EKONOMİNİN ANAHTARI BÜYÜME VE ENFLASYON
Gelecek hafta açıklanacak veriler ekonomik durumu gösterecek. Yılın ikinci çeyreğinde çift haneli rakamlara imza atması öngörülen büyümenin (GSYH) yanında Ağustos ayı enflasyonunun, Temmuz'a göre daha düşük gelmesi bekleniyor. Öncü gösterge imalat PMI da gidişata yönelik bilgi verecek.

Sedat YILMAZ
Küresel yaşanan salgına rağmen dünya ekonomisi iyileşme yolunda adımlarını hızlandırdı. Türkiye ise elindeki kaynakları uluslararası standartlar çerçevesinde yerinde kullanarak normalleşmede sağlam adımlarla yoluna devam ediyor.
2021 yılı başından bu yana iyileşmede her ay üzerine koyan Türkiye, Haziran ile birlikte sanayi üretimi, imalat PMI, cari denge ve canlı ekonomisiyle diğer ülkelere göre daha aktif bir durum sergiliyor. Eylül ayı ve özellikle gelecek hafta 31 Ağustos’ta açıklanacak dış ticaret dengesi, 1 Eylül’deki ikinci çeyrek büyüme (GSYH) ile imalat PMI verisi ve 3 Eylül’de kamuoyuna duyurulacak Ağustos ayı enflasyonu gidişatı göstermede öncülüğü paylaşacaklar.
Sanayi üretiminde öncü göstergelerden güven endekslerindeki yukarı yönlü trend, Haziran ve Temmuz’dan sonra Ağustos’ta yüzde 77,1’e yükselen kapasite kullanım oranı ile artışa geçen istihdam, 2021 ikinci çeyrekte Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) çift rakamlı olacağını ve uluslararası olarak da rekor kırabileceğini haber veriyor.
Eylül ayında açıklanacak Ağustos dış ticaret rakamları, sanayi üretimi, kapasite kullanım, güven endeksleri, istihdam verileri, cari denge ve bütçe gerçekleşmeleriyle ekonomik gidişat daha belirginleşecek ve Ekim ayında başlayıp Aralık’ın sonunda tamamlanacak dördüncü çeyrekle birlikte 2022 yılına hızlı bir başlangıç yapılacak.
Yatırımcı verilerden memnun
Küresel bazda GSYH oransal büyümesinde Çin ile yarışan Türkiye’nin 2013 yılından bu yana yıllık bazda hiçbir zaman negatif büyüme potasına düşmemesi dikkat çekiyor. Canlı ekonomisi, yüksek kapasite ve potansiyeli ile sanayi, tarım, perakende ve diğer ana sektörlerde salgın olumsuzluklarına rağmen hız kesmeyen Türkiye, 2020 Mart ayından bu yana koronavirüs pandemisi sürecinde ekonomisini ayakta tutan ender ekonomilerden biri durumunda bulunuyor.
Özellikle yurtiçi ve yurt dışı doğrudan ve portföy yatırımları açısından Türkiye’nin yıllık bazda aralıksız pozitif büyümesi yatırımcıya güven veriyor.
2021 Haziran’da kademeli, Temmuz’da tam açılmaya giden ekonomi, pandemi olumsuzluklarıyla açığa düşen bütçe gerçekleşmeleri hariç diğer tüm makro datalar hızla iyileşiyor. İlk çeyrekte yüzde 7 büyüyen Türkiye, ikinci çeyrekte yüzde 20’ye yakın çift haneli, yılsonunda ise beklentilerin üzerinde bir büyümenin hazırlığını yapıyor.
Küresel salgının yoğun olarak yaşandığı geçen yıl, iç ve dış talepteki zayıflığa rağmen yüzde 1,8 büyüyen Türkiye ekonomisinin, 2021 yılını aşılama ve pandemi tedbirleriyle yılı yüzde 7’ler seviyesinde büyüme ile bitirmesi hedefleniyor.
Türkiye yüzde 8,5 büyüdüğü 2013 yılından bu yana yıllık bazda 2014 yılında yüzde 5,2, 2015 yılında yüzde 6,1, 2016 yılında yüzde 3,2, 2017 yılında yüzde 7,5, 2018 yılında yüzde 3 ve 2019 yılında yüzde 0,9, 2020 yılında yüzde 1,8 oranında pozitif büyümüştü.
Büyüme ve enflasyon kilit taşı
2021 yılının ilk çeyreğinde toplamda yüzde 7 büyüyen Türkiye bir bakıma yılın tamamına yönelik büyüme oranını da vermiş oldu. Söz konusu ikinci çeyrekte sektör bazında; tarımda yüzde 7,5, sanayide yüzde 11,7, inşaat dahil hizmetler sektöründe yüzde 5,3 büyüyen Türkiye’de toplam sabit sermaye yatırımları yüzde 11,4 artarken özel tüketim ve kamu tüketimi harcamaları sırasıyla yüzde 7,4 ve yüzde 1,3 yükseliş gösterdi. İlk çeyrekte net ihracatın büyümeye katkısı yüzde 1,1 oldu. Nisan – Mayıs – Haziran aylarındaki ihracattaki rekor rakamların ikinci çeyrek büyümeye de etkisinin yüksek olacağı tahmin ediliyor.
Büyüme ile enflasyon arasında sürdürülebilir bir dengenin oluşturulması cari denge ile bütçe gerçekleşmelerine bağlı görünüyor. Haziran itibariyle 1,27 milyar dolar ile yılın en düşük cari açığına ulaşan Türkiye ekonomisi, aşılama, dış talep, turizm, sanayi üretimi, kapasite kullanım ve büyümenin öncü göstergelerinde gözlenen iyileşmelerle pozitif alanını genişletti. Haziran’a ait cari denge çekirdek verilerde 2 milyar dolar fazla veren ekonomi, takip eden aylarda ihracat ve turizmdeki katlamalı gelirlerin etkisiyle gücünü daha fazla artırma aşamasında.
Haziran’da 1,12 milyar dolar açık veren cari denge 3,2 milyar dolar açık veren Mayıs ayına göre düşünüldüğünde olumlu seyrin devam ettiğini gösteriyor. Yine 6 aylık toplam cari açığın 13,6 milyar dolara düşmesi, 12 aylık verinin 29,7 milyar dolar olması da iyileşme göstergesi. 2020 yılında cari açık 37,3 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.
Büyümede imalat sanayi etkisi
Gerçek olan şu: Ekonomistler, yılın ikinci yarısında GSYH büyümesinin düşük baz, pandemi kaynaklı belirsizlikler, orman yangınları ile sel felaketlerinin turizm üzerinde yapacağı muhtemel olumsuzluklar ile Merkez Bankası’nın sıkı para politikasından taviz vermeyen uygulamalarının büyümeyi 3 ve 4’üncü çeyreklerde biraz aşağı çekmesine karşılık yıllık büyümenin yüksek geleceğini öngörüyor.
Sıfırcı lakaplı kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in yılsonu büyüme beklentilerini yüzde 6,3’ten yüzde 7,9’a revize etmesi ve birçok ekonomistin Türkiye’nin yılsonu büyümesini yüzde 7’nin üzerinde tutması ekonominin güçlülüğüne işaret ediyor.
Büyümenin en önemli etkenlerinden imalat sektörünün yıllık bazda yüzde 24,8 büyümesi ve imalat sektörü altında yer alan 24 sektörün 17’sinde aylık yükseliş görülmesi, Türkiye ekonomisindeki güçlülüğü gösteriyor. Haziran ayı verisinin yüzde 23,9 gelmesiyle yılın ikinci çeyreğinde oluşacak yüksek GSYH büyümesini haber veren sanayi üretiminin arındırılmamış verilerinin yıllık bazda yüzde 40,3 artması da büyümede önemli bir işaret olarak görülüyor.
