SON DAKİKA
GÜNDEM Pazar 17 Temmuz 2022 02:16

DÜNYADA RESESYON TÜRKİYE'DE BÜYÜME

Pandemi, savaş ve jeopolitik risklerle yükselen enflasyon ve durgunluk küresel ekonomiyi menfi etkilerken Nisan ve Mayıs'a ait sanayi üretimi ve öncü göstergeler, 2022 ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyüyen Türkiye ekonomisinin yılın 2. çeyreğinde de tahmin üstü bir performansına işaret ediyor.

Dünyada resesyon Türkiye'de büyüme

Sedat YILMAZ

Türkiye, dünya ekonomisi tersine büyümede sınır tanımıyor. Dünya daralıyor, Türkiye ekonomisi genişliyor. 2022 yılı ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüyen ve ikinci çeyrek için tüm öncü göstergeler eşliğinde yine öngörülerin üzerinde bir gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüme rakamı yakalayacağı gözlenen Türkiye ekonomisinde en baskın gösterge sanayi üretimi, ihracat, istihdam ve tüketimde yüksek artış olarak öne çıkıyor.

Öngörüye göre, pandemi, savaş ve jeopolitik risklerle yükselen enflasyon ve durgunluk küresel ekonomiyi menfi etkilerken Nisan ve Mayıs’a ait sanayi üretimi ve öncü göstergeler, 2022 ilk çeyrekte ciddi bir performans sergileyen Türkiye ekonomisinin yılın 2. çeyreğinde de tahmin üstü bir GSYH çıkışına işaret ediyor. Türkiye’nin en büyük sorunu büyümelerin enflasyon olarak geri dönmesi.

Geçen yıl Mayıs’ta sanayi üretimi pandemiden çıkışın baz etkisiyle yıllık yüzde 40,7, aylık yüzde 1,3 artış kaydetmişti. 2021 Nisan’ında da sanayi üretimi baz etkiyle yıllık yüzde 66 büyümüştü. Bir yıllık trendde kapasite kullanım oranlarının (KKO) yeniden yüzde 80’lere dayanmasıyla sanayi üretimi pandemi sonrası normalleşmeye geçti. 2022 Nisan’ında her zamanki gibi beklentileri aşan sanayi üretimi yıllık yüzde 10,8 artış kaydetti. Beklentiler yüzde 6,4 seviyesindeydi. Aylık bazda değişim olmamıştı.

Pozitif veriler ardı ardına geliyor

2022 yılı ikinci çeyrek aylarına girildiğinde küresel ekonomi ve ülkelerde daralma eğilimlerine karşılık Türkiye’de sanayi üretimi başta öncü göstergeler eşliğinde GSYH büyümesinin pozitif ve beklentilerin üzerinde olacağı gözlendi.

2022 Nisan’ı takip eden Mayıs ayında sanayi üretimi yine beklentilerin üzerinde aylık yüzde 0,5 ve arındırılmış verilerde yıllık yüzde 9,1’lik bir artış yakaladı. Arındırılmamış veriler de yüzde 13,3’ü gösterdi. Ekonomistler veriyi yorumlarken, “Genel olarak beklenti üzerinde gelmesi itibariyle olumlu olarak değerlendirilebilecek ve 2022 yılı 2. çeyrek büyüme profili açısından güçlü sinyal gönderen veriler olduğunu görüyoruz. Ayrıca Mayıs 2021 – Mayıs 2022 dönemine denk gelen ve geçen yılın aynı ayında 19 günlük tam kapanma dönemi ile ciddi bir kayıp etkisi olduğunu hatırlamak gerekir. Buna rağmen beklentiler üzerinde bir artış elde edildi” dediler.

İmalat sanayiinin aylık yüzd 0,8, yıllık yüzde 10,7’lik büyümesinin yanında sermaye malında yüzde 17, dayanıksız tüketim malında yüzde 15,2, ara malında yüzde 4,8, dayanıklı tüketim malında yüzde 3,1 e enerjide yüzde 2,1’lik artış sanayi üretimindeki güçlüğü gösterdi.

Dünyada jeopolitik gelişmeler ve yaptırımlar kapsamında özellikle enerji arz akışlarında meydana gelebilecek rahatsızlık, sonbahar ve kış dönemi itibariyle sanayideki üretim ivmesini de olumsuz etkileyebileceği ve dünyanın genel resesyon etkisine girdiği bir ortamda Türkiye’de böyle bir olumlu projeksiyonun ivme kaybetmesine rağmen devam etmesi Türkiye ekonomisi adına pozitif bir gelişme olarak gözleniyor.

