Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
ÖZEL RÖPORTAJ Salı 19 Ocak 2021 03:55

"EN UFAK DESTEĞE BİLE İHTİYACIMIZ VAR"

İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, devletin 5 milyar liralık destek paketi açıkladığını, bunu olumlu karşıladıklarını söyledi. Bu desteklere çok ihtiyaç olduğunu söyleyen Önel, "Kısa çalışma ödeneğinin mesela 28 Şubat'a kadar uzatılması avantaj oldu, KDV oranları bazı sektörlerde yüzde 18'den 8'e, bazılarında yüzde 8'den 1'e indirilmişti, o 31 Mayıs'a kadar uzatıldı o tabi bizim için pozitif bir yaklaşım oldu" dedi.

"En ufak desteğe bile ihtiyacımız var"

Neşe BERBER

-Pandemi sürecinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin durumu nedir?

-2020 yılında reel sektörde küçük ve orta ölçekli işletmeler, 2020 yılında Ocak, Şubat, Mart aylarında gayet iyi başlamıştık. Bu durum zaten bütün rakamlara da yansımıştı, hem kapasite kullanım oranımıza, hem sanayi odası verilerine, hem İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı virman verilerinde, satın alma ve ticaret endekslerinde, bütün rakamlar doğru çıkmıştı. Fakat beklemediğimiz bir şekilde, Mart ayının ikinci yarısından itibaren, daha doğrusu reel sektör olarak biz buna hazır değildik, sonuçlarının bu kadar ağır olacağını tahmin etmemiştik. Bir anda pandemi ortaya çıktı, kısıtlamaların başlaması ile birlikte bütün sektörlerde bizim üyelerimiz de dahil, hem ciro kaybı, hem satış kaybı, müşteri talebindeki ciddi şekilde azalma, üretim ve tedarik kısmında sıkıntılar yaşamaya başladık. Bu süreç haziran ayına kadar devam etti. Haziran ayında tekrar kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte, bir erkenden taleple karşılaştık. Bu duruma aslında hazırdık, o kapalı kaldığımız süreçte tam kapasite olmasa bile yarı zamanlı çalışıyorduk bunlara hazırdık. Bu erken talep tabii haziran ve temmuz, ağustos ayında çok ciddi bir talep patlaması yarattı. Pandeminin yavaşlaması ile dışarıdan gelen ihracat bazlı taleplerimiz müşteri talepleri, hem de içeriden gelen talep ile birlikte o süreçten ta ki geldiğimiz Kasım ayına kadar çok ciddi rakamlarla karşılaştık. Ekim ayına baktığınız zaman hem kapasite kullanım oranlarında hem de sanayi üretimlerinde çok ciddi rakamlar var. Sanayi üretimlerinde yüzde 10'a yaklaşan bir üretim artışı vardı, üçüncü çeyrek büyüme rakamımız 6,52 gibi bir rakam geldi. Kasım ayının ikinci haftasına kadar, Kasım ayının ikinci haftasından sonra tekrar bir kapanma ile karşı karşıya kalmamız, maalesef bizi biraz sıkıntıya soktu. Gerçi, ilk devredeki kadar paniklemedik ama yine de hem cirolarımızda, hem yeni müşteri siparişlerimizde, hem Avrupa'daki özellikle ihracat siparişlerinde ertelemeler oldu.

-İlk kapanma ile şimdiki kapanma arasında çok paniklemedik dediniz, bu önemli bir cümle aslında. İkisinin arasındaki fark size göre nasıl?

-İkisinin arasındaki fark, biraz önce bahsettiğim gibi kısıtlamaların talebi bu kadar düşüreceğini, ciroların bu kadar azalacağını, nakit akışının bu kadar yavaşlayacağını tahmin etmedik, süresini de bu kadar tahmin etmedik açıkçası süresinin bu kadar uzaması gittikçe küçük ve orta ölçekli işletmelerde sıkıntılara sebep oldu, Hem ciro bazında, hem nakit akışı bazında, hem istihdam bazında çok ciddi sıkıntılar yaşadık. Buna hazırlıklı da değildik. Ama ikincisine biraz daha hazırlıklıydık, dediğim gibi o ara zamanda yarı zamanlı da çalıştık ve beklenen bir talebin olacağına, ona göre de bir stok seviyesi belirledik kendi adımıza. Diğer taraftan bu süreçte Avrupa'nın da açılması çünkü bugün ihracat pazarlarına baktığımız zaman, Türkiye'nin yüzde 50'den fazla ihracatını Avrupa Birliği'nden yapıyoruz, bu ülkelerdeki kısıtlamaların kaldırılması bu erkenden talebi bir anda bize tabi sipariş olarak yansıttı. İkinci dalgada o kadar etkilenmediğimizi söyleyebilirim ama tabi bu sürecin uzaması gittikçe tabi bizim hem nakit akışımızda, hem cirolarımızda çok ciddi şekilde tahribata yol açtı. Şu an baktığımız zaman özellikle yeme içme sektöründe, kamu ve servis sektöründe çok ciddi şekilde ciro kaybı var. 

-Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı yakın zamanda bir ek paket açıkladı. Destek paketi bunun yankıları nasıl oldu? İş dünyası bunu yeterli buldu mu?

-Açıklanan rakam 5 milyar TL civarnda bir rakamdı, orta ölçekli işletmelere çok ufak bir rakam da olsa, orta ve büyük bir rakam da olsa biz bunların hepsini olumlu ve pozitif karşılıyoruz. Hakikaten bunlara çok ihtiyacımız var, dediğim gibi tabi bu bütçe ile de alakalı bir şey, çerez tadında bazı şeyleri yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla baktığımız zaman burada tabi kısa çalışma ödeneğinin mesela 28 Şubat'a kadar uzatılması avantaj oldu, KDV oranları bazı sektörlerde yüzde 18'den 8'e, bazılarında yüzde 8'den 1'e indirilmişti, o 31 Mayıs'a kadar uzatıldı o tabi bizim için pozitif bir yaklaşım oldu. Diğer taraftan, büyükşehirlerde gerçek ve tüzel kişilerde kira yardımı 750 TL üç ay boyunca bunlar olumlu gelişmeler. Diğer taraftan bir hibe desteği var, bu terzi, esnaf ve küçük esnaflar için geçerli 1000'er TL bunlar olumlu gelişmeler. Ama tabii ki dönüp baktığımız zaman bizim biraz daha desteğe ihtiyacımız var, stopaj konusuna çok değinmiştik, özellikle stopaj yüzde 10'a indirilmişti fakat dediğim gibi bizim beklentimiz bu kasım ve aralık ayında bu stopajın sıfırlanmasıydı, tabii bu da bir destektir. Genel olarak tabloya baktığınız zaman, en ufak bir desteğe bile şu an bizim ihtiyacımız buna var. Bunları olumlu karşılıyoruz.

-Cumhurbaşkanı 2021 yılı bütçesini değerlendirdi, bütçe 83 milyona hizmet edecek diyor. Lisans ve yüksek lisans öğrencilerine burslar, kısa çalışma ödeneğinin uzaması, vergi indirimini kapsayacağınıdile getirdi. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Kaynaklarımız tabii ki sınırsız değil, bu kaynakların verimli kullanılarak doğru yerlere gitmesi önemli. Açıklanan destekler küçük ve orta ölçekli işletmeler için reel sektör için önemli bir destekler ve teşvikler. Bunların biraz daha iyileştirip doğru yerlere ulaştırılması da çok önemli, doğru kişilerin de başvurması önemli. Burada hakikaten daha çok ihtiyacı olan işletmelerin bundan daha fazla pay alması, bunların iyi analiz edilmesi önümüzdeki süreçte çünkü, 2021'e bizim bu işletmeleri bir şekilde taşıyabilmemiz lazım. Eğer istihdamı, üretimi korumak istiyorsak, sanayiyi, imalatı desteklemek istiyorsak bu işletmelerimiz yaşatmamaz lazım. Burada kayıplarımızı ne kadar çok azaltırsak yani işletmelerin kapanmasını ne kadar çok azaltırsak, bizim için o kadar iyi, üretimimiz ve büyümemiz için o kadar pozitif yansıyacaktır.

-Artık ekonomi siyaset ile iç içe girdi biliyorsunuz her şeyi çok etkiliyor. Pandeminin en çok ihracata da etkisi oldu, nasıldı bu süreç? Bunu da değerlendirir misiniz?