Ekonomistler, özellikle Temmuz’da kapasite kullanım oranının yüzde 77,1 gelmesinin yüksek büyümenin 3’üncü çeyreğe de taşınacağının göstergesi olduğunu kaydediyor.
En olumsuz taraf bütçe
Temmuz ayı gerçekleşmelerine göre bütçe açığı harcamalar etkisiyle rekor seviyede yükseldi. Haziran 2021’de 25 milyar lira açık veren bütçenin Temmuz bilançosu 45,8 milyar lira. Bütçe geçen yılın Temmuz döneminde 29,7 milyar lira açık vermişti. Yine Temmuz 2020de 21,2 milyar lira olan faiz dışı açık, Temmuz 2021’de 22,2 milyar lira faiz dışı açığa dönüştü.
Bu yılın Ocak – Temmuz dönemine bakıldığında 78,3 milyar liralık bir bütçe açığı ile karşılaşılıyor. Yalnız bütçenin geçen yıla göre daha olumlu seyri dikkat çekiyor. Zira geçen yıl 7 aylık dönemde bütçede 139,1 milyar lira açık oluşmuştu.
Aynı dönemde faiz dışı açığa bakıldığında Ocak – Temmuz 2020’de 59,4 milyar lira açık veren veri, bu yıl 36,2 milyar lira oldu ve bu alanda da bütçenin geçen yıla göre daha iyi performans gösterdiği gözleniyor.
6 aylık bütçe performansının halen devam eden borç yapılandırmalarından sağlanan geri dönüşler, dolaylı vergi gelirlerindeki artışlar, Kurumlar Vergisi’ndeki oranların yükseltilmesi ve özellikle Mayıs ayından itibaren iktisadi aktivitenin artması bütçeyi sağlam tuttu. Bütçe finansmanı ile gelir ve giderlerdeki reel etkilere rağmen yüksek enflasyon ve faiz oranlarının gerçekleşmelere olumsuz yansıdığı görülüyor.
Eylül ayı sonuna kadar uzatılan yapılandırma, otomotiv başta ÖTV matrahlarındaki düzenleme ile birlikte bütçe gelirlerinin artacağı ve tasarruflarla giderlerin daralacağı gözlenirken enflasyondaki artış sebebiyle uygulamaya alınan makro ihtiyati tedbirlerin gelirleri düşüreceği tahminleri de yapılıyor. Söz konusu uygulamalarla hükümetin yüzde 3,5’luk bütçe açığı hedefini tutturması bekleniyor.
Döviz enflasyonu baskılıyor
Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinin giderek düzelmesinin cari açığa olumlu etkisi döviz fiyatlarını da aşağı çekiyor. Yurt dışında dolar endeksinin 92-23 seviyelerinde gezinmesine karşılık dövize karşı değer kazanan Türk Lirası performansını devam ettiriyor.
Yurtiçi iyi verilerin yanında ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole toplantısı yaptığı konuşmada beklenilmeyen şekilde varlık azaltımının bu yıl uygun olabileceğine karşılık bu durumun faiz artırımı amacı taşımayacağını açıklaması ve güvercin bir tutum alması doların düşmesine sebep oldu.
Bu durum döviz fiyatlarını baskılarken enflasyonu aşağı çekiyor. Ancak başta ithal yem ve enerji girdilerinin etkisiyle son bir yılda tezgâhta ortalama yüzde 70 artışların oluştuğu gıda fiyatlarının dizginlenmesiyle düşüşe geçmesi beklenen enflasyonun yılsonu yüzde 15-16’larda gerçekleşmesi bekleniyor.
Nitekim AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, Ağustos’ta TÜFE'nin yüzde 0,72 artmasını bekliyor. Ankete katılan ekonomistlerin ağustos ayı için enflasyon beklentileri, en düşük yüzde 0,30, en yüksek yüzde 1,83 aralığında gerçekleşti. Ekonomistlerin yıl sonu enflasyon beklentisi, bir önceki ankete göre 70 baz puan artarak yüzde 16,79'a yükseldi.
