FABRİKALARA YAPAY ZEKALI İŞ ARKADAŞI GELİYOR
Hexagon Türkiye ve Batı Balkanlar Genel Müdürü Koray Alpaslan, sanayide monoton işleri devralacak yapay zekâ destekli insansı robotlar geliştirdiklerini açıkladı. Alpaslan, yeni teknolojinin insanları işinden etmeyeceğini, aksine onlara bir "iş arkadaşı" olacağını vurguladı.

Hakan ÖZBAY
Ölçüm ve otomasyon teknolojilerinin önde gelen firmalarından olan İsveç merkezli Hexagon, üretim ve kalite kontrol süreçlerinde ezberleri bozacak yeni nesil insansı (humanoid) robot teknolojisi üzerinde çalıştığını duyurdu. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Hexagon Türkiye ve Batı Balkanlar Genel Müdürü Koray Alpaslan, AEON ismini verdikleri insansı robotların amacının verimliliği artırmak olduğunu söyledi.
5.4 milyar Euro cirosu ve bunun %16'sını Ar-Ge'ye ayıran bir teknoloji devi olduklarını vurgulayan Alpaslan, Hexagon'un gelecek vizyonunun merkezinde otonom teknolojiler, yapay zeka ve sürdürülebilirliğin yattığını ifade etti. Hexagon’un teknoloji ortağı NVIDIA ile birlikte geliştirdiği insansı robot hakkında heyecan verici detaylar paylaşan Alpaslan, projenin sanayideki monoton işler için devrim niteliğinde olduğunu belirtti.

RAKİP DEĞİL BİR "İŞ ARKADAŞI"
Alpaslan, bu teknolojinin istihdamı tehdit edeceği yönündeki endişeleri de yersiz bulduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Bu robotun amacı bir insanın yaptığı işi tamamen ortadan kaldırmak değil. Bu bir tamamlayıcı unsur. Niçin bir insansı robota ihtiyaç duyulduğunu düşünmeliyiz. Mevcut robotların yapamadığı ne var ki firmalar bu alana yatırım yapıyor? Cevap, esneklik ve zekada yatıyor. Tıpkı eskiden adliye kapılarında daktiloyla dilekçe yazanların yerini dijital formların alması gibi, teknoloji iş yapış şekillerini dönüştürür. İnsan zekası, problem çözme ve geliştirme gibi alanlara odaklanabilir. Yeni nesiller zaten bizim yaptığımız monoton işleri yapmak istemiyor. Bu teknoloji hem verimliliği artıracak hem de insan kaynağını daha değerli alanlara yönlendirecek."
Alpaslan, bu robotların "karanlık fabrikalar" konseptini gerçeğe bir adım daha yaklaştırdığını da sözlerine ekledi.
"TÜRKİYE GELİŞEN PAZARLAR İÇİNDE LOKOMOTİF ÜLKE"
Türkiye'deki ekonomik belirsizliklerin Hexagon'un yatırım planlarını etkilemediğini, aksine Türkiye'nin stratejik öneminin arttığını vurgulayan Alpaslan, şirketin Türkiye'ye olan güveninin tam olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Hexagon açısından Türkiye, içinde bulunduğumuz gelişmekte olan pazarlar bölgesi içerisinde lokomotif ülke konumundadır. Bırakın kaygı duymayı, buraya daha çok önem verme ve daha çok destek verme stratejisi izliyoruz. Bursa'daki yeni ofisimizin açılışını bu sene yaptık, 2026'da ise Ankara'da yeni bir bina yatırımımız olacak. Türkiye'nin potansiyeline inanıyoruz."
Türkiye'deki mühendislik potansiyelini överken, yerel olarak başlattıkları bir projenin global bir başarıya dönüştüğünü de paylaşan Alpaslan, "Türkiye’de kadınların endüstrideki rolünü güçlendirmek amacıyla 'Kadın CMM Operatörleri Programı'nı başlattık. Bu proje o kadar başarılı oldu ki, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika'yı kapsayan EMEA bölgemizden 'Türkiye’de başlayan bu programı tüm Avrupa’da uygulayalım' teklifi geldi. Bu, bizim için büyük bir iftihar kaynağı oldu. Türkiye'den çıkan bir fikrin tüm bölgeye örnek teşkil etmesi, buradaki potansiyelin en net göstergesidir" şeklinde konuştu.
