Dolar $
32.17
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.52 -0.18
Sterlin £
41.12
%-0.07 -0.03
Çeyrek Altın
4093.14
%1.72 68.27
SON DAKİKA
EKONOMİ Pazartesi 11 Temmuz 2022 02:51

GÜÇLÜ DOLARA KARŞI YEREL PARA HAMLESİ

Uluslararası dolar endeksinin (DXY) tarihi 107 sınırını aşmasıyla euro ve yen dahil dünyada çok sayıda ülke para birimi değer kaybetti. Ülkeler ekonomik istikrarı koruma ve dolar hakimiyetinden kurtulma adına para politikalarında değişikliğe gidiyor. Bu ülkelerin başını Rusya, İran, Çin ve Türkiye çekiyor.

Güçlü dolara karşı yerel para hamlesi

Sedat YILMAZ

ABD ekonomisindeki ve dolardaki istikrarsızlıklar, diğer ülkeler için risk kaynağı olmaya devam ederken büyük miktarda dolar rezervine sahip ve dış ticarette dolar kullanan ülkeler, küresel krizin iyiden iyiye belirginleştiği dünya konjonktüründe alternatif çözümler arıyor. Söz konusu çözümler arasında doların dışında rezerv paralarını çeşitlendiren ülkeler yerel paralarıyla da karşılıklı ticaret yapmanın yollarını arıyor.

Uluslararası dolar endeksinin (DXY) tarihi 107 sınırını aşmasıyla euro ve yen dahil dünyada çok sayıda ülke para birimi değer kaybetti. Ülkeler ekonomik istikrarı koruma ve dolar hakimiyetinden kurtulma adına para politikalarında değişikliğe gidiyor. Bu ülkelerin başını Rusya, İran, Çin ve Türkiye çekiyor.

Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Batı ambargosuna maruz kalan Rusya ve uzun yıllardır ABD ve Batı müeyyideleriyle yaşamak zorunda kalan İran’ın yanı sıra Çin ve Türkiye de dolar hegemonyasına karşı sermaye piyasaları, dış ticaret, para ve maliye politikalarında farklı çözümlere imza atmaya çalışıyor. Son dönemde küresel ekonomide korunların artmasının yanında yaptırımlarla ön plana çıkan Rusya ve İran doları ticari işlemlerinden çıkararak farklı bir ekonomik model denemesi için ekonomik model geliştiriyor. Türkiye de Türk Lirası ile ticaretini fazlalaştırmayı planlıyor.

Doların paralara baskısı zirvede

Uluslararası piyasalarda DXY’nin 107 puanı aşmasıyla ülkelerin para birimleri doların baskısı altında büyük oranda değer kaybetti. Avrupa parası euro/dolar paritesi 1,01’e kadar inerken dolar/yen paritesi 136’yı gördü. Buna karşılık dolar karşısında dip yapan Rusya parası ruble son dönemde toparlanarak ruble lehine parite olarak 60,9 değerine yükseldi.

Ülkelerde yerel paraları ezen dolardaki güçlenmeye rağmen dolar/yen paritesi 6,70’te direnirken İran parası riyal 42.000’de 4 yıldır dolara karşı istikrarlı bir tablo çiziyor. Doların baskıcı hakimiyetini kırmak için Rusya, Çin, İran, Türkiye ve diğer ülkeler sermaye piyasaları, dış ticaret, para ve maliye politikalarında yerli ve milli uygulamaları devreye almaya çalışıyor.

İran Mehr Haber Ajansı kaynaklı Bloomberg’in haberine göre, İran ve Rusya, doları ticari işlemlerden çıkarmak için çalışmalar başlattı. İran Merkez Bankası Başkanı Ali Salihabadi, yaptırımlar altındaki Tahran ile Moskova arasında bankacılık, finans ve ekonomik alanlarda bazı önemli anlaşmalar sağlandığını ve iki ülkenin karşılıklı ticari işlemlerde ABD doları yerine ulusal para birimlerini kullanmayı planladığını söyledi.

Ülkeler finans ilişkilerini geliştiriyor

İran, 2018’den bu yana ABD’nin tek taraflı yaptırımlarına maruz kalırken Rusya da Şubat’ta Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş sonrasında uluslararası yaptırımların hedefi haline gelmişti.

