KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMI DESTEKLENMELİ
İş insanı Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere, kadın istihdamının artırılması gerektiğini belirterek, en büyük engelin talepte olduğunu söyledi. Yeşildere, istihdamda kadın sayısını artırmak için kota şartı bulunması gerektiğini söyledi, "Kadınların da daha pragmatik bakıp normalleşmeyi sağlaması lazım. Biz bu işi yüzde 50-50'ye getirdikten sonra zaten kotaları kaldırabilirsiniz" dedi

Hakan DİKMEN
İş hayatında kadınların varlığı çok önemli. Türkiye bu alanda dünyada önder ülkelerden biri. Ama günler geçtikçe iş hayatında eşitsizlik ortaya çıktı. Türkiye’de 2022 yılı TUİK istatistiğine göre okuma yazma bilmeyen çalışan kadın sayısı yüzde 12.8 üniversite eğitimi alan hanımlarının çalışma hayatındaki yüzdesi de yüzde 67.6.
Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere ile iş dünyasındaki kadın çalışan istihdamına, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki çabalarına her şeyi konuştuk.
“Eyvah CEO Doğuruyor”un genişletilmiş yeni baskısı çıktı. Kitabınızı ilk kaleme aldığınız andan bugüne gelirsek Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bir gelişim, bir değişim var mı?
Maalesef kitabın ilk okurlarıma ulaşmasından bu yana aradan geçen dört buçuk yıl içinde bir arpa boyu yol gidemedik. Ne iş gücünde ne istihdamda ne siyasetin değişik kademelerinde kadınlar, erkeklerin sahip oldukları fırsat ve haklara sahip olamadıkları için, aldıkları paylar da çok düşük seviyelerde kaldı. Covid salgının yıkıcı etkileri kadınları çok daha olumsuz etkiledi. Kadınlara yönelik erkek şiddeti arttı, kadınlar erkeklerin işledikleri cinayetlere daha çok kurban oldular ve buna rağmen de bin bir mazeretle adalet sisteminden hak ettikleri cezaları almadılar. Bu arada “bir gece” İstanbul Sözleşmesi’ne konulan imza geri çekildi ve Türkiye bu anlaşmadan çıktı. Yaklaşan seçimlerin öncesinde ise 6284 erkeklerin hakim olduğu masalarda siyasi pazarlıklara meze edilmeye devam ediliyor. Özetle Cumhuriyetin yüzüncü yılını kutluyoruz ama toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde daha da vahim bir noktaya doğru gerileyerek…
Bir beyin avcısı olarak şirketlerden size gelen taleplerde kadın adaya nasıl bakıyorlar?
Talepte hâlâ önyargılar var. Saha, üretim ile ilgili işler olduğunda, teknik rollerde, bir fabrika, üretim tesisi gibi rollerde, saha satış, dağıtım, tedarik zinciri gibi alanlarda, ‘kadın seyahat edebilir mi’, ‘kadın şantiyede olabilir mi’ önyargılarını zaman zaman duyuyoruz. Ama buradaki konu şu, eğer biz müşterilerimizi kadınlarla tanışın ondan sonra kararınızı verin noktasında ikna edebilirsek, o zaman birçoğu, “biz böyle kadınlar olduğunu bilmiyorduk” diyorlar. Bizim talebi değiştirmemiz gerekiyor, karar vericilerin kadındaki o değeri, çeşitliliği algılaması önemli. İnovasyon fikir ayrılıklarından doğuyor. Fikir ayrılıkları da en çok çeşitliliğin olduğu ortamlarda oluyor. Biz farklı bir şey yapmak, ilk 10 ekonomiye girmek, inovasyon yapmak istiyorsak o çift kanatlı kuşun, kanatlarından birini hiç kullanmadan ilerleyemeyiz.
Kadınların üst düzey pozisyonlara gelme konusunda en büyük engel ne?
En büyük engel arzda değil talepte. Karar vericilerin bilinçsiz önyargıları. Bu bilinçsiz önyargıların bir kısmı sizin DNA’nızdan geliyor, bir kısmı da 0-6 yaş arasında evde size yükleniyor. DNA’dan gelen “kadından yönetici olmaz, kadından iş insanı olmaz, kadından sporcu olmaz, sanatçı olmaz, ağır kaldıramaz, geç çalışamaz, akşam yemeğe çıkamaz” gibi önyargılar var. Onun üzerine 0-6 yaş arasında evde babanızın annenize olan hitabı veya onunla olan iletişimi, babanızın-annenizin evde yaptığı işler, üzerine sosyal medyada, dizilerde, okunan kitaplarda kadının nasıl gösterildiği hep beyne yükleniyor. Ve nörobilim, 0-6 yaşta beynin gelişiminin yüzde 80’inin tamamlandığını söylüyor.
İstihdamda kadın sayısını arttırmak için kota konulması pozitif bir gelişme sağlar mı?
Değişim için kota şart. Türkiye gibi ülkelerde kotalardan başka çözüm de yok. Dünyaya bakın, özellikle yönetim kurulu seviyesinde kadınların sayısını, oranını arttıran ülkeler, hep kotayla çözmüş bu sorunu. Onun için ben pozitif ayrımcılık tarafında değilim çok net regülasyonların, kotaların yanındayım. Kota konusuna zaman zaman kadınlar da temkinli bakıyor. Şöyle diyorlar, “ben kota ile o yönetim kuruluna gireceksem, girmeyeyim, kadın olduğum için değil yetkinliğim için oraya girmem lazım.” Saygı duyuyorum söylediklerine, kadının bu cesur duruşuna ama erkek öyle bakmıyor. Bu önyargı değişmediği için “old boys network” sürekli kendisine benzeyen erkekleri içeriye almaya başlıyor. Kadınların da daha pragmatik bakıp normalleşmeyi sağlaması lazım. Biz bu işi yüzde 50-50’ye getirdikten sonra zaten kotaları kaldırabilirsiniz.