İstihdam artıyor, işsizlik düşüyor

Mayıs ayına ait işsizlik verilerinin 2005 – 2021 ortalaması olan yüzde 10,5’un 0,4 puan üzerinde olmasına karşılık düşme eğilimine girmesi, istihdamdaki artışla birlikte rekor ihracat ve ülkede alınan tedbirlere rağmen genişleme potansiyeli bulunan ihtiyaç ve ticari kredilerdeki genişleme ve tüketim harcamalarına yönelik ivme ekonomideki büyümenin en bariz göstergeleri olarak görülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2021 Mayıs ayı istihdam rakamlarıyla günümüzün rakamlarına göre, yıllık işsizlikte 2,3 puanlık bir gerileme gerçekleşti. İşsizlik oranı bir yıl gibi kısa sürede yüzde 13,2’den yüzde 10,9’a indi… 2022 Mayıs’ta açıklanan yüzde 10,9’luk işsizlik oranı 2005 – 2021 ortalaması olan yüzde 10,5’lik rakamın üzerinde ama düşüş eğilimi sürüyor.

Enflasyonların patladığı ve resesyona giden bir dünyada Türkiye şartlarında işsiz sayısı 450 bin kişi azaltılarak 4,23 milyondan 3,78 milyona çekildi. Yine bir yıl önce Mayıs’ta 27,8 milyon olan istihdam edilenlerin sayısı Mayıs 2022 itibariyle 30,8 milyon kişiye ulaştı. Bir yılda 2,99 milyon kişi yeni iş buldu. 2021 Mayıs’ında yüzde 43,8 olan toplam istihdam oranı tam 4 puan artışla yüzde 47,8’e yükseldi.

Geniş tanımlı işsizliğin yüzde 27,2, genç nüfustaki işsizlik oranının yüzde 24 ve toplam çalışanlara göre söz konusu genç grubun istihdamının yüzde 31,9 olduğu 2021 Mayıs’ından bu öncelikle Mayıs 2022’de 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki yılın Mayıs ayına göre 3,7 puanlık düşüş ile yüzde 20,3’e geriledi. Geniş tanımlı işsizlik (atıl işsizlik) de bir yılda 4,8 puan düşüşle yüzde 27,2’den yüzde 22,4’lere indi. Toplam istihdamda genç nüfusun oranı böylece yüzde 35’lere dayandı.

Ekonomistlere göre, işsizlik düşüyor, istihdam, üretim ve ihracat artıyorsa o ülkede daralma değil, büyüme söz konusu olur.

Aylık en yüksek ihracat rekorları

İhracat 2022 ikinci çeyreğinin ilk ayı Nisan’da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 24,6 artışla 23,3 milyar dolar, Mayıs’ta yüzde 15 artışla 19 milyar dolar ve Haziran ayında yüzde 18,5 yükselişle 23,4 milyar dolar gerçekleşti. Bu rakamla beraber, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamına ulaşılarak son 22 ayın 20'sinde aylık rekor kırılmış oldu.

İthalat yüksekliği sebebiyle verilen dış ticaret açığının ödemeler dengesine olumsuz yansıdığı gözlense de yaz aylarıyla birlikte turizm ve hizmetler sektöründen gelen dövizlerle cari dengedeki büyümenin hız kestiği gözleniyor. Nisan ayı verilerine göre 12 aylık bazda cari açık 26,3 milyar dolardan 29,4 milyar dolara çıktı. Ancak aylık bazda beklentilerin altında gerçekleşen 6,47 milyar dolarlık açık ilerisi için ümit verdi. Cari dengedeki açığın Mayıs’tan başlayarak önce ikinci çeyrekte ve daha sonraki çeyreklerde daha aşağılara ineceği gözleniyor. Enerji ve altın hariç tutulduğunda ödemeler dengesinin 38,3 milyar dolar fazla verdiği gözden kaçmamalı.

Ancak Avrupa’da ve ihracat pazarlarımızda yaşanan durgunluk potansiyeli dış ticaret açığını büyütebileceği düşünüldüğünde özellikle Haziran’da yüzde 184 büyüyen bu açığın frenlenmesi adına bazı tedbirlerin alması gerektiği gözleniyor. Yılsonu beklenti dahilinde bulunan yaklaşık 50 milyar dolarlık cari açığın güçlü bir toparlanma ile daha alt seviyelere gerileyeceği düşünülüyor.

Kredi büyümesi ve tüketim

Alınan makro ihtiyati tedbirlere karşı tüketici kredilerindeki büyüme ivmesi hız kesmiyor. Pandemi sonrası artan tüketim ivmesiyle tüketici ve ticari kredilerde hızlı yükseliş sürüyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 1 Temmuz haftasında tüketici kredileri yüzde 67 ile Eylül 2020’den bu yana en yüksek hızda arttı. Ticari krediler tarafında ise büyüme aynı dönem itibariyle Mart ayından bu yana en düşük seviyeye indi. Ortalama kredi büyüme artışı yüzde 45’in üzerinde. Mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinin 318,1 milyar lirası konut, 16,9 milyar lirası taşıt ve 530,8 milyar lirası diğer kredilere gitti. Bankacılık sektörü TCMB dahil toplam kredi hacmi 6 trilyon 37 milyar liraya oldu. Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 60,03 artış kaydetti.