İran Merkez Bankası Başkanı Salihabadi, Rus yetkililer ile yaptığı görüşmelerde iki ülkenin finans ve bankacılık alanlarındaki ilişkilerini geliştirme yönünde önemli adımlar attığını belirtti. Karşılıklı ticarette dolar ve euronun devreden çıkarılarak ulusal para birimlerine geçiş yapılmasıyla ilgili atılacak adımların görüşmelerde ele alındığını aktaran Salihi, “Ulusal para birimlerinin kullanılması, Rus yetkililerle yapılan görüşmelerde önemli istişare eksenlerinden biriydi ve yakında varılan anlaşmaların uygulanmasını göreceğiz” dedi.

Salihabadi, Moskova ziyareti sırasında Rusya ile ticari ilişkileri kolaylaştırmak için varılan anlaşmaların yakın gelecekte hayata geçirileceğini ve olumlu sonuçlarının iki ülkede de hissedileceğini dile getirdi.

İki günlük ziyaret kapsamında beraberindeki heyetle Rusya'ya giden Salihabadi, Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak ile bir araya gelmiş, görüşmede iki ülke merkez bankaları arasındaki bankacılık iş birliğinin geliştirilmesi için anlaşmaya varılmıştı.

Çin’in ABD’ye karşı ticaret savaşı

Yerel para ile ticarette Çin başı çeken ülkeler arasında ABD’nin ticaretteki belalısı olarak faaliyetini sürdürüyor. 30 yıla varan ticaret savaşı iki ülkeyi bugünlere taşıdı. ABD’nin Çin ile olan ticaret açığı yüzde 15 artışla 360 milyar dolara yaklaştı. ABD, sürekli Çin’in dolara karşı kur çıpası uyguladığı yolunda şikayette bulunuyor.  

Çin Hükümeti ticaret dışı alanda da ABD ve ABD şirketlerine zorluklar oluşturarak cevap veriyor. Örneğin gümrük muayene, karantina kontrolü ve yangın denetimi gibi düzenleyici önlemleri alabiliyor. Çin’de faaliyet yapan Qualcomm, JP Morgan Chase ve Micron gibi ABD kökenli şirketler bugün birçok zorluklarla yüz yüze rahatlıkla gelebiliyor.

ABD – Çin ticaretini yorumlayan analistler, Çin ile ABD arasında ortaya çıkan ticaret savaşının tarihsel köken itibarıyla neo-merkantilizm (ihracatı en yükseğe, ithalatı en düşük seviyeye düşürmek) olarak adlandırıldığını, ABD uyguladığı merkantilist politika uygulamaları ile ekonomisini koruma amacı güttüğünü söylüyor.

 “ABD’nin iddiası Çin’in haksız rekabet unsurları ile dış ticarette aleyhte bir yapı ortaya çıkardığı yönünde” diyen analistler, Çin’in ise ABD’nin merdiveni itme içgüdüsü ile kendini korumaya çalıştığını vurguluyor.

ABD ile ilişkiler bozuldu TL öne çıktı

ABD ile ilişkilerin bozulmasından sonra Türk Lirası ile dış ticarete ağırlık veren Türkiye bu yıl ilk 6 ayda ihracatta yerel para ağırlık oranını yüzde 68,4 arttırdı. Bu yılın ilk 6 ayında 50,6 milyar liralık ihracat yapan Türkiye 101,7 milyar liralık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye söz konusu dönemde 164 ülkeye ait yaklaşık 7 bin firma ile Türk Lirası dış ticareti yaptı. 2021 yılı itibariyle 205 ülke ile Türk Lirası ticaret hacmini 183 milyar liraya çıkaran Türkiye bu yılın ilk çeyreğinde Türk Lirası ile 67,6 milyar liralık dış ticaret hacmine ulaşmıştı.  

Konuyu değerlendiren analistler, dış ticarette ulusal para kullanımının ülkelerin döviz ihtiyacını azaltarak özellikle Türkiye gibi dövize bağımlı ülkelerde, kurlarda spekülatif müdahalelerin önlenmesinde önemli bir role sahip olduğunu bildiriyor.

Uluslararası ticaretin ulusal parayla yapılmasının ihracatçının öngörülebilirliğini artırdığını dile getiren analistler, “Böylelikle cari açığın artışı kısmen de olsa önlenebilir. Türkiye'nin, TL’nin ne ölçüde konvertibl olduğunu görerek, dış ticaret fazlası verdiği ülkeler  –İran gibi- yerine, yüksek açık verdiği ülkelerle -Rusya, Almanya gibi- TL cinsinden ticaretini arttırması gerekiyor. Bununla birlikte TL’nin konvertibl özelliği taşıması onun uluslararası işlemlerde aranan para niteliği taşıdığı anlamına gelmiyor. Çünkü bu konuda önemli olan TL’nin konvertibl özelliği değil rezerv para özelliği taşıması” yorumunu yapıyor.

