SON DAKİKA
Ayşe KIRCA | EKONOMİ Cumartesi 09 Mart 2024 15:39

ENDİŞESİ EKONOMİDE NİSAN SENDROMU VAR

31 Mart yerel seçimlerinden sonra fiyatların artacağı görüşü toplumun hemen her kesiminde giderek yayılıyor. Seçimlerin ardından dövizin, altının artacağı, peşi sıra zamların yapılacağı beklentisi sadece yurt içinde değil yurt dışında da dillendiriliyor. Hal böyle olunca tüketiciler, "yarın bugünden pahalı" düşüncesiyle hareket edip stokçuluk yapmaya çalışıyor. Kredi kartlarındaki harcamaların artışı da bunun göstergesi

ENDİŞESİ EKONOMİDE NİSAN SENDROMU VAR

Türkiye, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere odaklanırken ekonomide de “nisan

sendromu”nun yaşandığına yönelik işaretler görülmeye devam ediyor. Vatandaşların “bugün

almazsam yarın daha pahalı olur” endişesi ile zaman kaybetmeden almayı düşündüğü ifade

ediliyor. Merkez Bankası’nın 1 Mart ile biten haftaya ilişkin verilerine göre, banka kartı ve

kredi kartı işlemleri tutarı önceki haftaya göre yüzde 15 artışla 262.6 milyar TL olması da

bunun bir göstergesi. Seçimlerden sonra fiyatların daha da artacağı düşüncesi, kartlı

harcamalarda yeni rekora neden olmaya devam ediyor. Kredi kartı harcamalarının artmasının

bir diğer unsurunun da taksitlere ve harcamalara getirilmesi planlanan sınırlama. Dar

gelirliler ekonomilerini kredi kartı ile döndürmeye çalışırken harcamalara sınırlandırma

getirileceğine yönelik açıklamalar, “Nisan ayından sonra satın alamam” düşüncesinin

yerleştiğini gösteriyor.

Stokçuluk devam ediyor

Banka faizlerinin ortalama yüzde 53, enflasyonun da yüzde 67’leri aşması, seçimin ardından

faizlerin daha da yüksek seviyeye gelebileceği endişesine neden oluyor. Hazine ve Maliye

Bakanı Mehmet Şimşek’in, “Enflasyonu artıracak adımları atmayız” açıklamalarına rağmen

tüketiciler “fiyatlar daha da artacak” endişesi ile stokçuluk yapıyor. Parası olan nakit,

olmayan ise kredi kartı ise alım yapıyor. Uluslararası çevreler de yerel seçimlerin ardından

Türkiye7de enflasyonun daha da artacağı görüşü hakim. Yapılan analizlerde, ekonomi

yönetiminin çok ciddi adımlar atması gerektiğine vurgu yapılıyor.

Uluslararası ekonomi çevreleri de Türkiye'nin yerel seçimlerden sonra inatçı şekilde yüksek

seyreden enflasyonu düşürmek için daha fazla politika adımı atması beklendiğine dikkat

çekerek yıllardır yükselen fiyatlar nedeniyle zaten zor durumda olan Türk halkının daha fazla

mağdur olacağını düşünüyor.

Mehmet Şimşek 'sabır' istedi

Hane halkı ve yatırımcıların, Merkez Bankası'nın 2023 Haziran ayında yüzde 8,5 olan faiz

oranını yüzde 45'e çıkararak yaptığı U dönüşünün, geçen ay yüzde 67'yi aşan enflasyonu

dizginlemek için tek başına yeterli olup olmadığı konusunda şüphelerinin olduğuna

değinilirken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, geçen yıl benimsenen Ortodoks

politikaların bu yıl içinde fiyatlarda rahatlama sağlayacağını söyleyerek sabır çağrısında

bulunduğu belirtiliyor.

Analiz haberlerde ise “Şimşek, büyük vergi değişiklikleri planlamadığını belirtirken, Merkez

Bankası da enflasyonun önümüzdeki aylarda tahminlerin üzerinde seyretmesi halinde faizleri

daha fazla artıracağını işaret eden açıklama yaptı. Ancak Şubat ayı enflasyon verilerinin

beklenenden yüksek çıkması ve iç talebin yüksek seyretmeye devam etmesi, Cumhurbaşkanı

Tayyip Erdoğan'ın iktidardaki AK Parti için sıkı bir kampanya yürüttüğü 31 Mart seçimleri

sonrasına kadar daha fazla mali ve parasal adım atılacağına dair beklentileri artırdı” deniliyor.

Politika ilacının acılığı hissedilecek

Koç Üniversitesi öğretim Üyesi ve eski Merkez Bankası ekonomisti Prof. Dr. Selva Demiralp

da, “Yerel seçim döngüsü sona erdiğinde, para ve maliye politikaları kısa bir aradan sonra

muhtemelen yeniden sıkılaşacaktır. Yıl ortasına kadar politika ilacının tüm acılığını tadacağız.

Enflasyon en azından o zamana kadar yükselecek, asgari ücrete yapılan zamlar ve diğer mali

adımlar ise eriyecek” görüşünü aktardı.

Öte yandan JPMorgan'ın, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın nisan ayında 500 baz

puanlık faiz artışı beklediği belirtilirken, yeni bir asgari ücret artışının enflasyona daha da

zarar vereceği yönünde görüşlerin hakim olduğu ifade ediliyor.

"Veriler ışığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uzun süredir yüksek faize karşı çıkması ve son

yıllarda beş merkez bankası başkanını görevden almasının yol açtığı hayat pahalılığı,

enflasyonun düşeceğine dair derin karamsarlığı artırıyor" yorumunda bulunulan analizlerde,

kredi kartında yaşanan harcama artışlarına da yer veriliyor. Uzmanların, hükümetin iç talebi

soğutmak için kredi kartı harcamalarını azaltacak önlemler alabileceği yönündeki

söylemlerine de dikkat çekiliyor.

Enflasyon öngörüler kadar düşmeyecek

Reuters’te yer alan bir analizde ise şu ifadeler kullanıldı: “Geçen mayıs ayında yeniden

seçilmesinin ardından Erdoğan, tükenen döviz rezervleri ve yükselen enflasyon beklentileri

arasında işleri yoluna koymak için yeni bir kabine ve merkez bankası yönetimi atadı. Yabancı

yatırımcılar faiz artışlarından faydalanmak için geçen yılın sonlarında Türk tahvilleri almaya

başladı. Ancak son bir hafta içinde, AK Parti yaklaşan seçimlerde İstanbul ve diğer büyük

şehirleri muhalefetten geri almaya çalışırken Erdoğan'ın enflasyonla mücadele etme iradesini

kenara bıraktı. Türkiye'nin en büyük iş grubu TÜSİAD'ın baş ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç,

yıllık enflasyonun mayıs ayından sonra baz etkileri nedeniyle düşeceğini ancak güçlü iç talep

nedeniyle Merkez Bankası'nın öngördüğü kadar düşmeyeceğini söyledi."

Öte yandan Reuters'in anketine göre yıllık enflasyon yıl sonunda %42,7 ile Merkez

Bankası'nın tahmininden daha yüksek bir seviyeye çıkacak.

ABONE OL