SON DAKİKA
Turizm Pazar 26 Şubat 2023 01:00

ITHACA'DAN BUFFALO'YA KAR MAZARALI YOLCULUK

Amerika kıtasının Kuzey Batısında bulunan Ithaca kentinden başlayan yolculuk, Buffalo'ya doğru uzanıyor. Bu bölgede bulunan Dünyanın en büyük şelalesi olan Niagara'yı tamamıyla donmuş olarak görüyoruz

Ithaca'dan Buffalo'ya kar mazaralı yolculuk

Deniz DİKMEN

Aylardan Ocak ve Kuzey Amerika kıtası çok ciddi bir kış yaşıyor. Bu yazımda sizi bu bölgede yaşanan çok özel bir doğa olayına götürmek isterim. İstanbul’dan New York’a uçuyoruz. New York kışın her zaman felaket soğuk ama bu sefer gerçekten bir başka. New York bu sefer sadece bir ara durak ve buradan bir otobüse binip New York’un yaklaşık 370 kilometre kuzey batısında bulunan Ithaca kentine gideceğiz.

Otobüsümüzü beklerken New York’ta Grand Central Terminal tren istasyonunun hemen arkasındaki caddedeyiz ve küçük bir alış veriş için bulunduğumuz restorandan dışarıya kadar çıkıyorum. Sokakta rüzgar o kadar soğuk esiyor ki, şallarla, berelerimizle, eldivenlerimizle kendimizi nasıl koruyabileceğimizi şaşırıyoruz. Bir kaç dakika içinde buz kalıbına dönüyorsunuz. Keskin rüzgardan gözümü bir nebze açınca sokakta karşıma çıkan manzara kanımı donduruyor.

Hava eksi 20 derecelere kadar düşüyor

Bir ‘homeless’, yani evsiz, sokağın kuytu bir köşesine gizlenmiş. Yüzü görünmüyor ve bu dondurucu soğukta rüzgardan ve soğuktan kendini korumaya çalışıyor. Bir korku filmin sahnesi gibi. Gerçekten gözlerime inanamıyorum çünkü bir insan bu soğukta donmadan dışarda ne kadar süre geçirebilir.

Dayanamayıp bu evsize bir bardak sıcak çay ve yanına bir sandviç alıp kendisine veriyorum ama aklım o insanda kalıyor. Muhtemelen hava sıcaklığı eksi 20 derecelerde.

New York’tan gece yarısı biz yolumuza devam edip Ithaca 'Ya gidiyoruz. Lapa lapa kar yağıyor.

Dışarda gece sanırım yaklaşık eksi 35-40 dereceyi görüyoruz, inanılmaz bir soğuk var.

Yolculuğumuz bu hava şartlarında beş saat kadar sürüyor, gözlerimizi yoldan ayıramıyoruz ve sıcak otobüsümüzde çok rahat bir şekilde Ithaca 'Ya varıyoruz.

Ertesi gün gündüz bile havanın eksi 25 derecelerde olduğunu görüyoruz ve çevredeki tüm yeşil alanların kalın bir kar tabakası ile kaplı olduğunu ve göllerin ve şelalelerin tamamen donmuş olduğunu görüyoruz. Biz donsak ta burada okuyan üniversite öğrencilerin bu soğuklara alışık olduğunu görüyoruz. 

buffalo-1

Bu bölgede yaşayanları soğuk etkilemiyor

Günlük spor aktivitelerini buradaki üniversite kampüsünde şortlarıyla yapabiliyorlar ve soğuk onları sanki hiç etkilemiyor. Hava soğuk ta olsa mis gibi, güneşli ve pırıl pırıl. Bizim gibi Akdeniz bölgesinden gelen insanlar bu kadar soğuk olduğuna inanamıyor. Ithaca’yı gündüz gezerken tesadüfen çok tatlı bir Türk Lokantası’na denk geliyoruz. Sokaklarda fazla insan yok. Bizde bir anda bu Türk Lokantası’nda sığınmaya, ısınmaya ve biraz bir şeyler atıştırmaya karar veriyoruz. Güler yüzlü genç bir Türk işletmecisi bizi görünce çok seviniyor ve tatlı bir sohbete başlıyor. Buraya Türkiye’den pek kimsenin yolu düşmezmiş. Bize harika Ezogelin çorbası, kebaplar, tatlılar ve muhteşem demli çaylar servis ediyorlar. Bu havada bu sıcacık yemekler o kadar güzel geliyor ki.