Dolar dalgalandıkça kırılganlık artıyor

Türkiye’nin finansal globalleşme, makroekonomik istikrarsızlıklar ve finansal yapıdaki zayıflıklar nedeniyle kendi iradesi dışında gelişen, önceden tahmin edilemeyen bir olayla karşılaştığında ekonomi cephesinden negatif reaksiyon gösteren yani ‘kırılgan’ bir ülke olduğunun altını çizen analistler, “Bu nedenle ülkenin dolara bağımlılığı arttıkça ABD ekonomisinde ve dolarda meydana gelen dalgalanmalara duyarlılığı artıyor. Türkiye de bu risklerden kaçmak için alternatif çözümler arıyor. Türkiye'nin ABD harici ülkelerle ticarette dolar kullanımını azaltmaya, dış ticarette ulusal para kullanmaya çalışması; bu arayışın bir gereği, riski dağıtmanın bir yolu olduğu gözleniyor. Dolayısıyla döviz kuru riski ne kadar dağıtılabilirse oluşabilecek ekonomik zarar o derece aza indirgenecek” diyorlar.

Ülkelerin TL’ye güveni, TL rezervi artmadıkça ve TL’nin rezerv para niteliğine doğru yol almadıkça dış ticarette kullanım oranının istenilen seviyeye ulaşamayacağına işaret eden analistler, “Bu durumda, uluslararası ticarette ulusal paranın kullanılmasında sadece konvertibl olma özelliğinin yetmediği, rezerv para özelliğinin de bulunması gerektiği görülüyor. Öte yandan uluslararası ticarette TL kullanımının rasyonel ekonomik politikalar temelinde değil de doların anavatanı olan ABD ile yaşanan gündelik/politik sorunların ve ani kur dalgalanmalarının hemen ertesinde gündeme gelmesi Türkiye’nin bu konudaki inandırıcılığına ciddi anlamda gölge düşürüyor” değerlendirmesini yapıyor.

Analistler dış ticarette ulusal para kullanımının koşullara göre değişebilen ülke gündemine göre değil sağlam ekonomik politikalara göre şekillenmesi gerektiğini vurguluyor.

Dolara karşı cephe genişliyor

Çin, Rusya, İran ve Türkiye’nin yanında Güney Kore, Suudi Arabistan, Venezüela ve Sudan’ın dolara karşı açık veya kapalı savaş başlattığını belirten analistler, İran’ın dışında Çin ile Rusya arasındaki ulusal para kullanma ittifakının nihai amacının küresel ekonomide ABD'nin kontrolünden çıkılarak bağımsız bir sistem inşa etmek olduğuna dikkat çekiyor.

Analistler, son günlerde kurdaki yükselişi ve artan oynaklığı kontrol etmeye ilişkin Türk Lirası özendirilmeye devam edildiğini, bunların içerisinde ihalelerin TL ile yapılmasından tutun da devlet varlıklarını TL’ye çevirmeye kadar birçok adımın göze çarptığını dile getiriyor.

Dış ticaret anlaşmaları TL’nin dünya para birimleri arasında kullanılırlığın artırılması ve ülke içerisinde dövize bağımlılığın azaltılması açısından önem taşıdığının altını çizen analistler, “Ancak ABD Doları, euro, Japon Yeni gibi uluslararası ticarette kullanılan para birimleri arasında TL’nin şu an yeterince konvertabıl olmamasından ötürü yerini alması için henüz erken olabilir” diyorlar.

Türk Lirası’nın dış ticarette kullanımının attırılması için yapılması gerekenleri açıklayan analistler, “TL’nin değerinin, ticarette hedeflenen ülke para birimleri karşısında sabitlenmesi, TL ticareti yapılacak ülkelerle, kur riskinin kimin tarafından ve nasıl alınacağının belirlenmesi, dolar ve euro yerine TL ile ticaret yapılacak ülke bankaları ve merkez bankaları arasında swap gibi gerekli adımların atılması ve dış ticaret fazlası verilen ülkelerle değil yüksek ticaret açığı verilen ülkelerle TL ticaretine ağırlık vermek faydalı olacak” şeklinde konuşuyor.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR