Gülbenk, "Son 4 yılı değerlendirdiğimizde deprem bölgesindeki öğrencilerin çoğu, üniversite öğrencilerimiz de dahil eğitim hayatlarının sadece yarısını yüz yüze eğitimle geçirdiler. Bu sıkıntılarla yüz yüze gelmiş adeta travmatize olmuş toplumda okulların iyileştirici etkisi gün yüzüne çıkmış bir gerçektir. Özellikle depremzede çocuklarla iletişim hassasiyet ve özveri gerektiriyor. Üzerlerine molozlar düşmüş, yakınlarını kaybetmiş ,yaralanmış, soğukta pijama, terlikleriyle,korkuyla titreyerek depreminin bitmesini bekleyen çocukların psikolojisini tahayyül edebiliyor musunuz? Bu bölgedeki eğitimciler bu süreci bire bir yaşamış olsa da eğitimci olmaya gerek kalmadan, statünüz ne olursa olsun eğer empati yapma yeteneğiniz varsa onları çok daha iyi anlayacaksınız. O yüzden kaybetmeden kıymetini bilmek gerekiyor. Bu kadar dramatik bir sürece rağmen deprem bölgesi Malatya'da kurumlarımızdan LGS YKS sınavlarında farklı puan türlerinde Türkiye birincileri, Türkiye dereceleri çıkmıştır. O nedenle bu öğrencilerin iki kez alkışı hak ettiğini düşünüyorum" diye konuştu.

ÖĞRENCİLERE ÖNEMLİ OLDUKLARINI HATIRLATIN

Bir eğitimci olarak deprem tramvası yaşamış öğrencilerin psikolojik olarak destek almalarının önemini vurgulayan Cenk Gülbenk, şunları söyledi: "Buradaki en büyük problemlerden bir tanesi depremin öğrenciler üzerindeki hem psikolojik hem fizyolojik olumsuz etkilerinin net biçimde görülüyor olması. Bunun için aileler, profesyonel eğitimci, pedagoglarla beraber hareket etmeli çekinmeden yardım istenmelidir. Biz eğitimcilerde elimizden gelen herşeyi karşılıksız sonuna kadar yapmaya hazırız. Toplumdaki herkes bu çocukların yaşadığı korku, kaygı ve stres gibi duygularına saygı göstermeli, onları anlamaya çalışmalıdır."