ENFLASYONDA BAŞ AKTÖR YÜKSELEN GİRDİ FİYATLARI
Enflasyondaki yükselişin öncüleri enerji, gıda ve emtia fiyatları Haziran'da hız kesmedi. Yurtdışında resesyon endişeleriyle fiyatlar geri gelse de Türkiye'de yüksek artışlar devam ediyor. Enflasyonu en fazla etkileyen girdi maliyetleri aylık enerjide yüzde 15, gıdada yüzde 10, giyimde yüzde 8'leri geçti.

Sedat YILMAZ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanacak Haziran ayı enflasyon verileri, makro ihtiyati tedbirler başta olmak üzere fiyat artışlarına karşı para ve maliye politikalarıyla verilen mücadeledeki tabloyu ortaya koyacak.
Tüketici ve ticari kredilerdeki gelişmelerin yanında uluslararası enerji, emtia, gıda ve metalde gözlenen fiyat hareketleri Türkiye’de girdi maliyetlerinde ciddi dalgalanmalar oluşturuyor. İstanbul enflasyonunun Haziran’da yüzde 94’leri aşması ülke geneli manşet enflasyonun da yüzde 80’ler civarı olacağını gösteriyor.
Enflasyonu etkileyen döviz kurundaki dalgalanmanın yanında tüketici kredilerinin yüzde 70 oranında genişlemesi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tedbirlerine karşılık ticari kredilerde büyüme istidadının devam etmesi enflasyonu tetiklerken yurtiçi ve yurtdışı risklerle oluşan üretimdeki girdi maliyetleri tüketici fiyatlarına hızlı bir şekilde yansımayı sürdürüyor. Üretici ve tüketici fiyatlarındaki geçişgenlik de dikkatlerden kaçmıyor.
Girdi maliyetleri hız kesmiyor
Enflasyondaki yükselişin öncüleri enerji, gıda ve emtia fiyatları Haziran’da hız kesmedi. Yurtdışında resesyon endişeleriyle fiyatlar geri gelse de Türkiye’de yüksek artışlar devam ediyor. Enflasyonu en fazla etkileyen girdi maliyetleri aylık enerjide yüzde 15, gıdada yüzde 10, giyimde yüzde 8’leri geçti. İstanbul enflasyonuna bakıldığında önceki aylarda görülen tablodan farklı olarak Haziran’da girdi maliyetleri enflasyonu yeniden hızlanma işaretleri verdi. Girdi fiyatlarında en yüksek artış gıda ürünlerinde gerçekleşirken Mayıs ayına kıyasla enflasyondaki en belirgin ivmelenme tekstil sektöründe oluştu.
Haziran’da 48,1’e inen Türkiye Sektörel PMI raporu kapsamında toplanan anket verileri, Mayıs’ta gözlenen iyileşme belirtilerinin Haziran’da birçok sektörde geri çekildiğine işaret ediyor. Takip edilen on sektörün dokuzunda yeni siparişler gerilerken üretim de sektörlerin büyük bir bölümünde yavaşladı. Enflasyonist baskılar ise yüksek seyrini korudu. Diğer taraftan firmaların karşılaştığı birçok zorluğa rağmen takip edilen sektörlerin çoğunluğunda istihdam artışı devam ediyor.
Haziran’da yalnızca giyim ve deri ürünlerinin yeni siparişleri büyüme bölgesinde kalırken altı sektörde siparişler büyümeden düşüşe geçti. En keskin yavaşlamalar sırasıyla metalik olmayan mineral ürünler ve ana metal sanayi sektörlerinde kaydedildi. Mayıs ayında üretimini artıran sektör sayısı yedi olarak gerçekleşmişti.
Gıdada fiyatlar artıyor üretim düşüyor
Gıda ürünleri sektörünün üretim ve yeni siparişleri Mayıs ayında büyüme bölgesine döndükten sonra Haziran’da belirgin bir yavaşlama sergiledi. Anketin görece pozitif gelişmesi, istihdamın ılımlı da olsa artmaya devam etmesi oldu.
Sektörde girdi maliyetleri enflasyonu keskin bir şekilde hızlanarak son altı ayın en yüksek düzeyinde gerçekleşti. Takip edilen on sektör içerisinde girdi fiyatlarındaki en hızlı artış bu sektörde kaydedildi. Nihai ürün fiyatları da belirgin bir şekilde artmaya ediyor.
Tekstil sektöründe hem girdi maliyetleri hem de satış fiyatları Haziran’da bir önceki aya göre daha hızlı arttı. Her ikisinde de enflasyon son altı ayın en yüksek düzeyinde gerçekleşti. Fiyat baskılarının güçlenmesi talebi olumsuz etkiledi. Yeni siparişlerde Mayıs ayındaki güçlü büyüme görünümü Haziran’daki yavaşlamayla birlikte tersine döndü.
Yeni siparişler böylece son 15 ayın 14’ünde yavaşlama kaydetti. Benzer şekilde yeni ihracat siparişlerde de düşüş gözlendi. Buna bağlı olarak firmalar üretim, satın alma faaliyetleri ve istihdamı azalttı.
Maliyetleri tüketici fiyatlarına yansıyor
Firmaların maliyet artışlarını müşterilerine yansıtması sonucunda nihai ürün fiyatlarındaki en hızlı artış da gıda ürünlerinde kaydedildi. Süt ve süt ürünleri başta birçok gıdada fiyatlar Mayıs’a göre artış gösterdi. Gıdayı giyim ve tekstil izledi. Satış fiyatlarının en düşük oranda arttığı sektör ise ana metal sanayi oldu. Buna karşılık birçok sektörde tedarik zinciri aksamalarının hafiflediğine ilişkin sinyaller ise sevindiriyor.
Önceki aylarda görülen tablodan farklı olarak Haziran’da girdi maliyetleri enflasyonu yeniden hızlanma işaretleri verdi. Girdi fiyatlarında en yüksek artış gıda ürünlerinde gerçekleşirken Mayıs ayına kıyasla enflasyondaki en belirgin ivmelenme ise tekstil sektöründe gözlendi.
Haziran’da enflasyonist baskılar güçlü seyretti. Hem girdi maliyetleri hem de nihai ürün fiyatlarında artış hızları seri ortalamalarının üzerinde kaldı. Firmaların maliyet artışlarını müşterilerine yansıtması sonucunda nihai ürün fiyatlarındaki en hızlı artış da gıda ürünlerinde görülürken girdi fiyatlarındaki yükselişte ham madde ve enerji maliyetlerindeki artışın yanı sıra döviz kurlarındaki olumsuz seyir etkili oldu.
Böylece firmalar satış fiyatlarını keskin bir şekilde artırdı. Öte yandan, bu artış geçen yılın Eylül ayından beri en ılımlı düzeyde gerçekleşti. Ham madde yetersizlikleri, tedarikçilerin teslimat sürelerinin uzamaya devam etmesinde rol oynadı. Tedarik zincirlerindeki aksaklıklar Mayıs ayına göre artmasına rağmen, en kötü gecikmelerin yaşandığı geçmiş dönemlerle kıyaslandığında çok daha hafif seyretti.
Üretici ve tüketicide fiyatlar sarmala girdi
Üretimde yavaşlama yükselen fiyat artışlarıyla sarmal oluşturuyor. Büyümeleri etkileyecek sanayideki yavaşlama üst üste 4 ay ivmeyle devam ederken 2020 yılı başındaki pandemi dalgasından bu yana en belirgin seviyede kendini gösterdi. Bu dönemde en fazla sevindiren gelişme istihdam oldu. Firmaların karşılaştığı birçok zorluğa rağmen takip edilen sektörlerin çoğunluğunda istihdam artışı dikkat çekti.
Sektörel bazda Haziran verileri, ağaç ve kağıt ürünleri sektöründe üretimin son üç ayda ilk kez yavaşladığını gösterdi. Firmaların yeni sipariş akışlarındaki yavaşlamaya bağlı olarak üretimi azalttı. İş yüklerindeki hafiflemenin etkisiyle satın alma faaliyetleri de hız kesti. Buna rağmen istihdamda artış gerçekleşti. İkinci çeyrek sonunda sektörün hem girdi maliyetleri hem de nihai ürün fiyatları daha hızlı yükseldi. Tedarikçi performansında bir önceki ayda görülen hafif iyileşmenin ardından teslimat süreleri artış gösterdi.
Yine Haziran’da kimyasal, plastik ve kauçuk ürünleri sektörünün genel faaliyet koşullarında yavaşlama gözlendi ve bu durum altı aylık iyileşme eğilimini sona erdirdi. Söz konusu yavaşlamada yeni siparişlerin 2022 başından bu yana ilk kez düşüş göstermesi ve üretimin yeniden ivme kaybetmesi etkili oldu. Sektörde istihdam artmaya devam etti ve böylece mevcut genişleme trendi onuncu aya ulaştı. Buna rağmen firmalar satın alma faaliyetlerini azalttı ve girdi stokları hemen hemen aynı kaldı.