-Bizim ihracat pazarlarımız özellikle, en büyük pazarımız Almanya pazarı, ikinci İngiltere, ondan sonra Ortadoğu geliyor Irak, Suudi Arabistan. Maalesef pandemi sebebi ile oralarda çok ciddi kayıplar var, müşteri taleplerinde, iş taleplerinde, kendi domestik pazarlarında çok ciddi bir tarım kaybı yaşıyorlar. Dolayısıyla bu bize maalesef otomatik olarak negatif etkiledi, sipariş ertelemeleri olsun, siparişlerde çok ciddi düşüşler oldu çünkü, bugün dönüp baktığınız zaman İngiltere, Almanya, Avusturya, Hollanda için çok ciddi ihracatımız var. Gıda ürünleri olsun, tekstil olsun, plastik hammaddeleri olsun, bunlarda çok ciddi ihracatlarımız var. Bunlarda hakikaten bu pandemi sebebi ile çok düşük rakamlara geldik, zaten bu ihracat rakamlarına baktığınız zaman son sekiz dokuz ayda ihracatta rakamları hep aşağı doğru gitti. Bunun yanında bir de sadece ihracat rakamının miktarı değil, değer bazında da maalesef biraz almıştık. Bugün 2019'da kilogram başına ihracatlarımız 1.6 dolar seviyesinde bir dolar seviyelerine kadar geriledik. Tabi bunları uzun vadeye bir strateji ile tekrar toparlanmamız lazım. Bu pandemi sürecinde birtakım ihracatta negatif gelişmeler olurken, diğer taraftan da bazı birleşmeler, bazı bloklar oluyor yani bugün işte reset denilen bir olay var, on tane Asya ülkesi, Çin, Yeni Zelanda, Avustralya, Japonya, Güney Afrika bir 15 ülke birleşip, yeni bir resatla bir blok kurup serbest ticaret anlaşması yaptılar. Bütün bunları analiz edip, iyi değerlendirmemiz lazım eğer önümüzdeki süreçte, hakikaten ihracat pazarlarında bir yer edinebilmek ve bu rakamları yükseltip, KDV oranlarını arttırmak istiyorsak, bunlara biraz çalışmamız lazım. 

ilke-i

-Finansman maliyetleri ile ilgili neler söylersiniz?

-Finansman maliyetleri, reel sektörün, küçük, orta işletmelerin, operasyon maliyetleri içerisindeki en büyük kalemlerinden bir tanesi, maalesef gelinen süreçte TL ile dolar arasındaki uyuşmazlıkla alakalı rakamlar çok yükseldi, bugün kamu bankaları bile ticari kredi faiz oranlarını yüzde 26 gibi çok ciddi büyük rakamlar. Bir örnek vereyim, siz bugün 100 bin lira bir kredi kullansanız bile portatif dediğimiz üç ayda bir geri ödemeli yani faizini ödediğinizde üç ayda 5000-5500gibi rakam ödüyorsunuz. Bunlar çok büyük rakamlar. Uluslararası piyasalara baktığımız zaman, rekabet ettiği ülkelere baktığımız zaman, rekabet ettiğimiz ülkelere baktığımız zaman ve kar marjlarının yüzde 8 ve yüzde 10 kadar düştüğü bir süreçte, ticari kredi oranlarının yüzde 20'ye yükselmesi bizi çok ciddi şekilde önümüzdeki süreci zor geçirecektir. Bunların uzun vadeye yayılması lazım burada Eximbank destekleri devreye girebilir, belki özellikle imalatçı ve ihracatçı işletmelere biraz daha uygun koşullarda kredi kullandırılması hem sektörün lokomotifi olan ihracat gelişmelerinde de bir yansıma yaratabilir, hem de küçük ve orta ölçekli işletmelerin yüzde 80'i özkaynaklarının dışında kredilerle hayatını sürdürüyor, bunlara bir can suyu olabilir. 

-Faiz oranının yükselmesine dair nasıl bir beklentiniz var? Bu faiz oranlarının yükselmesini doğru buluyor musunuz Siz? Bir de dolar yükselmeye devam eder mi?

-Türk piyasalarda dolara baktığımız zaman; bugün işletmelerimizde, Türkiye'deki işletmelere baktığımız zaman yüzde 97'si küçük orta ölçekli işletmelerden oluşuyor ve bunların yüzde 70'e yakını da ara madde, hammadde kullanıyor bunların çoğunluğu da ithal. Bu işletmelerin de yüzde 70'i bu ithal olan maddeleri dolar bazında alıp, işleyerek TL bazında satıyor. 2020 yılı başlarında 6 seviyesinde iken bir ara Ağustos ve Eylül'de artışla 8 liraya kadar çıktı, şu anda 8,64'larda yani TL dolara karşı yüzde 25 oranında değer kaybetti. Şimdi burada reel sektör olarak bizim çok yapabileceğimiz bir şey yok yani, bu çok büyük işletmelerin dışında, bankadan hedge mekanizması kullanmıyorsanız ki bu çok maliyetli bir şey, küçük orta ölçekli işletmelerin bugün 100 bin dolar borcu Ocak'ta 650 bin lira iken, Ağustos, Eylül ile bir anda 800-850 liraya yükseldi. Çünkü bütün girdi maliyetlerimiz dolar ama içeriye TL olarak satıyorsunuz. Yurtdışından yapılan bu alımlardaki kur farkını maliyetlerinize yansıtamıyorsunuz. Diğer taraftan faiz ile ilgili gelişmeleri söylediniz, faiz maalesef biz yükselmesini de istemiyoruz ama şu anki makro ekonomik gelişmelere baktığımız zaman bir dengelenme olacak ise ne kadar az olursa bizim içerideki küçük orta ölçekli işletme için o kadar iyi yani bugün ticari faizler kamu bankalarında 26 bir dediğimiz özel bankalarda 22-23 lere kadar gidiyor, bunlar çok ciddi rakamlar. Bu maliyetlerin bu kurlarla altından kalkmak hakikaten çok zor bir süreç. 

-2020 yılı genel analizi ile 2021'den iş dünyası olarak neler bekliyorsunuz?

-2020 biraz önce bahsettiğim gibi açıkçası Ocak-Şubat Mart'ta özellikle hakikaten reel sektör çok iyi başlamıştı, bu küresel anlamda da böyle hem Avrupa pazarı hem Amerika pazarı olsun herkes çok iyiydi, çok iyi başlamıştı. Covid-19 ile birlikte dünya küresel anlamda bir sıkıntıya girdi, bugün büyük merkez bankalarına da baktığımız zaman içeriye çok ciddi şekilde para pompalayarak ancak hem halkı hem de işletmeleri ayakta tutmaya çalışıyorlar. 2020 yılını maalesef biraz kayıp yılı olarak nitelendirmek yanlış olmaz ama dediğim gibi biz bu kendi içimize baktığımız zaman biz işletmelerimizi kişilerin gelir düzeylerini bir şekilde çok fazla kaybetmeden bunu 2021'e taşıyabilirsek ben 2021 yılı ikinci yarısından itibaren yani eğer bu ülkede covid sayısında aşıya bağlı olarak bir azalma olursa hem yurtdışı pazarlarda, hem içeride talebin tekrar başlayacağını, ihracat siparişinin yeniden başlayacağını, önümüzdeki süreçte yani Ağustos, Eylül ile birlikte bir negatif gelişme yaşamaz isek tekrar piyasanın özüne döneceğini, yavaş yavaş da olsa. Ama tabi toparlanma sürecinin maalesef 2022-2023 ü bulacağını, yani 2019 yılındaki ihracat rakamlarına dönebilmek için maalesef üç yıllık zaman var. Önümüzdeki 2021'in ikinci yarısından itibaren Ağustos, Eylül, Ekim okul sezonu ile birlikte bir talepte artma, yavaş yavaş gelirlerde de biraz artma yavaş yavaş piyasalara denge geleceğini bekliyorum.

-Pandemi ile birlikte bazı iş dünyasındaki şirketler yeni arayışlara girdi, Sizin bu durumla ilgili analiziniz varmı? Bir de tabi e-ticaret sizde nasıl durumlar?