Nüfus az, yerleşim yerleri küçük

Bir sonraki gün ise Ithaca’dan günübirlik Buffalo’ya gitmeyi planlıyoruz. Buralara kadar gelmişken ve vaktimiz müsaitken Amerika – Kanada sınırında Erie Gölün yakınında bulunan Niagara Şelalesi’ni görmek istiyoruz. Niagara Ithaca’nın 200 kilometre kuzeybatısında bulunuyor. Baştan biraz tereddütlüyüm çünkü yolların durumunu bilmiyoruz, kiralık aracımız var ama yolculuğun ne kadar sağlıklı olabileceğini ön göremiyoruz ve gidiş dönüş süreyi de çok kestiremiyoruz. Buralarda nüfus az, yerleşimler küçük ve seyrek. Yolda kalırsak ciddi sorun yaşayabiliriz diye düşünüyorum ama bir gayret ve cesaretle sabahın erken saatlerinde yola çıkıyoruz. Burası göller bölgesi olduğu için göllerin arasından, ormanlık bölgelerin arasından yol alıyoruz. Çam ağaçları karlar içinde. Manzaralar çok güzel. Göllerin üstündeki donmuş buz tabakası oldukça kalın. Buna rağmen kuşlar göllerin etrafında gene de uçuşup yiyecek bireyler arıyor. Rotamızdaki manzaralar çok masalsı. Öğleye doğru hava biraz ısınmış ve güneşli olsa bile hava buz. Aracımızın lastiklerin profilleri ve araç bu hava şartlarına çok uygun. Kar ve buz olmasına rağmen hiç kaymıyoruz, hiç güvensiz hissetmiyoruz. Ara ara durup çevreyi gezerek izleyerek yaklaşık 200 kilometre uzaklıktaki Buffalo’ya ulaşmaya çalışıyoruz. Yol üstü şarap üreticilerin çiftlikleri var ve yerel şarap tadımı ve satışı yapıyorlar. Küçücük kasabalarda göl kenarlarında balık restoranları var ama hepsi minicik, ormanların içine veya yolların kenarına gizlenmiş. Onları yolda giderken gerçekten keşfetmek gerekiyor. 

buffalo-2

Soğuğa rağmen ziyaretçi sayısı oldukça fazla

Yol üstünde bazı göl kenarlarında uykuda olan minik marinalar ve teknelerini görüyoruz ama kimsecikler yok. Dura dura giderek yaklaşık 4 saat sonra Buffalo’ya ulaşıyoruz ve Niagara Şelalesi’nin levhalarını görmeye başlıyoruz. Aracımızı park edip bu ulusal parka gidiyoruz. Soğuğa rağmen oldukça fazla ziyaretçi var. Meğer bu ziyaretçilerin çok fazla olmasının bir sebebi varmış.

Niagara Şelalesi, Brezilya’daki muazzam Iguazu ve Zimbabwe’deki Viktorya Şelalesi’nin yanında dünyanın üçüncü büyük şelalesi. Şelalenin bir tarafı Amerika Birleşik Devletleri’nde, diğer tarafı ise Kanada tarafında. Bu şelaleden yarım dakikada yaklaşık 168 bin metreküp su 51 metre yükseklikten aşağıya akıyor. ‘Niagara’ ise ismini muhtemelen yerel Kızılderililerin dilindeki düz anlamına gelen “Onguiaahra” kelimesinden geldiği tahmin ediliyor. Şelalenin bağlı olduğu ulusal parka giriyoruz ve masmavi şelalenin nehir kolları kısmen karşımıza çıkıyor. Buzlanmış nehir mavi renkte güneşin altında muhteşem bir şekilde parlıyor. Biraz ilerleyince şelalenin ucuna geliyoruz fakat bir sürpriz bizi bekliyor.

Dünyanın üçüncü en büyük şelalesi

Dünyanın devasa üçüncü büyük şelalesi at nalı biçiminde karşımızda duruyor fakat suları akmıyor.

Sanırım o an eksi 40 dereceyi yaşıyoruz ve şelale tamamen donmuş durumda. Karşımızda bu dev buz kütleleri, şelalenin aktığı yamaçta bir masal ürünü gibi karşımızda duruyor. Sanki birisi bir değnekle dokunmuşta nehir ve şelaleyi büyülemiş ve uykuya yatırmış gibi.

Niagara Şelalesi bildiğim kadarıyla en son 1932 yılında bu şekilde donmuş. Demek ki bu sene kış burada gerçekten olağanüstü soğuk. Parkta yürüyüş yapıp donmuş şelalenin ve nehir kolların çevresini geziyoruz. Kendimizi çok şanslı hissediyoruz çünkü donmuş Niagara Şelalesi görmek herkese nasip olmaz. Olağanüstü bir doğa olayına tanık oluyoruz. Aynı Avustralya’da Uluru ’da çölde yağmur yağdığına şahit olmak gibi. Çok özel doğa olayları bunlar ve çok keyifli.

buffalo-3

Yol kenarlarında köy tipi restoranlar mevcut

Akşamüstü hava kararmadan dönüş yoluna geçiyoruz. Ciğerlerimiz bu mis gibi havada bayram yapmış hem çok mutluyuz hem havanın soğukluğundan biraz yorgun düşmüşüz. Geri dönüş yolumuzda ise göl kenarındaki o minik köy tipi restoranlardan birine girip günün yorgunluğunu atıp nefis bir yemek yiyoruz. Yerel halk çok sade ve buradan geçen yolculara karşı çok sempatik. Bize yemek olarak harikalar yaratıyorlar. Kareli masa örtüleri, içerdeki soba ve genel ambiyans o kadar tatlı ve keyifli ki. Karnımız da doyunca akşam vakti yeni özel bir keşif yapmış olmanın mutluluğu ile güvenli bir şekilde Ithaca’daki otelimize varıyoruz.  Ümit ederim ki, siz de bir gün gelip bu güzel farklı ve muhteşem doğayı gezersiniz. 

ABONE OL