Yavaşlama ve üretimde geri çekilme
Ekonomistlere göre, Türkiye’de faaliyette bulunan imalatçılar son dönemde zorlu bir piyasa ortamıyla karşı karşıya. Fiyat artışları ve talep zayıflığının etkisiyle yeni siparişlerde yavaşlama ve üretimde geri çekilmeler gözleniyor. İstihdamdaki artışlar olumlu gelişme olsa da söz konusu artış oran olarak son iki yılın en ılımlı seviyesi. Girdi maliyetleriyle oluşan fiyat artışları genele yayılma özelliği gösteriyor.
Ekonomistler, girdi fiyatlarındaki yükselişte hammadde ve enerji maliyetlerindeki artışın yanı sıra döviz kurlarının olumsuz seyri etkili olduğunu, böylece firmaların satış fiyatlarını agresif şekilde artırmak zorunda kaldıklarını, hammadde kıtlığının, tedarikçilerin teslimat sürelerinin uzamasında etkin rol oynadığını söylediler.
İstihdam, son anket verilerinde olumlu gelişmelerin kaydedildiği alanlardan biri oldu ve şirketler personel sayılarını artırmaya devam etti. Ancak, istihdam artışı 25 aylık yükseliş trendinin en yavaş ikinci hızında kaydedildi. Sanayinin yoğun talep döneminde karşılaştığı döneme benzer bir istihdam ihtiyacı gözlemleniyor. Ancak ilerleyen dönemde yüksek enflasyonist baskı ve yetersiz talep firmaların kapasitelerinin altında üretim yapmasına ve buna bağlı olarak istihdam yavaşlatmasına neden olabilir. İstihdamdaki mevsimsel etkiler ortadan kalkınca 3Ç22 sonu ile beraber daha belirgin bir yavaşlama göreceğimizi düşünüyoruz.
Ekonomistler, son dönemdeki büyüme projeksiyonlarındaki öne çıkan yavaşlama eğilimini öncü göstergelerin onayladığını, Merkez Bankası’nın İktisadi Eğilim anketlerinde de gelecek 3 aya ilişkin üretim, siparişler gibi beklentilerde düşüş olduğunu hatırlattılar.
Ekonomistler, Aynı maliyet artışlarındaki yüksek baskıların devam edeceğini düşündüklerini, üst üste ivme kaybeden PMI verilerinin birinci çeyreğe göre daha düşük bir gerçekleşme ortaya koyacağını yorumladılar.
Enflasyonda bozulma sürüyor
Ekonomistler Haziran ayı itibariyle enerji maliyetlerinin faturalara yansıyacağını, zira BOTAŞ’ın 1 Haziran’dan itibaren doğalgaz ve elektrik fiyatlarına zam yaptığını, özellikle sanayi, tarım ve diğer sektörlerde enerji girdi maliyetlerinin ürün fiyatlarına zam olarak etki ettiğini kaydettiler.
Enflasyon beklentilerinde bozulmanın sürdüğünü belirten Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da, enflasyondaki istikrarsızlık ve oynaklığın 12-24 ay gibi gelecek beklentilerini de etkilediğini belirterek, “Piyasa enflasyon beklentileri iki yıl sonrasında Merkez Bankası'nın hedefinin dört katından fazla TÜFE artışlarına işaret ediyor. Merkez bankası, yılsonu enflasyon tahminini Nisan ayında yüzde 42,8'e yükseltmişti. Gelecek yıllara ve bu yıla ilişkin bizim projeksiyonlarımız enflasyonda daha yüksek beklentilere işaret etmektedir. Bu nedenle Merkez bankasının da bu ay sonunda yayınlayacağı yılın 3. Enflasyon Raporu’nda projeksiyonlarını tekrardan yukarı yönlü olarak güncellemesini bekliyoruz” dedi.
Güncel dinamikler, ekonomi yapısı, ithal maliyetleri, geniş politika uygulamaları, enflasyon ataleti gibi konular nedeniyle enflasyonun yukarı risklerini daha önde konumlandırdıklarını dile getiren Erkan, TCMB’nin Temmuz toplantısında faizi yükseltmesini beklemediklerini, enflasyonla mücadelede halen makro ihtiyati tedbirler, döviz kurlarındaki artışı telafi edecek TL bazlı finansal ürünler, dövize karşı düzenlemeler ve fiyat kontrol mekanizmalarının benimsendiğinin altını çizdi. Erkan, böyle bir ortamda Türkiye için yüksek enflasyon ve düşük büyüme hikayesinin gerçekleşebileceğini sözlerine ekledi.