Dolar $
32.51
%-0.01 -0
Euro €
34.87
%-0.31 -0.11
Sterlin £
40.72
%-0.19 -0.07
Çeyrek Altın
4007.52
%0.38 15.12
SON DAKİKA
GÜNDEM Pazartesi 20 Eylül 2021 02:02

EKONOMİ VE SİYASETİN GELECEĞİ DEĞİŞECEK

Avrasya Bir Genel Müdürü Ömer Özkaya Analiz'e verdiği röportajda, "Bir Kuşak Bir Yol Projesi ile Türkiye kazanacak. Bu proje Türkiye'yi de içine alan yapısıyla, önümüzdeki 50 seneyi şekillendirecek. Proje, küresel ekonomiyi güçlendirecek. Amerika ve Avustralya dışındaki tüm kıtaları kapsayan bu dev projenin tasarımı olağanüstü boyutlarda" dedi

Ekonomi ve siyasetin geleceği değişecek

Küresel ekonominin ve hatta siyasetin geleceğini tepeden tırnağa değiştirecek Bir Kuşak Bir Yol Projesi, Türkiye’yi de içine alan yapısıyla, önümüzdeki 50 seneyi şekillendirecek. Asya’nın en doğusu ile Atlas Okyanusu’nun Avrupa kıyılarını birbirine bağlayacak proje, küresel ekonomiyi güçlendirecek.

Proje, Tarihi İpek Yolu’nu canlandırarak Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz bir ticaret yolu oluşturmayı hedefliyor. Türkiye’nin coğrafi konum avantajını altyapı yatırımlarıyla desteklemesi projenin gerçekleşmesine bir yandan katkı sağlarken, diğer yandan bu projeden elde edilecek maddi imkânlardan azami ölçüde faydalanmasına zemin hazırlayacak. Dünyanın en büyük uluslararası projesi olan ‘Bir Kuşak, Bir Yol’un Çin Halk Cumhuriyeti'nin 100'üncü kuruluş yılı olan 2049'da tamamen hizmete girmesi hedefleniyor. Toplam 4 trilyon dolarlık yatırımın yapılacağı ve 3 milyar insanı yakından ilgilendiren proje, 2025 yılında 2.5 trilyonluk ticaret hacmine ulaşacak. 2013 yılında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından ilan edilen “Bir Kuşak Bir Yol” (One Belt One Road-OBOR) projesinin tüm detaylarını Avrasya Bir Genel Müdürü Ömer Özkaya konuştu. 

Tasarımı olağanüstü boyutta

Tarihi İpek Yolunu canlandıracak, Çin’in önderliğini yaptığı Kuşak ve Yol projesinin kapsamı ve hedefleri nelerdir?

Bir Kuşak Bir Yol projesi şu ana kadar dünyanın gördüğü en büyük ekonomik, sosyal ve siyasal tasarımdır. Amacı Çin üretimini, insan gücünü, ekonomik, siyasal, kültürel ve teknolojik üretimlerini öncelikle Asya, Avrupa ve Afrika’ya buralardan da Kuzey, Orta ve Güney Amerika’ya aktarmaktır. Doğal olarak tersi akım da planlanmıştır. Amerika ve Avustralya dışındaki tüm kıtaları kapsayan bu dev projenin tasarımı olağanüstü boyutlardadır. Tasarlandığı gibi geliştiğini varsayarsak dünyanın bundan sonraki küresel liderliğini Çin yapacağını ifade etmek doğal bir sonuç olur. 65 ülkeyi içine alan bu dev tasarım, hedeflediği ülkelerin de ilişkilerinden yararlanacağı için, tasarımın hedeflediği ülke sayısı da artacaktır. Bu 65 ve ilişkili ülkelerden de Çin’e hammadde, yarı mamul ve mamul madde ile işgücü ve sair insan çeşitliliği akacaktır. Henüz Bir Kuşak Bir Yol tasarımının Avrasya ve Afrika’dan Çin’e yönelecek bu boyutları üzerinde yeterince durulmamaktadır. Bu dev tasarımın belki de püf noktası bu yelpazede gizlidir.

Uluslararası ilişkiler gelişecek

Detaylara bakıldığında ‘Kuşak ve Yol’ sadece ekonomi amaçlı bir proje olmadığını görüyoruz. Uluslararası sosyal ve kültürel zenginlikleri taşıma ve siyasi işbirliği tesis edecek bir proje özelliği taşıyor. Bu noktadan bakıldığında nasıl bir tablo ortaya çıkacak?  

Bir Kuşak Bir Yol tasarımı çift yönlü bir otoban gibi çalışırsa ve buradaki mobilite olumlu bir denge oluşturabilirse, küresel kültürel, ekonomik, sosyal, bilimsel ve teknolojik gibi birçok alanda pozitif bir sıçrama yaratabilir ki, bu gerçekleşirse dünyanın çok kısa sürede yeni bir ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel özgün bir senteze ulaşabileceğini öngörmek zorunluluğu ortaya çıkacaktır. Çin’in ekonomik, sosyal ve siyasal ağırlığını ciddi oranda artıracak bu dev tasarımın kültürel boyutu henüz tebarüz etmemiştir. Kültürel boyut tasarımı da şekillenince Çin ve hedef coğrafyalarda karşılıklı kültürel dönüşümler gerçekleşecektir. Kritik ve stratejik bir başka alan da karşılıklı kültürel etkileşimin haritası olacaktır. Bu harita çeşitli handikaplar barındırsa da en Bir Kuşak Bir Yol tasarımının en ilginç tablosunu oluşturacaktır. Diğer taraftan ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımı henüz öngörülmemiş başka başka ekonomik, siyasal, sosyal ve sair tasarımları da tetikleyecektir ki, bu durumda uluslararası ilişkiler dediğimiz alan inanılmaz ölçülerde gelişecektir. Küresel rekabetin boyutları, aktörleri ve alanları çeşitlenecektir. Çin ile komşuluk ilişkileri binlerce yıllık bir geçmişe sahip Türklerin ve Çinlilerin bu proje kapsamında daha özel ve daha kültürel ve tarihsel boyutları olan tasarımlar üzerinde etütler yapması ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının ‘ruhsal olgunluk’u açısından başka bir zorunluluktur.

Bunun yanı sıra Çin’in bu küresel dev tasarımın ilerleyişi ile birlikte iç ulusal dizaynını da yeniden belirlemesi kaçınılmaz durmaktadır. Çin’in iç ulusal tasarımı, değişimi ve dönüşümü doğal olarak Dünya’nın yeni polikültürel yüzünü de resmedecektir.

Reel davranmakla yönetsel daire dışında olgu bırakmama kararlılığı, uzun vadede özellikle hırs öbeklenmelerine sebep olacağından, Çin, iç revizyonist evrilmenin ideolojik ve ideolojik olmayan yönlerinin, uluslararası ilişkilerde, iç denetimin dışında gelişme olasılığı bulunan alanların da yönetsel daireye dahil edilebilmesindeki rolünün yapacağı kapsamlı sosyal etkileri, felsefik bakımdan en iyi anlayacak devletlerden biridir. Şu anki uygulamalar, bu saptamaya ket vurur bir içerik te taşımaktadır.

Dijital ulusa, dijital yönetsel konsepte, daha öz ifadeyle yerel ve bölgeselden tam küresel aksa geçiş bu süreçte gerçekleşecektir. Bu Çin bazlı küreselleşme tüm ulusların ve tüm insanların yaşamlarının her milimini geri dönülmez biçimde değiştirme potansiyeli ve içeriği de taşımaktadır.

Küresel üretim üssünün duble bir otobana dönüşmesi durumunda -ki bu kaçınılmaz- Dünya’nın yeni ağırlık merkezleri de oluşacaktır. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının Türk Devletleri ile coğrafi yakınlıkları da stratejik bir değer taşımaktadır. Yine Türkiye’nin jeopolitik konumu ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının Batı’ya açılan Güney yolunu oluşturması da bir başka stratejik değer taşıyan ana unsurdur ki, Türkiye’nin bu ana geçiş güzergahı olma olanaklarını en optimal düzeyde değerlendirecek projeler demetlerine yoğunlaşması elzemdir. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının Türkiye’nin küresel jeostratejik mekanizmalarına değerli alanlar açacağı kesindir.

Türkiye’nin gelişmesinin Çin’i tehdit edecek bir boyut içermemesi de bir başka avantajdır. Çin ve Türkiye bu noktada daha stratejik işbirliği tasarımları üretmeye bir bakıma mecburdurlar. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının Türkiye ile evrileceği evren, uluslararası ilişkiler galerisinde tasavvurları aşacak bir potansiyel taşımaktadır.

Rekabet yaşanacak 

Türkiye’nin coğrafi konum avantajı proje kapsamında kazanımları artıran bir faktör. Projen  ekonomik ve politik fırsatlar konusunda Türkiye’ye ne gibi imkanlar sağlayacak?  

‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının siyasal, ekonomik ve kültürel boyutlanması Türkiye’nin uluslararası ilişkiler haritası ile uyumlandırıldığı takdirde kazanılacak etki ve yaratılacak derinlik, projenin hedeflerine çarpan etkisini yükselterek hizmet edecektir. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımı, uluslararası ilişkilerde yoğun bir rekabete neden olmaktadır. Projenin gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi hallerinde oluşacak küresel tablo üzerinde ilişkili büyük aktörler yoğun öngörü klasörleri hazırlamaktadır. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının çok uzun süreli küresel bir stabilizasyon sağlama olasılığı en çok irdelenen boyutudur. Çin’in hemen güneyinde ABD, İngiltere ve Avustralya arasında oluşturulan Pasifik İttifakı AUKUS’un, ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının yarattığı ilk uluslararası mimarî olduğunu söyleyebiliriz. Çin’in çok uzun süreli küresel ekonomik, siyasal ve sosyal stabilizasyon sağlayacak böyle olağanüstü bir tasarıma sahip olması doğal olarak uluslararası ilişkilerde ilk kez tanımlanacak açık ya da gizli sayısız ittifakın oluşmasına zemin hazırlayacaktır.

Dolayısıyla böylesi bir netameli süreçte Türkiye şu anda coğrafyadaki uluslararası ilişkiler krokisi ile ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının gereksinim duyduğu en önemli aktörlerden biridir.

Doğal olarak ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının avantajları kadar dezavantajları da değerlendirilecektir. Tasarımın avantajları önemli oranda kritik edilmektedir, fakat dezavantajları henüz kamuya açık platformlarda irdelenmemektedir. Böylesi olağanüstü bir tasarımın hedef devletler tarafından ulusal güvenlik boyutuyla da ele alınacağı açıktır. Bu durumda NATO gibi uluslararası güvenlik sağlayıcı örgütler daha önemli statü sahibi olabilirler. Avustralya, ABD ve İngiltere arasında Çin’e karşı kurulan ilk ittifak AUKUS, genişleyerek “o bölgenin NATO”su haline gelebilir. Avrupa ordusu projesinin bu bağlamda da ele alınması gerekmektedir. Bütün bu tablo Türkiye’nin ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının avantajları ve dezavantajları zeminli uluslararası ilişkiler sarmalında jeostratejik modüllerini tanımlayıp başta Çin olmak üzere hedef devletlerin ulusal güvenlik, ekonomik güvenlik önlemleri müzakerelerinde etkili bir siyaset yapıcı olmasını sağlayacaktır. Uluslararası ilişkilerin doğası gereği Türkiye’de NATO’nun yanında başka alt veya eş güvenlik paktları kurma veya kurulanların içinde yer alma gibi olasılıkları da ele alacağı ve irdeleyeceği öngörülmelidir. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının kendi uluslararası güvenlik ve ekonomik güvenlik mimarisinin stratejisini üreteceği zaten beklenen bir olgudur.

‘Süreklilik dostla olur’ ilkesi

Bu süreçte Türkiye-Çin ilişkileri nasıl bir boyut kazanacak?  

‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının uluslararası ilişkilerdeki tüm parametreleri kökten değiştiren bir boyutu da var. Çin ve Türkiye’nin iç ulusal dizaynlarının benzerlik arz ettiği noktalar ihmal edilmeyecek kapasitede. Türkiye’nin NATO üyesi olması, Batı ittifakının kilit ülkelerinden biri olması, kilit olduğu kadar da en hafif tabirle özensiz davranılarak sık sık ulusal gururunun kırılması, Türkiye için sorunlu ve fakat bir o kadar da avantajlı konum yaratmaktadır. Olanakların ve tehditlerin aynı odak veya odaklardan gelmesi durumunda çok boyutlu politikalar kaçınılmazdır. Türkiye bu uluslararası handikapı çok yaşamıştır ve yaşamaktadır. Türk-Çin ilişkilerinin tarihselliği Batı’da hiç bir devlette yoktur. Bu iki büyük gücün tarihin belli evrelerinde yaşadıkları, Orhun yazı-anıtları gibi tarihsel objelerde yer bulmuştur. Türkiye, Uzak Doğu’daki milletlerin kültürel, tarihsel, sosyal ve coğrafi bileşenlerindendir, Türklerin kültür, siyaset, ekonomi ve tarih evrenindedir. Bu kadar birikimli bir geçmişe sahip Türk-Çin ilişkilerinde olağanüstü bir özen, diplomatik nezaket ve kültürel yakınlık hâkim olmalıdır. Uluslararası ilişkilerin öyle noktaları vardır ki, ‘Para söz konusu olunca babamı tanımam’ şeklinde ifade olunan halk gerçeğini çoğu zaman iptal eder. Günümüz küresel ortamında adaletli bir dayanışma uluslararası ilişkilerde en aranılan nitelik haline gelmiştir. Türkiye’nin Çin gibi muazzam bir imparatorluk bakiyesi olduğu ortadadır. Türkiye ve Çin'e düşen muazzam geçmişlerine yakışır zarif bir diplomatik üslup ve ilişki tesisidir. Bunun örnekleri de çoktur. Akraba iki ulusun ‘Para dosttan kazanılır’ demeyip ‘Süreklilik dostla olur’ ilkesince hareket etmesi, küresel bir diplomatik incelik örneğini ortaklaşa vermeleridir.

 

Doğu’dan Batı’ya demiryolu

Projede tek bir rota yerine Asya-Avrupa yönünde koridorlar planlanmış. Bu koridorda hangi ülkeler yer alıyor?

Küresel ölçekte bu boyutta bir projenin tek fazlı olması düşünülemezdi. Pekin-Moskova arasındaki demiryolu üzerinden Doğu, Orta ve Batı Avrupa’ya ulaşacak bir ağ örüleceği görülüyor. Bu yönüyle ilerleyen süreçlerde ‘Bir Yol Bir Kuşak’ tasarımının Kuzey ve Güney güzergahları arasında da bağlantılar gerekli olacaktır. Fermuar sistemi gibi işleyen bir hat oluşması olası. Doğal olarak ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının, hedef aldığı ülkeleri de ilerleyen süreçte yeniden iç ulusal dizayna zorlayacak semptomları olacaktır. Bu semptomların güzergah bileşenlerini tek tek ve toplu olarak gözetleyecek bir uluslararası ilişkiler rasathanesi gerektireceği de aşikardır. 65 ülkeye yayılacak Çin merkezli bir ağdan bahsedildiğinde Kuzey ve Güney güzergahlarında bulunan bileşen ülkeler, ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının oluşturacağı semptomların önceden planlanmış olup olmadığını da irdeleyecek olmaları zaten beklenir ki böylesi durumlarda ortaya çıkan uluslararası sorunlar, tıkanmalara sebep olacaktır. Öngörülmeyen ve planlamayan semptomların uluslararası ilişkilerde yeni sorun sahaları yaratması genelde beklenmez. Dolayısıyla projenin Kuzey hattı Rus-Çin ilişkilerinin ulaşmasını da taşımaktadır.

‘Sağlam garanti’ başarı getirir

65 ülkeyi kapsayan bu proje ülkelere neler vaat ediyor?  

‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının hedef ülkelere verecekleri ve alacakları henüz envanter edilmemiştir. Böylesi bir envanterin çıkarılması da devasa çabalar gerektirir. Hedef ülkelerin projeden beklentilerinin rasyonel olması asıldır. Projenin temel sorunu beklentilerin yönetilmesi olmalıdır. Asimetrik beklentiler projenin performansını olumsuz etkileyecektir. Çin’in en büyük avantajı Batı’nın hedef ülkelerdeki siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, yönetsel mirası ve çektirdiği acılardır. Çin için de Batı, Çin’in egemen olduğu coğrafyalardaki benzer sicillerini gündeme getirecektir. Bu iki anlayış ve arasındaki –varsa- farklar, ciddi müzakere konuları olacaktır. Hedef ülkelerin ne kazanacağı değil de ne kaybetmeyeceğini belirlemek ve sağlam garantilemek Bir Kuşak Bir Yol tasarımının başarısını belirleyecektir.

En büyük güvenlik riski projenin kendisi

Proje kapsamında hangi sektörlere yatırım yapıldı? 

Proje bağlamında öncelikle ulaşım altyapısı ana hatlarıyla örülmüş görülmektedir. İletisim altyapısı ve uydu yerleşimleri de tamamlanmış olarak değerlendirilmektedir. Hedef ülkelerin gereksinim duydukları ekonomik ve finansal gereksinimlerin karşılanmasında yüksek performans saptanmış durumdadır. Diplomatik ilişkilerin yoğunluğu, Batı ile kriz yaşayan devletlerin Çin ile işbirliği arayışlarının yanıt bulması, not edilen, uluslararası camia tarafından da işaretlenen hususlardır.

Projenin güzergahı birçok güvenlik tehdidi içeren ya da tehdit oluşturabilecek ülkelerden geçiyor. İpekyolu hattındaki güvenlik sorunları nelerdir?  

Proje güzergahıyla ilgili güvenlik endişeleri başından beri öngörülmüş, kabul ve tolere edilebilir olarak değerlendirilmiştir. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımı için asıl risk güzergahlardan değil, projenin bizatihi kendisinden gelmektedir. Böylesi dev bir proje ciddi bir tehlike olarak algılanır ve değerlendirilir.

Güzergah ile ilgili güvenlik endişeleri giderilebilir. En büyük güvenlik riski projenin kendisidir.

Taliban stratejik müttefik olacak 

Taliban’ın Afganistan’da yönetime geçmesi Çin-Pakistan ilişkilerine ve projenin bu güzergahtaki politikasını nasıl etkileyecek?

Taliban'ın yaklaşık kırk yıllık gerilla savaşı birikimi güzergahın güvenliği için en büyük Çin avantajı olarak durmaktadır. Çünkü kırk yıllık gerilla savaşı tecrübesi, yine gerilla saldırılarına hedef olması yüksek olasılık olan güzergahı korumak için Taliban'ı stratejik müttefik kılmaktadır. Taliban ile Pakistan ilişkilerinin seyrini öngörmek bu kapsamda pek mümkün olmasa gerektir. Çünkü müdahale edeni neredeyse sonsuz Taliban-Pakistan ilişkileri kısa vadede değil orta ve uzun vadede sorun alanı olabilir. Şu aşamada, ‘Bir Kuşak Bir Yol’ tasarımının aldığı mesafe, bu mesafe alınırken yaşananlar analiz edilmektedir. Asıl kurgu ilerleyen süreçlerde ortaya çıkacaktır ki o zaman da uluslararası ilişkilerin kazandığı hız kurguyu gözden kaçırmamıza sebep olacaktır. Bunlar beklenenler… Çin’in önünde farklı bir tutum ve rekabetle Batı vardır. İlginç olan, Çin in bildiklerini Batı, Batı’nın bildiklerini Çin bilmemektedir. Bu fark projenin de akıbetini etkileyecektir. Önemli olan bu süreçte Türkiye’nin elde edeceği birikimdir. 

ABONE OL