SON DAKİKA
GÜNDEM Cumartesi 04 Haziran 2022 02:42

GECİKME FAİZİNE ENFLASYON FARKI

Doç. Dr. Atilla Çifter, "Alacağını bir yıl geç tahsil eden kişiye verilen ticari faiz oranı yüzde 16 civarındaysa, alacaklı da enflasyonun yüzde 70'ler civarında gerçekleştiğini öne sürüyorsa, aradaki 54 puanlık farkının ek tazminat davası açarak talep edilmesi söz konusu olabiliyor. Parasını geç tahsil eden kişi, değer kaybının karşılığını alamıyor" dedi.

Gecikme faizine enflasyon farkı

Röportaj: Hakan DİKMEN

Son günlerin dillerden düşmeyen kelimesi Enflasyon nedir bizi ne kadar etkiliyor? Bu soruyu artık hepimiz biliyoruz . Ben yine de kısaca hocalarıma soru sormadan ileteyim. Enflasyon, bir para biriminin değerinin düştüğü ve sonuç olarak mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesinin yükseldiği orandır. Yani şu an yaşadığımız durum. Artık artık iki liraya aldığımız pohça olmuş size 8 lira. Bu konuyu Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üyesi Ekonomist sayın Doç. Dr. Atilla Çifter’e sorduk. 

Nisan 2022’de tüketici fiyat endeksi (TÜFE)’nin yıllık yüzde 69,97’ye ulaşması ile birlikte, enflasyonun kısa vadede çözülebilecek bir sorun olmadığı daha net anlaşılmış oldu. Fiyatlar genel seviyesinde artışı ifade eden durum olan enflasyon, Türkiye dahil birçok ülke için yakın döneme kadar unutulmuş bir sorundu. Örneğin Türkiye’de 2004-2017 yılları arasında TÜFE yüzde 15 altında gerçekleşmişti. Şimdi 2002 öncesinde olduğu gibi yüksek enflasyon sürecinin etkileri anlaşılmaya çalışılıyor. Enflasyon genel olarak tüm aktörleri etkilese de, çalışan kesimi ücretlerdeki ayarlamanın gecikmesi nedeniyle daha olumsuz etkiliyor. Firmalar özellikle enflasyon sürecinin başında kazançlı çıkıyor, ancak ilerleyen süreçte reel gelir erimesinin etkileri firma satışlarını da olumsuz etkilemeye başlıyor. Kamu kesiminde hem gelirler hem harcamalar arttığından ilk etapta enflasyonun etkisi sınırlı oluyor. Ancak uzun vadede hane halkı reel gelir kaybı tüm tarafları olumsuz etkiliyor. 

Enflasyon bazı durumlarda haneye göre değişiklik arz edebilir mi? Enflasyon eşitsizliği nedir?

Hane halkının hissettiği enflasyon TÜFE ile ölçülüyor ancak bu tek başına yetersiz bir gösterge. Çünkü enflasyon hesaplaması zaman zaman güncellenen belirli bir sepeti ifade ediyor. Oysa bu sepet tüm hane halkı için aynı değil. Hanelerin tüketim ağırlığına birbirinden farklı ve tamamı ortalama düzeye uymuyor. Nisan 2022’de TÜFE yüzde 69,97 olarak gerçekleşti ancak gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 89,10, ulaştırma yüzde 105,86, doğalgaz ücreti yüzde 87,90 düzeyinde oldu. Harcama ağırlığı bu ve benzeri grupta fazla olan hane halkları için tüketici enflasyonu daha yüksek. Bu durum enflasyon eşitsizliğine neden oluyor. Gelir düzeyi daha düşük kesim ise bugün karşılaştığımız gibi enflasyondan daha olumsuz etkileniyor. İşte bu herkesin hissettiği enflasyonun ayrı olması enflasyon eşitsizliği olarak tanımlanıyor. Enflasyon eşitsizliği aynı zamanda gelir eşitsizliğini de arttırıyor. Enflasyon eşitsizliği sorunu ile ilgili olarak kamunun yapabileceği ilk olarak gelir düzeyine göre transferler ve destekler. Diğer bir yöntem bu eşitsizliklerin servet vergileri ile düzeltilmeye çalışılması. Hem transferler/destekler hem de servet vergilerinin uzun dönemli olumsuz etkileri de var. Bu nedenle, merkez bankasının kendi yasasında yazdığı gibi fiyat istikrarına öncelik vermesi daha doğru bir çözüm olarak gözüküyor.

Türkiye’nin tüketici ve üretici enflasyonu diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışmış durumda. Son dönemde yaşadığımız enflasyonda enerji fiyatları, tedarik zincirinde kırılmalar ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi gibi diğer global faktörler yer alsa da TCMB’nin Eylül 2021’den itibaren politika faizini aşağı çekmesi ve Türk Lirası’nın hızlı değer kaybı enflasyonun hızlanmasına neden oldu. Tekrar 1990-2000'lerdeki yapışkan enflasyon sürecine girmememiz için enflasyonu düşürecek önlemleri içeren para ve maliye politikalarının uygulanması gerekiyor.

Yaşanılan bu Enflasyon ile alacaklılar arasında nasıl bir bağ var?

Enflasyon, TL bazlı para alacağının gün geçtikçe değer kaybetmesine sebep oluyor. Kanun, alacağını geç tahsil eden para alacaklısına, zararının tazmini amacıyla faiz talep etme hakkı veriyor. Fakat para alacağı enflasyon oranında değer kaybeden alacaklı, kendisine verilen ve enflasyondan daha düşük olan faiz oranıyla yetinmek zorunda değildir. 

Örneğin bugün resmî enflasyon yüzde 70'ler civarında iken, parasını geç tahsil eden kişiye ödenecek faiz oranı ise, ticari faiz ödense bile en fazla yaklaşık %16 civarındadır. Böyle olunca, parasını geç tahsil eden kişi, enflasyon sebebiyle gerçekleşen değer kaybının karşılığını alamamaktadır. İşte enflasyonun gecikme faizinden yüksek olmasının  para alacaklıları bakımından yarattığı sorun budur.

Enflasyon ve gecikme faizi oranları arasındaki fark, talep edilebilir mi?

Para alacaklısına faiz talep etme imkanı veren kanun, faizin gerçek zararı karşılamadığı durumda alacaklıya ek tazminat talep etme hakkı da vermiştir. Bunun sonucu olarak, örneğin alacağını bir yıl geç tahsil eden kişiye verilen ticari faiz oranı %16 civarında olacak, alacaklı ise, enflasyonun yüzde 70'ler civarında gerçekleştiğini iddia ederek aradaki 54 puanlık farkı ek tazminat davası açarak talep edebilecektir.