Türkiye pazarını da değerlendiren Alpaslan, otomotiv sektöründe bir duraklama yaşanırken, savunma sanayi ve havacılığın yaptığı büyük yatırımlarla öne çıktığını belirterek, "Şu an yatırımların en çok yapıldığı alan savunma sanayisi. Türkiye'nin bu alandaki lider firmalarının neredeyse tamamıyla çalışıyoruz. Onların talepleri ve ihtiyaçları, bizim de teknolojik olarak sürekli güncel kalmamızı sağlıyor" şeklinde konuştu.
HEXAGON’U RAKİPLERİNDEN ÖNE ÇIKARAN ÖZELLİK
Alpaslan, Hexagon'u rakiplerinden ayıran en temel özelliğin, bir projenin başından sonuna kadar tüm ihtiyaçları kendi teknolojileriyle karşılayabilmesi olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullanıyor: "Sektördeki en önemli farkımız: Tasarım aşamasında kullanılan yazılımdan, imalat sırasındaki simülasyonlara, üretilen parçanın ölçümünü yapan CMM makinesinden tüm bu verileri analiz eden istatistiksel kontrol yazılımlarına kadar her şeyi tek bir entegre yapı altında sunan tek firmayız. Kendi makinelerimiz, o makineleri çalıştıran kendi yazılımlarımız ve o makinelerin üzerindeki hassas sensörler bizim teknolojimiz. Başka bir firmanın sağlayacağı donanıma muhtaç değiliz. Bu da bize muazzam bir güç ve esneklik katıyor."
Bu entegre yaklaşımın somut örnekleri arasında, Oracle Red Bull Racing Formula 1 takımının araçlarının aerodinamik ayarlarının Hexagon'un lazer tarayıcılarıyla yapılması veya MV Agusta, SEAT, Audi gibi otomotiv devlerinin üretim hatlarında Hexagon otomasyon sistemlerinin kullanılması yer alıyor.
Hexagon'un teknolojik liderliğinin yanı sıra sürdürülebilirlik hedefleriyle de iddialı olduğunu belirten Alpaslan, "2027 yılına kadar kullandığımız tüm elektriği %100 yenilenebilir kaynaklardan sağlama ve 2050'de Net Sıfır hedefine ulaşma taahhüdümüz var. Ayrıca kurumsal olarak %21 olan kadın çalışan oranımızı daha da artırmak gibi net hedeflerle toplumsal cinsiyet eşitliğine de büyük önem veriyoruz" dedi.
SANAYİDE KALİTE KONTROLÜ HIZLANDIRAN YENİ ÇÖZÜMLER
Teknoloji şirketi Hexagon, 14. Kontrol, Otomotiv, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Test Ekipmanları, Metroloji ve Endüstriyel Yazılım Fuarı’nda, Türkiye’de havacılık, savunma ve otomotiv gibi sektörlere yönelik üretim ve kalite kontrol süreçlerini hızlandıran üç yeni çözümünü tanıttı. Tanıtılan ATS800, MAESTRO ve PRESTO & HYPERSCAN sistemleri, denetim sürelerini kısaltarak verimliliği artırmayı hedefliyor.
Yeni çözümlerden Leica Absolute Tracker ATS800, özellikle uçak gövdesi gibi büyük yapıların denetimi için geliştirildi. 40 metreye kadar hassas ölçüm yapabilen sistem, iskele veya fiziksel hedef gerektirmeden çalışabiliyor. MAESTRO ise üretim sahası için geliştirilmiş yeni nesil bir koordinat ölçüm makinesi (CMM) olarak öne çıkıyor. Hızlı ölçüm, kolay kullanım ve dijital veri entegrasyonu sunan sistem, üreticilerin mevcut iş akışlarını aksatmadan kalite süreçlerini dijitalleştirmesine imkân tanıyor. Tanıtılan bir diğer çözüm olan PRESTO Kalite İstasyonu, HYPERSCAN teknolojisi ile entegre çalışarak saniyeler içinde milyonlarca noktadan veri toplayabiliyor. Yüksek çözünürlüklü 3D parça taraması yapan sistem, üretim hatlarındaki kontrol süreçlerini hızlandırarak olası gecikmelerin önüne geçiyor ve ileri metroloji teknolojilerini daha geniş bir üretici kitlesi için erişilebilir kılıyor.
Ölçüm ve otomasyon teknolojilerinin önde gelen firmalarından olan İsveç merkezli Hexagon, üretim ve kalite kontrol süreçlerinde ezberleri bozacak yeni nesil insansı (humanoid) robot teknolojisi üzerinde çalıştığını duyurdu. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Hexagon Türkiye ve Batı Balkanlar Genel Müdürü Koray Alpaslan, AEON ismini verdikleri insansı robotların amacının verimliliği artırmak olduğunu söyledi.
5.4 milyar Euro cirosu ve bunun %16'sını Ar-Ge'ye ayıran bir teknoloji devi olduklarını vurgulayan Alpaslan, Hexagon'un gelecek vizyonunun merkezinde otonom teknolojiler, yapay zeka ve sürdürülebilirliğin yattığını ifade etti. Hexagon’un teknoloji ortağı NVIDIA ile birlikte geliştirdiği insansı robot hakkında heyecan verici detaylar paylaşan Alpaslan, projenin sanayideki monoton işler için devrim niteliğinde olduğunu belirtti.
RAKİP DEĞİL BİR "İŞ ARKADAŞI"
Alpaslan, bu teknolojinin istihdamı tehdit edeceği yönündeki endişeleri de yersiz bulduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Bu robotun amacı bir insanın yaptığı işi tamamen ortadan kaldırmak değil. Bu bir tamamlayıcı unsur. Niçin bir insansı robota ihtiyaç duyulduğunu düşünmeliyiz. Mevcut robotların yapamadığı ne var ki firmalar bu alana yatırım yapıyor? Cevap, esneklik ve zekada yatıyor. Tıpkı eskiden adliye kapılarında daktiloyla dilekçe yazanların yerini dijital formların alması gibi, teknoloji iş yapış şekillerini dönüştürür. İnsan zekası, problem çözme ve geliştirme gibi alanlara odaklanabilir. Yeni nesiller zaten bizim yaptığımız monoton işleri yapmak istemiyor. Bu teknoloji hem verimliliği artıracak hem de insan kaynağını daha değerli alanlara yönlendirecek."
Alpaslan, bu robotların "karanlık fabrikalar" konseptini gerçeğe bir adım daha yaklaştırdığını da sözlerine ekledi.
"TÜRKİYE GELİŞEN PAZARLAR İÇİNDE LOKOMOTİF ÜLKE"
Türkiye'deki ekonomik belirsizliklerin Hexagon'un yatırım planlarını etkilemediğini, aksine Türkiye'nin stratejik öneminin arttığını vurgulayan Alpaslan, şirketin Türkiye'ye olan güveninin tam olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Hexagon açısından Türkiye, içinde bulunduğumuz gelişmekte olan pazarlar bölgesi içerisinde lokomotif ülke konumundadır. Bırakın kaygı duymayı, buraya daha çok önem verme ve daha çok destek verme stratejisi izliyoruz. Bursa'daki yeni ofisimizin açılışını bu sene yaptık, 2026'da ise Ankara'da yeni bir bina yatırımımız olacak. Türkiye'nin potansiyeline inanıyoruz."
Türkiye'deki mühendislik potansiyelini överken, yerel olarak başlattıkları bir projenin global bir başarıya dönüştüğünü de paylaşan Alpaslan, "Türkiye’de kadınların endüstrideki rolünü güçlendirmek amacıyla 'Kadın CMM Operatörleri Programı'nı başlattık. Bu proje o kadar başarılı oldu ki, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika'yı kapsayan EMEA bölgemizden 'Türkiye’de başlayan bu programı tüm Avrupa’da uygulayalım' teklifi geldi. Bu, bizim için büyük bir iftihar kaynağı oldu. Türkiye'den çıkan bir fikrin tüm bölgeye örnek teşkil etmesi, buradaki potansiyelin en net göstergesidir" şeklinde konuştu.
Türkiye pazarını da değerlendiren Alpaslan, otomotiv sektöründe bir duraklama yaşanırken, savunma sanayi ve havacılığın yaptığı büyük yatırımlarla öne çıktığını belirterek, "Şu an yatırımların en çok yapıldığı alan savunma sanayisi. Türkiye'nin bu alandaki lider firmalarının neredeyse tamamıyla çalışıyoruz. Onların talepleri ve ihtiyaçları, bizim de teknolojik olarak sürekli güncel kalmamızı sağlıyor" şeklinde konuştu.
HEXAGON’U RAKİPLERİNDEN ÖNE ÇIKARAN ÖZELLİK
Alpaslan, Hexagon'u rakiplerinden ayıran en temel özelliğin, bir projenin başından sonuna kadar tüm ihtiyaçları kendi teknolojileriyle karşılayabilmesi olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullanıyor: "Sektördeki en önemli farkımız: Tasarım aşamasında kullanılan yazılımdan, imalat sırasındaki simülasyonlara, üretilen parçanın ölçümünü yapan CMM makinesinden tüm bu verileri analiz eden istatistiksel kontrol yazılımlarına kadar her şeyi tek bir entegre yapı altında sunan tek firmayız. Kendi makinelerimiz, o makineleri çalıştıran kendi yazılımlarımız ve o makinelerin üzerindeki hassas sensörler bizim teknolojimiz. Başka bir firmanın sağlayacağı donanıma muhtaç değiliz. Bu da bize muazzam bir güç ve esneklik katıyor."
Bu entegre yaklaşımın somut örnekleri arasında, Oracle Red Bull Racing Formula 1 takımının araçlarının aerodinamik ayarlarının Hexagon'un lazer tarayıcılarıyla yapılması veya MV Agusta, SEAT, Audi gibi otomotiv devlerinin üretim hatlarında Hexagon otomasyon sistemlerinin kullanılması yer alıyor.
Hexagon'un teknolojik liderliğinin yanı sıra sürdürülebilirlik hedefleriyle de iddialı olduğunu belirten Alpaslan, "2027 yılına kadar kullandığımız tüm elektriği %100 yenilenebilir kaynaklardan sağlama ve 2050'de Net Sıfır hedefine ulaşma taahhüdümüz var. Ayrıca kurumsal olarak %21 olan kadın çalışan oranımızı daha da artırmak gibi net hedeflerle toplumsal cinsiyet eşitliğine de büyük önem veriyoruz" dedi.
SANAYİDE KALİTE KONTROLÜ HIZLANDIRAN YENİ ÇÖZÜMLER
Teknoloji şirketi Hexagon, 14. Kontrol, Otomotiv, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Test Ekipmanları, Metroloji ve Endüstriyel Yazılım Fuarı’nda, Türkiye’de havacılık, savunma ve otomotiv gibi sektörlere yönelik üretim ve kalite kontrol süreçlerini hızlandıran üç yeni çözümünü tanıttı. Tanıtılan ATS800, MAESTRO ve PRESTO & HYPERSCAN sistemleri, denetim sürelerini kısaltarak verimliliği artırmayı hedefliyor.
Yeni çözümlerden Leica Absolute Tracker ATS800, özellikle uçak gövdesi gibi büyük yapıların denetimi için geliştirildi. 40 metreye kadar hassas ölçüm yapabilen sistem, iskele veya fiziksel hedef gerektirmeden çalışabiliyor. MAESTRO ise üretim sahası için geliştirilmiş yeni nesil bir koordinat ölçüm makinesi (CMM) olarak öne çıkıyor. Hızlı ölçüm, kolay kullanım ve dijital veri entegrasyonu sunan sistem, üreticilerin mevcut iş akışlarını aksatmadan kalite süreçlerini dijitalleştirmesine imkân tanıyor. Tanıtılan bir diğer çözüm olan PRESTO Kalite İstasyonu, HYPERSCAN teknolojisi ile entegre çalışarak saniyeler içinde milyonlarca noktadan veri toplayabiliyor. Yüksek çözünürlüklü 3D parça taraması yapan sistem, üretim hatlarındaki kontrol süreçlerini hızlandırarak olası gecikmelerin önüne geçiyor ve ileri metroloji teknolojilerini daha geniş bir üretici kitlesi için erişilebilir kılıyor.