SON 20 YILDA DENİZCİLİKTE BÜYÜK ATILIM

Son 20 yılda Türkiye’nin denizcilik sektörü ciddi bir büyüme kaydetti. 2002 yılında 149 olan liman tesisi sayısı, 2022 itibarıyla 217’ye yükseldi. Tersane sayısı ise 37’den 84’e çıktı. Bunun yanı sıra Türkiye’de 156 tekne imal yeri, 25 çekek yeri ve 23 gemi geri dönüşüm tesisi faaliyet gösteriyor.

Türk sahipli deniz ticaret filosu 2002 yılından bu yana 4,4 kat büyüyerek 39 milyon detveyti geçti. 2004 yılında hizmete giren Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi, zamanla teknoloji ve ihtiyaçlara göre geliştirildi. ASELSAN tarafından üretilen radar, elektro-optik kamera ve radar yön bulucu sistemleriyle donatılan sistem, yerli üretim oranını en üst seviyeye çıkardı.

Bu gelişmeler, Türkiye’yi denizcilik alanında küresel bir aktör haline getirirken, Paris MoU’da (Memorandum of Understanding on Port State Control) "beyaz bayrak" statüsüne ulaşma hedefi 2008 yılında başarıyla gerçekleştirildi. 2021 yılında yapılan denetimlerde Türk bayraklı gemilerin yalnızca bir tanesinin tutulması, ülkenin denizcilik standartlarını yükselttiğini gösterdi.

ELLEÇLENEN YÜK MİKTARI REKOR KIRDI

Türkiye’nin deniz taşımacılığında ulaştığı seviyeyi en iyi gösteren göstergelerden biri, elleçlenen yük miktarındaki artış oldu. Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 yılında Seyr-i Sefain İdaresi tarafından taşınan yük miktarı 53 bin 869 ton olarak kaydedilmişti. Ancak 2023 yılına gelindiğinde, sadece ekim ayı itibarıyla bu miktar 392 milyon tonu aşmış durumda. 2022 yılında elleçlenen toplam yük miktarı ise 542 milyon tonu geçti.

ABONE OL