ELEKTRİK TÜKETİMİNDE GÜNEŞ ENERJİSİ ATAĞI
Sistem Alüminyum, üçüncü sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. 2050 yılında karbon nötr olmayı hedefleyen şirket, elektrik tüketiminin yüzde 25'ini güneş enerjisinden karşılarken; 2024 yılında üretiminin yüzde 64'ünü 75'ten fazla ülkeye ihraç etti

Sistem Alüminyum, üçüncü sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. Türkiye’nin önde gelen alüminyum üreticilerinden biri olan Sistem Alüminyum, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanlarındaki performansını öne çıkardığı bu raporu, Global Reporting Initiative (GRI) standartları ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) doğrultusunda hazırladı.
Şirket, sürdürülebilirlik yaklaşımını “Doğadan İlham Alır, İnsanla Değer Katar, Geleceğe Taşırız” mottosuyla yürütüyor. 2024 yılı itibarıyla enerji tüketiminin yüzde 25’i güneş enerjisinden karşılanırken, kompozit panel üretim kapasitesi yüzde 50 artışla yıllık 9 milyon metrekareye ulaştı. Dövme tesisinde üretim kapasitesi yüzde 65 artırılarak, yeni tesis alanı 2 bin metrekareye çıkarıldı. Karbon ayak izini 2030’a kadar yüzde 55 azaltmayı ve 2050 itibarıyla karbon nötr olmayı hedefleyen şirket, döngüsel ekonomi ve geri dönüşümlü malzeme kullanımına bağlılığını sürdürmeye devam ediyor.
Karbon ayak izi azalacak
Enerji verimliliğini ve yenilenebilir kaynak kullanımını önceliklendiren Sistem Alüminyum, Ergene’deki üretim tesisinin elektrik ihtiyacının yüzde 25’ini güneş enerjisi santrallerinden (GES) karşılıyor. Sistem Alüminyum İcra Kurulu Başkanı Ayhan Yerekaban, sürdürülebilirlik vizyonlarını şöyle özetledi: “Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerimizin merkezine yerleştiriyoruz. 2030 yılına kadar karbon ayak izimizi yüzde 55 oranında azaltmayı, 2050 itibarıyla ise karbon nötr olmayı hedefliyoruz. Güneş enerjisi yatırımlarımız, geri dönüşüm oranlarımızdaki artış ve döngüsel ekonomi yaklaşımımızla çevresel etkilerimizi en aza indiriyoruz.”
Sürdürülebilirliğe bütünsel yaklaşım
Sürdürülebilirlik yaklaşımını üç temel odak altında yürüten Sistem Alüminyum; kaynakları geleceğe taşıyan yaklaşımlar ile kaynak verimliliğini ve döngüsel ekonomiyi, insana değer veren yaklaşımlar ile çalışan refahı ve toplumsal katkıyı ve geleceğe değer yaratan yaklaşımlar ile inovasyon ve dijitalleşmeyi ön plana çıkarıyor. Ayhan Yerekaban, sözlerini şöyle tamamladı: “30 yılı aşkın sektör deneyimimizi sürdürülebilirlik vizyonumuzla harmanlayarak, çevreye duyarlı, yenilikçi ve insan odaklı bir üretim anlayışıyla geleceğe yön veriyoruz. Paydaşlarımızın katkılarıyla daha sürdürülebilir bir dünya için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”
Dövme üretim kapasitesi yüzde 65 attı
2024 yılı, Sistem Alüminyum için dijitalleşmede de dönüm noktası oldu. 2024 yılında gerçekleştirilen toplam 20 milyon dolarlık yatırım, üretim ve dijitalleşme alanlarını güçlendiren Sistem Alüminyum, yeni dikey boya hattı, yüksek stoklama tesisi ve kompozit panel üretim hattının devreye alınmasıyla üretim gücü artırdı. Yeni dövme tesisinde 4 bin ve 2 bin 500 tonluk preslerle Türkiye’nin en büyük alüminyum dövme kapasitesine ulaşıldı.
Sistem Alüminyum, toplam dövme pres kapasitesi 7 bin tona çıkarılarak üretim kapasitesi yüzde 65 artırdı. Bu yatırımla birlikte, 2024 yılı yatırım bütçesinin yüzde 30’unu dövme ürünlerine ayırdı. Bu sayede, Türkiye’nin en büyük alüminyum dövme pres kapasitesiyle daha ağır ve teknik parçalar yüksek kaliteyle üretiliyor. İş süreçlerinde verimliliği artırmak amacıyla ERP sistemine geçilerek dijital dönüşüm yatırımları öncelikli hale getirildi. Yeni tesis sayesinde havacılık, savunma, otomotiv, raylı sistemler ve enerji sektörlerine daha hızlı, verimli ve sürdürülebilir çözümler sunmak hedefleniyor.
2022 yılından bu yana Sıfır Atık Belgesi’ne sahip olan Sistem Alüminyum, kaynak verimliliği, geri dönüşüm ve karbon yönetimi konularında sistematik çalışmalar yürütüyor. Şirket, üretim süreçlerinde kullanılan kimyasalların REACH ve RoHS standartlarına uygun olarak kullanıldığını, doğaya saygılı üretim anlayışını sürdürdüğünü belirtiyor. 2024 yılında Turquality Marka Destek Programı’na dahil olan Sistem Alüminyum, markalaşma ve ihracat gücünü küresel ölçekte pekiştirmeyi hedefliyor. Bu gelişme, şirketin uluslararası pazarlarda sürdürülebilir büyüme stratejisinin önemli bir adımını oluşturuyor.