SON DAKİKA
İTHALAT VE İHRACAT Cuma 14 Kasım 2025 09:28

İHRACATÇI BİRLİKLERİNİN TAMAMI KALDIRILMALI

AYSAD Başkanı Sait Salıcı, sektördeki kurumsal yapılanmaya ilişkin dikkat çeken bir yaklaşım ortaya koydu. İthalatçılar Birliği'ne gerek olmadığını söyleyen Salıcı, "Mevcut sistemde İhracatçı Birlikleri'ne dahi gerek yok. Birlik enflasyonu yaşıyoruz. Tüm kurumlar tek masada toplanmalı" çağrısında bulundu.

İhracatçı birliklerinin tamamı kaldırılmalı

Hakan ÖZBAY

Ayakkabı ve yan sanayi sektörü, küresel pazardaki daralma ve iç piyasadaki maliyet baskıları altında zorlu bir virajdan geçiyor. Mevcut durumunu değerlendiren Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Sait Salıcı, sadece ekonomik verileri değil, sektörün yönetim şeklini ve bürokrasiyle olan ilişkisini de masaya yatırdı.

Fuar katılımlarında yüzde 30’luk bir düşüş yaşandığını ancak bunun "butik ve nitelikli" bir buluşmaya dönüştüğünü belirten Salıcı, asıl çözümün yapısal reformlarda ve dağınık güçlerin birleştirilmesinde yattığını vurguladı.

"YAN SANAYİ VE ANA SANAYİ KAVGASI ÇIKIYOR"

Sektörde zaman zaman dillendirilen "İthalatçılar Birliği" taleplerine gerek olmadığını dile getiren Salıcı, mevcut İhracatçı Birlikleri yapısının dahi sektörel çatışmalara zemin hazırladığını savundu. Salıcı, görüşlerini şu sözlerle paylaştı:

"Bence İthalatçılar Birliği'ne ihtiyaç yok, hatta daha ileri gidiyorum; İhracatçı Birliği’nin de kalkması gerekiyor. Mevcut sistemde birlikler bir tarafı düzeltmeye çalışırken diğer tarafla ters düşüyor. Örneğin, biz yan sanayici olarak ürettiğimiz tabanı veya deriyi yurt dışına satmak istiyoruz. Ancak İhracatçı Birliği, 'Ayakkabı üretilen ülkeye malzeme satarsan orada rakip yaratırsın' mantığıyla yaklaşıyor. Bu durum yan sanayi ile ana sanayi arasında gereksiz bir kavgaya, çıkar çatışmasına dönüşüyor."

ÖZBEKİSTAN ÖRNEĞİ VE TEK MASA ÇÖZÜMÜ

Türkiye’de sektörün temsil gücünün çok parçalı olmasından yakınan Salıcı, "Birlik Enflasyonu" tanımını kullanarak şu öneriyi getirdi:

"Ticaret Odası ayrı, Sanayi Odası ayrı, İhracatçılar Birliği ayrı telden çalıyor. Konya’daki dernekten İstanbul’daki komitelere kadar herkes kendi çalıştayıyla uğraşıyor. Güç bölünüyor. Oysa Özbekistan gibi gelişmekte olan bir ülkede bile ayakkabı ve tekstil için bakanlık seviyesinde yetkili tek bir kurum var. Bizim de artık 'yeni birlik kuralım' demeyi bırakıp, tüm paydaşların oturduğu tek bir masada strateji belirlememiz şart."

Ekonomik daralmanın istihdam üzerindeki etkisine de değinen Salıcı, sanayi çalışanlarının hizmet sektörüne kaymasından duyduğu endişeyi paylaştı. Motosiklet satışlarındaki artışın sanayideki kan kaybıyla bağlantılı olduğunu belirten Salıcı, "Büyümek kolaydır ama küçülmek çok sancılıdır. İşçiler sanayiden çıkıp hizmet sektörüne yöneliyor. Motor satışları arttı çünkü herkes kurye olma derdinde. Ancak herkes hizmet sektörüne giderse, yarın fabrikalar çalışacak eleman bulamayacak" dedi.

"MISIR'A SADECE MAKİNE DEĞİL HAFIZA GÖÇÜ VAR"

Sektördeki maliyet artışları nedeniyle üretimin Mısır’a kaymasını "tehlikeli bir göç" olarak nitelendiren Salıcı, gidenin sadece sermaye olmadığını vurguladı: "Mısır'a giden sadece makineler değil; Türkiye'nin yıllardır biriktirdiği 'know-how', yani iş yapma kültürü ve tecrübesi de gidiyor. Yarın ekonomi düzeldiğinde, tekrar üretim yapmak istediğimizde o bilgi birikimini ve nitelikli iş gücünü geri getiremeyeceğiz. Bu, ülkenin üretim hafızasının silinmesi demektir."

FUARDA YÜZDE 30 DARALMA

Krizin sadece Türkiye'ye özgü olmadığını, küresel bir arz fazlası yaşandığını hatırlatan Sait Salıcı, rakamlarla durumu özetledi: "Pandemi sonrası herkes imalat kapasitesini doldurmuştu, şimdi o bolluğun darlığını yaşıyoruz. Almanya'daki fuarlarda yüzde 50, İtalya'da ise yüzde 20-30 civarında küçülme var. Bizde de yüzde 30'luk bir daralma söz konusu. Ancak bu dönemde kalanlar, ayakta duranlar geleceğin oyun kurucuları olacak."

Karamsar tabloya rağmen umut vadeden projelere de imza attıklarını belirten Salıcı, üniversite-sanayi iş birliği kapsamında yaptıkları çalışmayı şu sözlerle aktardı: "Ekonomik sıkıntılara takılıp geleceği ıskalamamalıyız. Bu fuarda 50 üniversite öğrencisini ağırladık. Seçkin tasarımlarını sergileme alanı açtık. Öğrencilerin sanayinin tozunu yutması, o kokuyu alması çok kıymetli. 'Battık bittik' diyerek eğitimi kenara atamayız, bu gençler arkadan gelen güç olacak."

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR