KARLAR ALTINDA INNSBRUCK
Innsbruck, geç gotik tarzındaki evleri, orta çağ dönemine ait çarşısı ve eski kıvrımlı dar sokakları ile meşhur. Burası sadece 150 bin nüfusu olan bir kent olmasına rağmen Avusturya'nın beşinci büyük kenti ve Tirol Eyaleti'nin de başkentidir.

Deniz DİKMEN
Uzun süredir beklediğimiz kar yağışı nihayet geldi. Aylardır, gerek Avrupa’da gerek ülkemizde yağış yok denecek kadar azdı. Alp Dağları’nda ve doğu illerimizde alışık olduğumuz kar yoktu ki, geçen hafta itibarı ile bu bölgelerde kar yağışı başladı. Alpler gene beyaza büründü ve Türkiye’ de hem Trakya tarafında hem Doğu illerinde yoğun kar yağışları başladı. Gittikçe ısınan dünyada değişen mevsim döngüleri çok önemli ama ben bugün size Kış Spor Merkezleri’nden söz edeceğim.

En sevilen merkezlerden biri
Alp dağlarının sarp zirvelerinde birbirinden farklı görüntüler sunuyor karlı tepeler. Ayrıca, bu harika manzaralar bize elbette özlemiş olduğumuz kış spor merkezlerini hatırlattı. Aralık, ocak, şubat ve mart aylarında gerek yurtiçinde gerek yurtdışında, özellikle de çocuklarınız varsa, kışın güzel spor ve dinlenme merkezlerine gitmek muhteşem olabilir. Avrupa’da Avusturya, İsviçre, Fransa ve İtalya’daki Alp Dağları eğer kayak sporlarını ve kış mevsimini seviyorsanız olağanüstü güzellikte ev sahipliği yapacaktır size.
Ben ise bu yazımda sizi Avusturya’nın Innsbruck kentine götürmek istiyorum.
Innsbruck kenti Avusturya’nın Tirol Bölgesi’nde Alp Dağları’nda ve Inn Vadisi’nde, Almanya, İtalya ve İsviçre’nin ana yollarının kesiştiği bir yerdedir. Avusturya’nın en sevilen merkezlerinden biri olan Innsbruck, geç gotik tarzındaki evleri, orta çağ dönemine ait çarşısı ve eski kıvrımlı dar sokakları ile meşhur. Burası sadece 150 bin nüfusu olan bir kent olmasına rağmen Avusturya’nın beşinci büyük kenti ve Tirol Eyaleti’nin de başkentidir.
Innsbruck, 1964 ve 1976 Kış Olimpiyatları’na ve 1984 ve 1988 senesinde ise Kış Paralimpik Olimpiyatları’na ev sahipliği yapmıştır. Kent Alp Dağların arasında geniş bir vadide bulunmaktadır. Kuzey tarafında 2400 metre yükseklikte Karwendel Alpleri, güneyinde ise 2300 metresi ile Patscherkofel ve 2700 metre yüksekliği ile Serles Tepeleri bulunmaktadır ve hepsi dünyaca meşhur birer kayak merkezidir.

Muhteşem bir coğrafya
Biz dostlarımla Münih üzerinden bu bölgeye geldik.
Tirol Bölgesi her mevsim gezilecek görülecek muhteşem bir coğrafya. Doğayı seviyorsanız dağlık bölgeleriyle, yazın yemyeşil vadileri, nehirleri ve gölleriyle, kışın ise bembeyaz zirveleriyle, faunası ve florası ile daima insanın gözünü ve gönlünü okşar. Çok keyifli mekanlardır. Burada ister şehir içindeki eski kafelerde ve restoranlarda ister zirvedeki dağ evlerinde Avusturya’nın harika kahvesini yudumlamak, yemeklerini yemek büyük mutluluktur. Bu şirin kentte küçük ama tatlı şehir merkezini geziyoruz.
Innsbruck’un eski kenti (Altstadt) yarı dairesel mahallesi, hendek anlamını taşıyan ‘Graben’ ile çevrilidir ve günümüzde yaklaşık 800 yıllık geçmişi olan tarihi şirin bir yaya bölgesine sahiptir. Bu eski kentin sokaklarını tüm soğuk havaya rağmen keyifle geziyoruz.
Dar cepheleri, güzel kapıları, cumbalı pencereleri, payandalı orta çağ binaları ve kemerli süslemeleriyle kent görsel olarak çok başka güzel.

Tirol kültürünün izleri
Şehir merkezi asırlarca çok iyi korunmuş ve görkemli rönesans, barok ve rokoko dönemlerine ait binaların yanı sıra Tirol kültürünün izlerini taşımaktadır.
“Helblinghaus” ve 16’ıncı yüzyıla ait tarihi bir han olan ve bir dönem ziyaretçileri arasında imparatorların ve Goethe gibi şairlerin olduğu ‘Goldener Adler2’ gibi yapılar dış süslemeleriyle, melek figürleri ve renkli duvar resimleriyle ilgimizi çekiyor.
57 metre yüksekliği ile şehir kulesi ve 14’üncü yüzyıla ait eski belediye binası da görülmeden gelinmeyecek yerlerden.
Kentin en ünlü binalarından bir tanesi de altın çatı anlamına gelen ‘Goldenes Dach.’
Çatısı 2700 adet yaldızlı bakır kiremitlerle kaplı ve gotik cumbalı pencereleri olan bu bina, 1496 senesinde I.Maximilian ile Bianca Maria Sforza ile olan evliliğinin anısına inşa edilmiş. Binanın arkasındaki ‘Neuer Hof’ ise 1822 senesine ait eski bir Dük sarayı.
Kent merkezinde ayrıca Ottoburg (1494), Deutschordenshaus (1532), Burgriesenhaus (1490), Annasaeule (1706) ve bugün eyalet hükümet binası olarak kullanılan Altes Landhaus (1728) da Innsbruck’da görülmesi değer tarihi mimari yapıtlardan.

El yapımı hatıra eşyaları var
Bu tarihi kent merkezinde bu güzel yapıların arasında gezmek ve detaylarını incelemek çok hoş. İnsanlar da bir yandan eski binaların içine oturtulmuş butik dükkanlardan alışveriş yapıyorlar ve diğer yandan kafelerde ve restoranlarda keyif yapıyorlar.
Dükkanlarda el yapımı Alp Dağları motifli eldivenler, kaşkoller ve bereler, çanlar, kahve fincanları, dekoratif fenerler, kokulu çaylar, kokulu mumlar ve turistik hatıra eşyaları satılıyor.
Bir kaç saat bu eski kent merkezini gezdikten sonra çok yakında bulunan 15’inci yüzyıla ait Hofburg Sarayı’na geçiyoruz. Burası Avusturya -Macar İmparatorluğun bir yazlık sarayı ve bina İmparatoriçe Maria Theresia tarafından 18’inci yüzyılda Barok ve Rokoko tarzında tekrar düzenlenmiş ve günümüzde bir müze olarak kullanılmaktadır.

İmparatorluk sarayı
Viyana’daki o muhteşem imparatorluk sarayları gibi burası da büyük mermer salonları, olağanüstü tavan freskleri ve altın süslemeleriyle çok güzel. Bazı odalarda ise ailenin resim koleksiyonları sergilenmektedir.
Sarayda Maria Theresa’ya ve İmparatoriçe meşhur Elisabeth’in dairelerini bir bir gezerken dönemin zengin ve süslü saray hayatını düşleyebiliyoruz.
Hofburg Sarayı’na bağlı olarak burada ayrıca Hofburg Kilisesi de bulunuyor.
Kilise geç gotik dönemine 1563 yılına ait ve en önemli özelliklerden bir tanesi burada I.Maximillian’a ait imparatorluk mezarının bulunmasıdır. Kilise Alman rönesans dönemine ait en güzel eserlerden birisi olarak kabul ediliyor. Ayrıca burada imparatorun atalarına ait 28 bronz heykel ve İngiltere Kralı Arthur’un da heykelleri bulunuyor.
İmparatorluk Sarayı’na ve kilisesine ilaveten komplekse ait Gümüş Şapeli de bulunmaktadır. Burası 1587 senesine ait Arşidük II Ferdinand’ın mezar şapelidir ve adını Bakire Meryem’in gümüş görüntüsünden ve gümüş kabartmaları olan sunağından almaktadır.
Biz ise kentin altını üstünü getirdikten sonra soluğu sıcacık ve ambiyansı da çok güzel olan Hofburg Saray’ın altındaki Cafe Sacher’in bordo rengindeki kadife koltuklarında alıyoruz. O kadar yorulmuşuz ve üşümüşüz ki, lezzetli bir yemek ve ardından sıcacık bir kahveyi hak etmişiz. Kafe o kadar alımlı ve saraya yakışır ki. Garsonlar bizi gerçekten şımartıyorlar.

Mozart’ın doğduğu yer
Harika birer Avusturya yemeği yiyip sohbetler ediyoruz. İçerisi sıcacık. Yemeğin ardından aroması muhteşem kahvelerimizi ve Avusturya tatlılarımızı alıyoruz.
Keyfimize diyecek yok. Eski dostlarla harika bir gün geçirdik. Birlikte olmak ve bu küçücük ama tarihi kasabada yeni mekanlar keşfetmek gerçekten çok güzeldi.
İlginizi çekerse Innsbruck’a sadece bir kilometre uzaklıkta Schloss Weiherburg’ta Alpenzoo İnnsbruck Hayvanat Bahçesi de bulunuyor gidebilirsiniz. Alp Dağları’nda yaşayan bölgeye has kuş türlerinden, dağ keçilerinden, Alp bizonundan, dağ vaşaklarından ve ayılarından yaklaşık 150 değişik türden 2 bin hayvan görmeniz mümkün.
Ayrıca bir kaç gün bu bölgede kalacaksanız aracınızla veya tren ile yakında bulunan dünyaca meşhur Hallstatt kasabasına, Mozart’ın doğum yeri olan çok tatlı Salzburg kentine veya Avusturya’nın üçüncü büyük kenti Klagenfurt’a gidebilirsiniz. Klagenfurt masalımsı şatolarıyla ve güzeller güzeli Woerthersee yani Woerther Gölü ile meşhurdur.
Biz ise Alp Dağları’na çıkışımızı planlıyoruz. Buradaki dağ evlerinde veya dağ resortların birinde kalmak ve kayak yapmak elbette çok harika. Mis gibi, buz gibi dağ havasını içine çekmek insanın ömrüne ömür katıyor. Kayakların üstünde bütün gün dağların beyaz eteklerinde yanaklar kıpkırmızı oluncaya kadar kaymak büyük bir keyif. Akşam vakti dağ evine dönüp sıcacık yemeklerinizi yerken dostlarla keyifle günün sohbetini etmek de ayrı bir güzel.
Umarım bu kış aylarında siz de bu beyaz diyarlara gitmek için bir fırsat yakalar ve kışın tadını sonuna kadar çıkarırsınız.