KRİTİK MADENLERDE KÜRESEL İŞ BİRLİKLERİ ÖNE ÇIKIYOR
IAEE MECA Konferansı'nda, lityum, nikel, kobalt ve grafit gibi kritik minerallerin enerji dönüşümündeki önemi vurgulandı.

Aspilsan Enerji ve akademisyenler, yerli tedarik, verimlilik ve geri dönüşüm teknolojilerinin rekabet avantajı sağladığını belirtti. Uluslararası iş birlikleri ve standart uyumsuzlukları, kritik minerallerin sürdürülebilir kullanımını küresel ölçekte etkiliyor.
Antalya’da düzenlenen Uluslararası Enerji Ekonomisi Derneği (IAEE) Orta Doğu ve Orta Asya (MECA) Konferansı, kritik minerallerin enerji dönüşümündeki stratejik rolünü masaya yatırdı. Konferansta, lityum, nikel, kobalt ve grafit gibi minerallerin temiz enerji çağının temel kaynakları olduğu vurgulandı. Aspilsan Enerji Genel Müdürü Ahmet Turan Özdemir, “Bu mineraller artık sadece maden olarak değil, enerji dönüşümünün stratejik kaynakları olarak değerlendiriliyor.” dedi.
Elektrifikasyon sürecinin küresel pil talebini hızla artırdığını belirten Özdemir, ham madde maliyetlerinin belirleyici olsa da yerli tedarik ve verimliliğin rekabet avantajı sunduğunu ifade etti. Özdemir, değer zincirinde asıl rekabetin rafinasyon ve aktif malzeme üretiminde başladığını, bu süreçlerin teknolojik ve tedarik bağımsızlığını belirlediğini söyledi. Kullanım ömrünü tamamlayan bataryaların “geleceğin yeni madenleri” olarak görüldüğünü ve geri dönüşüm teknolojileri sayesinde metallerde yüzde 95’e varan geri kazanım sağlanabildiğini aktardı. Bu yaklaşımın karbon emisyonlarını azaltarak ithalat bağımlılığını düşürdüğüne dikkat çekti.
Konferansta kritik madenlerde uluslararası iş birlikleri ve jeopolitik stratejiler de ele alındı. Suudi Arabistan KAPSARC Kamu Siyaseti Okulu’ndan Doç. Dr. Emre Hatipoğlu, enerji dönüşümü için kritik madenlerde risk ve kriz odaklı yaklaşım yerine küresel ortaklıkların önceliklendirilmesi gerektiğini vurguladı. Hatipoğlu, Suudi Arabistan’ın Endonezya ve ABD başta olmak üzere çok sayıda ülkeye yatırım yaptığını ve değer zincirine yönelik stratejik adımlar attığını belirtti.
Shenzhen Üniversitesinden Prof. Dr. Xiaoqi Sun ise kritik madenlerin geri dönüşüm maliyetleri ve standart farklılıklarının uluslararası iş birliği için en büyük engellerden biri olduğunu söyledi. Sun, elektrikli araç bataryalarının uzun ömürlü olmadığını ve kullanım sonrası geri dönüşümün enerji ve çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik önem taşıdığını aktardı. Avrupa Birliği, ABD ve Çin’in karbon salımı ve batarya pasaportu uygulamalarındaki farklılıkların, küresel iş birliği ile aşılması gereken temel sorunlar arasında olduğu ifade edildi.
Konferans, Türkiye’nin ve diğer ülkelerin kritik minerallerdeki tedarik güvenliğini artırma, yerli üretim kapasitesini geliştirme ve sürdürülebilir enerji dönüşümüne katkı sağlama hedeflerini uluslararası bir platformda tartışmasına imkan tanıdı. Katılımcılar, minerallerin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik önem taşıdığı ve enerji dönüşümünün başarıyla ilerleyebilmesi için teknoloji, tedarik ve iş birliği konularında bütüncül bir yaklaşımın şart olduğunu belirtti.