-Evet e-posta, e-ticaret internet pazarlamasına geçişte yüzde 90 oranında bir artış söz konusu, biz işletmeler olarak bunun onayı ile ilgili bazı çalışmalar yaptık. Bu e-ticaret ile ilgilenen küçük orta ölçekli işletmeler, çeşitli ticaret kanalları, çeşitli sanat ticaret fuarları zaten şu an devam eden bir katkıda bulunuyoruz. Diğer taraftan baktığımız zaman tarımla ilgili, zaten ben de tarım sektörü içerisindeyim, bir kez daha anladım ki; kendi kendini resetleyen ülkelerin ayakta kalmak olasılığı daha yüksek oluyor. Biz bu anlamda biraz daha şanslıyız çünkü üretim ürünleri olsun hem hububat anlamında olsun, hem yaş sebze meyve anlamında olsun hiç sıkıntı yaşamadık bu pandemi sürecinde, Avrupa'ya dönüp baktığımız zaman onlarda ciddi sıkıntılar yaşadılar. Hem tedarik zinciri ile alakalı sıkıntılar yaşadılar, hem üretimi ile alakalı sıkıntılar yaşadı. Ama tabii bizim de burada geliştirmemiz gereken kendimize de çuvaldızı batırmamız lazım bazen baktığımızda birliği arttırmamız lazım özellikle tarım ürünlerinde çünkü, dönüp baktığın zaman biz 1980 ile 90 arasında özellikle hububatta, bakliyat dediğimiz nohut, mercimek, pirinçte net ihracatçı pozisyondayken 90'dan sonra çok ciddi gerilemeler yaşadık, yani bugün bakliyattan büyük kısmını ithal ediyoruz ve bunları Kanada, Ukrayna, Rusya'dan ithal ediyoruz, bunlara tabi bir çözüm bulmamız lazım önümüzdeki dönemde. Ben bunlarla ilgili bazı çalışmaların yapıldığını görüyorum işte bu lisans depocu sistemi başladı, bazı yerlerde tarım kredi kooperatiflerinin etkileri arttırıp, yeni uygulamalara teşvikler büyüyor. Önümüzdeki dönemde pozitif algılanacaktır ama bizim biraz daha maalesef çalışmamız lazım, üretmemiz lazım. Biraz daha eğitime ve bilgiye önem vermemiz lazım. Çok iyi takip edip, çok iyi analiz etmemiz lazım çünkü, biraz önce bahsettim hakikaten çok ciddi bloklaşmalar var, bu serbest ticaret anlaşmalarını bir şekilde bir tarafından bizim de yakalamamız lazım.

-Bu sektörler arasında özellikle kargo sektöründe büyük sorunlar yaşanmış ve yaşanmaya devam ediyor. Bazı kargo şirketleri, pandemiden dolayı yaşanan yoğunluktan dolayı adresten kargo alımı da yapamıyorlar. Bu sorun nasıl çözülür? Bununla ilgili bir fikriniz var mı?

-Kargo da başka bir sorun ama pandemi süresince biz tedarik zincirlerinde çok ciddi sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz şu an. Özellikle bu ithal hammadde sorunuyla alakalı çok boş konteyner sorunu var hem ihracatımızda, hem ithalatımızda, ithalat için hammadde buluyorsunuz bugün yurtdışından malı yüklüyorsunuz ama bunun gelme süresi normalde 30-45 gün iken, bugün 60-90 güne çıktı ve navlun fiyatları ile konteyner fiyatları inanılmaz derecede yükseldi.Enflasyon oranlarına baktığımızda son rakamlarda üretici fiyatları yüzde 20 üzerinde çıktı ve Ağustostan beri yükseliyor. Bunların etkileri bile vurdu yani bu navlun fiyatlarının artması ve finansman maliyetlerinin artması, gemiz trafiğinin Türkiye yönünde çok azalması, maalesef küresel ticaretten kaynaklı bir azalma ile bir trafiğin azalması ve içeride bütün liman operasyon maliyetlerinin çok yükselmesi gibi, bunlar dolar bazında yapılıyor. Bunlar tamamen küçük ve orta ölçekli işletmelerin önümüzdeki dönemde savaşacağı zorluklar. Biz elimizden geldiği kadar bunları tüketiciye yansıtmamaya çalışıyoruz zaten talep çok güçlü olduğu için ama bunu nereye kadar yansıtılır bilemiyoruz.

-Pandemi ile birlikte öne çıkan meslekler oldu mu? Bu konuda bir öngörünüz var mı?

-Sizin de biraz önce bahsettiğiniz gibi taşıma sektörü aslında önemli değer kazanacak. Bugün ticaret de yapsanız e-ticarette yapsanız ürünleri, bilgisayardan da verseniz bunların bir şekilde ulaştırılması gerekiyor. Bu sektör servis sektörlerinde önem kazanabilir uzun vadede tekrar bu talebe bağlı olarak özellikle bundan sonra bir tekrar bir talebe bağlı olarak özellikle bundan sonra bir talep vardı bunlarla ilgili olarak petrol şirketleri, güneş enerjisi bunlar gündeme gelebilir.Şirketlerin uzaktan çalışma sistemi bütün bunlar önümüzdeki süreçte açıkcası yaşayıp göreceğimiz şeyler olacak.


ABONE OL