Türkiye ekonomisi dünyaya göre canlı bir trend izliyor

Küresel ekonominin resesyon ve devamında stagflasyona yönelmesi, ABD ekonomisinin teknik olarak durgunluğa girmesi, enerji kısıtlı Avrupa ekonomisinde duraksamanın olacağı beklentilerine karşılık sadece perakende satış hacminin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,8 artmasının yanında sanayi üretimi, istihdam, ihracat, kredi büyümesi ve tüketimin arttığı ortamda Türkiye ekonomisi dünyaya göre canlı bir trend izliyor.

Yurtdışında ise ABD’de enflasyonun yüzde 9,1’e çıkması ve tahvil getirisinin tersine dönüşüyle başlayan resesyon endişeleri ülkeyi daha mutedil politikalar yapmaya itiyor. ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artışlarına agresif şekilde devam edip etmeyeceği, ayrıca faiz artırmada çekimser kalan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ile Japonya Merkez Bankası’nın (ECB) gelecek haftaki toplantıları piyasaların en önde takip edeceği gündemler arasında.

Türkiye’nin ekonomideki pozitif seyrini dış politika destekliyor. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesi kozunu iyi kullanan Türkiye’nin, ABD ile başta F-16’lar olmak üzere ilişkileri yumuşatması, başta İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile olan sıcak temasları Türkiye ekonomisine müspet yansıyor. G-20 toplantılarında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin meslektaşı ABD’li Janet Yellen ile bir araya gelip olumlu mesajlar vermesi uluslararası dolar endeksinin (DXY) 108’i geçtiği ortamda dolar/TL kurunun düşmesini sağladı.

Piyasalar gelecek hafta Türkiye’de, sırasıyla bütçe dengesi, tüketici güven endeksi ve TCMB’nin faiz kararı, ABD’de konut başlangıçları, ikinci el konutları satışları S&P global PMI imalat – imalat dışı verileri, Avrupa’da TÜFE, ECB, Japonya’da BOJ’un faiz kararı toplantısını izleyecek.

Bu hafta yatırım araçlarından Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 2,12, euro/TL yüzde 0,69 değer kaybederken, dolar/TL yüzde 0,99, altının gram satış fiyatı yüzde 2,82 değer kazandı. Buna göre 1000 TL’lik bir yatırım borsada 978,8 lira, euroda 993,1 lira, dolarda 1009,9 lira ve altında 1028,2 lira oldu.

Yatırım araçlarında performans şöyle oluştu:

BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi, en düşük 2.375,00, en yüksek 2.440,98 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 2,12 azalarak 2.382,44 puandan tamamladı. BIST 100 endeksinde 2.370 puanın destek, 2.440 seviyesinin direnç konumunda olacağı öngörülüyor.

DOLAR/TL… Kur haftalık yüzde 0,99 değer kazanarak haftayı 17,4920 liradan kapatmasına karşılık G-20’de gerileyen Türkiye – ABD ilişkilerinin normale döneceğine yönelik beklentiler dolar/TL’yi yüzde 2’lik bir düşüşle 17,13’e kadar düşürdü. Doların düşmesinde bayram tatilleri sebebiyle işlem yapılmaması da etkili oldu. Kurun yeniden 17’nin altına gelmesi konusunda eğilimin yüksek olduğu tahmin ediliyor.

EURO/TL… Kurun yüzde 0,69 gerilemeyle kurun haftayı 17,44 seviyesinde kapatması ve daha sonra 17,40’lara düşmesi TL’nin dövize karşı nispi de olsa güçleneceğini gösteriyor. Parite olarak 1’e 1 hale gelen dolar ve euroda genel taban 17 lira civarında.

ALTIN… FED’in yükselen enflasyona karşı agresif faiz artıracağı beklentisiyle ons altın 1700 dolara kadar geriledi. Altın yatırımcısı faize yönelirken Türkiye’de onsun sert düşmesine karşılık altın fiyatlarında dolardaki yüksek seviye sebebiyle bir düşüş gözlenmiyor. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 2,82 kazançla 995,00 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 2,54 artışla 6.650 liraya yükseldi. Geçen hafta sonu 1.590 lira olan çeyrek altının satış fiyatı da 1.615 liraya çıktı.

PETROL… Resesyon, pandemi ve yükselen enflasyonlara karşı merkez bankalarının faiz artırmaları dolayısıyla azalan risk iştahı petrol fiyatlarını baskılıyor. 97 dolara inen brent petrol 100 doları yukarı yönlü kırmada zorlanıyor. Petrol fiyatlarında 80 ve ardından 70 dolarlı rakamların oluşacağı öngörülüyor.

KRİPTO PARA… FED’in faiz artışı sebebiyle büyük zararlar yazan kripto paralarda geçen haftaki toparlanmanın ardından bu hafta da kayıplar sürdü. Haftalık bazda Bitcoin yüzde 3,7 (20.725$), Ethereum yüzde 0,06 (1.221$) ve Ripple yüzde 0,33 (0,34$) kayıp yaşadı. Piyasada en fazla değer kaybedenler yüzde 9,82 ile Dogecoin ve yüzde 8,1 ile Cardano oldu. Pazarda değer kazanan kripto para bulunmuyor.

ABONE OL