FABRİKALAR SUSUYOR, İŞSİZLİK BÜYÜYOR
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), 2026–2040 dönemi için hazırladığı kapsamlı "Sektörel Strateji Yol Haritası" ile hazır giyim ve tekstil sektörünün yaşadığı derin krizi kamuoyuyla paylaştı.

Raporda, Türkiye’nin küresel tekstil ticaretinde tarihi düşüş yaşadığı, istihdamda yüz binlerce kişinin kaybedildiği ve sektörün rekabet gücünün ciddi oranda eridiği vurgulandı.
Türkiye, Küresel Hazır Giyim Ticaretinde Tarihi Düşüşte.
Verilere göre, Türkiye hazır giyim ihracatı 2025 yılının ilk yarısında %6,4 daralırken, aynı dönemde dünya hazır giyim ihracatı %5,8 büyüdü. Bu durum, Türkiye’nin son üç yıldır küresel pazarın tek daralan ihracatçısı konumuna düştüğünü gösteriyor. 2010–2022 arasında dünya hazır giyim ihracatından ortalama %3,67 pay alan Türkiye, bu oranı 2025 Haziran itibarıyla %2,96’ya düşürdü. Bu gerileme, 1990’dan bu yana en düşük seviye olarak kayıtlara geçti.
TGSD Başkanı, “Rekabetçiliğini kaybeden bir sektörün müşterisini geri kazanması son derece zordur. 2023’te başlayan bu kriz, 2025’te zirveye ulaştı. Acil önlemler alınmazsa, sektörümüzün temelleri sarsılabilir,” dedi.
İstihdamda 380 Bin Kişi Kaybı
Sektörde istihdam da sert bir düşüş yaşıyor. 2022 Aralık’ta 1,22 milyon olan hazır giyim ve tekstil istihdamı, 2025 Eylül itibarıyla 873 bin kişiye geriledi. Bu, yaklaşık 350 bin kişinin işini kaybetmesi anlamına geliyor. Kayıpların %72’si, sanayinin en çok katma değer yarattığı 1. Bölge (Marmara)’den kaynaklanıyor. Ayrıca, 250+ çalışanlı büyük işletmelerin istihdam kaybı toplam kaybın %42,4’ünü oluşturuyor.
TGSD, bu işletmelerin tedarik zinciri üzerindeki stratejik rolüne dikkat çekerek, “Bu firmalar KOBİ’lere iş sağlıyor, tasarımdan AR-GE’ye kadar markalaşma potansiyeline sahipler. Onları korumak, tüm sektörün geleceği için hayati önem taşıyor,” ifadelerini kullandı.
Yüksek Maliyetler, Düşük Karlılık
Rapor, 2022–2025 yılları arasında sektörün dolar bazlı maliyetlerinin %26,1 arttığını, ancak satış fiyatlarını sadece %8,9 artırabildiğini ortaya koydu. Bu süreçte, sektörün net kar marjı %10,5’ten eksi %3,8’e düşerek zarar eden bir yapıya dönüştü.
Enflasyon, yüksek faizler ve baskılanan kur politikaları, sektörün TL bazlı maliyetlerini (işçilik, enerji, vergi, finansman) aşırı düzeyde artırdı. Özellikle işçilik maliyeti %351, finansman maliyeti %241 oranında yükseldi. TGSD, “Türk üretici, rakip ülkelerde yeterli görülen %3,5 FAVÖK’la değil, %17,7 FAVÖK ile hayatta kalmaya çalışıyor,” diye uyarıyor.
İthalat Artıyor, Yerli Üretim Geriliyor
Bir yandan ihracat düşerken, diğer yandan hazır giyim ithalatı tarihi rekor kırıyor. 2024’te 3,96 milyar dolar olan ithalat, 2025’in ilk yarısında bir önceki yıla göre %24,3 arttı. TGSD, “Yüksek gümrük vergilerine rağmen, bazı markalar iç piyasada rekabet edebilmek için yurt dışından ithalat yapıyor. Bu durum, yerli üretimin gerilemesine ve cari açığın genişlemesine neden oluyor,” dedi.
TGSD, krize çözüm olarak üç aşamalı bir strateji haritası öneriyor:
1. Kısa Vadeli Stabilizasyon (2026–2028):
Acil destek paketleriyle firmaların ayakta kalması sağlanacak. Mevcut 3.500 TL’lik istihdam desteği sayesinde 2026’da karlılık eksi %2,7’den artı %1,6’ya çıkarılacak.
2. Orta Vadeli Dönüşüm (2028–2034):
“Nitelikli Tedarikçi Sertifika Sistemi” ile firmalar kalite, yeşil dönüşüm, kurumsallaşma ve ihracat birim değeri açısından sınıflandırılacak. Aynı dönemde, Suriye sınırına yakın bölgelerde alternatif üretim havzaları kurularak maliyet avantajları yaratılması hedefleniyor.
3. Uzun Vadeli Ülke Markası (2034–2040):
Hazır giyim, moda, turizm, gastronomi ve dizi-film sektörlerinin bir araya gelerek “Türkiye Markası” oluşturulması öngörülüyor. Bu kümelenme, hem ürün hem hizmet ihracatını güçlendirecek.
“Üretim Kaslarımızı Korumak lazım”
TGSD, özellikle Çin-ABD gerilimi ve Pasifik’teki olası çatışmaların küresel tedarik zincirlerini kökten değiştirebileceğini belirtiyor. Bu senaryoda, Türkiye’nin dünyanın en esnek ve dikey entegre ikinci tedarikçisi olarak stratejik bir fırsat yakalayabileceği vurgulanıyor. Ancak bu fırsatı değerlendirebilmesi için “üretim kaslarının” korunması şart.
“Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: ‘Çalışmadan, üretmeden, yorulmadan rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve sonunda istiklallerini kaybederler.’ Bugün bu sözün taşıdığı anlam, hazır giyim ve tekstil sektörü için hayati önem taşıyor,” diyen TGSD, tüm paydaşları acil diyaloga davet etti.