Ekonomistlerin Ağustos ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına (yüzde 0,72) göre bir önceki ay yüzde 18,95 olan yıllık enflasyonun yüzde 18,78'e gerileyeceği hesaplanıyor. Tüketici Fiyat Endeksi, Temmuz’da bir önceki aya göre yüzde 1,80 artış göstermişti.
Powell güvercin yaklaşımla piyasalara soluk aldırdı
ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole toplantılarında yaptığı konuşma küresel piyasalara yön verdi. Powell’ın mesajları sonunda yurtdışı borsalardan gelen müspet verilerin desteğiyle yükselişe geçen yurtiçi piyasalar normal seyrine döndü. Bu hafta Borsa İstanbul kazandırırken, risk ortamlarını seven altın ve döviz ise kaybettirdi.
Powell, “Tahvil alımlarını azaltmaya bu yıl başlamak uygun olabilir. Tahvil alımlarında azaltım doğrudan faiz artırım zamanlaması sinyali değil" açıklamasını yaptıktan sonra ekonomist ve analistler, “Fed’in faiz artırımında acele edeceğini düşünmüyoruz. Büyüme verileri ve taperingin makasları gevşeteceğini düşünüyoruz. Piyasa artık pozitife döndü” yorumunu yaptılar. Yorumcular, Powell’ın ABD’de işsizlik verileri ve kişisel harcamalara ait dataları da gündemine alacağını dile getirdiler.
Söz konusu gelişmelerle bu hafta yurtiçinde borsa kazandırdı, altın ve döviz yatırımcısına kaybettirdi. Borsa İstanbul’da (BIST) işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0,94 değer kazandı, altının gram satış fiyatı yüzde 0,21, dolar/TL yüzde 1,58, euro/TL yüzde 0,53 değer kaybetti.
Yurtiçi piyasalarda 1000 TL’lik yatırım borsada 1009,4 lira, dolarda 984,2 lira, euroda 994,7 lira, altında 997,9 lira oldu.
30 Ağustos – 3 Eylül haftasında piyasalar Türkiye’de büyüme (GSYH), enflasyon, imalat İSO PMI, dış ticaret dengesini takip edecek. Yurtdışında da ABD’de işsizlik, PMI ve dış ticaret dengesi verileri, Euro Bölgesi’nde ÜFE, işsizlik ve PMI, Almanya’da TÜFE, işsizlik, PMI, Japonya’da işsizlik ve sanayi üretimi ile Çin’de PMI dataları piyasaların takibinde olacak.
Piyasalarda bu haftaki gelişmeler ve gelecek haftaya dair değerlendirmeler şöyle oluştu:
BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 Endeksi’nde işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0,94 değer kazandı. BIST 100 endeksi, en düşük 1.444,11 en yüksek 1.472,46 puanı gördükten sonra haftayı 1.458,23 puandan tamamladı. Delta varyantı vakalarının artmasıyla küresel piyasalardaki endişe ve belirsizliği FED Başkanı Powell dağıttı. Borsaların FED açıklamalarıyla bir dahaki FOMC toplantılarına kadar iyimser alanda dalgalı seyrini sürdürmesi bekleniyor. Borsa İstanbul’da da salgının etkilerine rağmen artan işlem hacmi yüzleri güldürüyor. Uzun zaman 1400 direncini kıramayan BIST 100, yurtdışı piyasaların desteğiyle 1472 puana kadar çıktı ve haftayı 1458 ile kapatarak gelecek hafta için alım tarafında olduğu mesajını verdi. BIST 100 1475 direncini aşarsa yeniden 1500’ler gündeme gelebilir. Borsa kritik nokta 1444. Burasının sert bir şekilde aşağı kırılması endeksi yeniden önce 1370 ve daha sonra 1350 seviyelerine taşıyabilir.
DOLAR/TL… FED Başkanı Jerome Powell’in beklenen şahin açıklamalarına karşılık güvercin tarafında yer alması borsaları yükseltirken döviz tarafında gerilemeler meydana geldi. Dolar 93 endeks değerinden 92,6’lara kadar düştü. Yurtdışında doların geri çekilmesi, yurtiçi iyi gelen ekonomik datalarında etkisiyle 8,35’lerin altına kadar geldi. 8,30’ları destek yapan dolarda dirençler de 8,40’lara kadar indi. Bu hafta ABD doları Cuma günü kapanış itibariyle yüzde 1,58 değer kaybederek 8,3660 liraya düştü.
EURO/TL… Powell’ın konuşmasından euro da payını aldı. Dolardaki düşüşe göre haftayı daha hafif atlatan euro Cuma günü Türkiye’de yüzde 0,53 azalarak 9,8710 liraya geriledi. Euro hafta içinde 10 liranın üzerini test etse de 9,8 lirayı geçemedi. Kurda 9,7 destek konumunda, 9,9 ise direnç konumunda bulunuyor.
ALTIN… Hafta içi kâr satışlarıyla 1770 dolarlara kadar inen ons altın FED Başkanı Jerome Powell’ın güvercin açıklamaları ve başta Almanya olmak üzere devletlerin yeniden altın alımlarına yönelmesi uluslararası piyasalarda altının onsunu 1800 doların üzerine attı. Halen 1817 dolardan işlem gören ons altında güçlü direnç 1830 dolar bölgesi. Buranın yukarı yönlü kırılması durumunda 1850 dolarlar görülebilir. Ancak kâr satışları yeniden başlarsa 1770 doları destek yapan ons altında fiyatlar 1750’lere kadar düşebilir. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı Cuma günü kapanışta yüzde 0,21 kayıpla 485,20 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0,22 azalışla 3.217,00 liraya geriledi. Geçen hafta sonu 788,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 786,00 liraya düştü. Gram altın 483 liranın altına sarkarsa düşüş devam eder. 483 liranın aşılması ise yeniden 490’lı rakamları ortaya çıkarır.
PETROL… Meksika körfezinde muhtemel kasırga beklentisine giren petrol piyasasında fiyatlar brentte yüzde 2’nin üzerinde artışla 72 dolar sınırını geçti. Petrolün daha fazla yükselmesini uluslararası endekste 92,7 seviyelerinde hareket eden dolar önlüyor. Petrol piyasasında FED Başkanı Powell’ın güvercin konuşması ise etkili olmadı. 73 dolar seviyesini direnç yapan brent petroldeki fiyatları stoklardaki azalışlar, fiyatlar yükselse de OPEC’in petrol üretiminde programını bozmayacak olması, ABD’de ise petrol sondaj kulelerindeki sayının artışı piyasayı dalgalandırıyor. Brentin 73 dolar direncini yukarı yönlü kırması 75 doları tekrar gündeme getirebilir. Ancak 72 doların aşağı yönlü kırılması durumunda 69 dolarlar tekrar piyasada görülebilir. 69 dolarda seyreden Teksas petrolü (WTI) yukarı yönlü kırılırsa 70 dolar görülse de burada kalıcı olması zor. WTI’de kuvvetli direnç 69,7, destek ise 65,5 dolar.
KPİRTO PARA… Kripto para piyasası Bitcoin öncülüğünde yükselişini sürdürüyor. PayPal’ın kripto para hizmeti başlatması Bitcoin’in 50 bin doları görmesinde etkili oldu. Pazardaki lider paranın 40 bin doları destek yaptığı şeklinde yorumlanıyor. Facebook’un da piyasadaki hareketleri gözden kaçmıyor. Hafta içinde kâr satışlarıyla dikkat çeken Bitcoin 48 bin 500 bandında işlem görüyor. Bitcoin’in haftalık kaybı yüzde 0,88. Kâr satışlarından Ethereum ve Ripple de nasibini aldı. Ethereum 3 bin 200 bandında haftalık yüzde 1,28 kaybederken, Ripple 1100 bandında yüzde 7,3 oranında değer yitirdi. Haftanın en fazla kazandıran kripto parası yüzde 24 ile Solana, yüzde 15,5 ile Cardano ve yüzde 6,9 ile Binance Coin oldu.