MADENCİLİKTE HEDEF 10 MİLYAR DOLAR İHRACAT
Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Başkanı Mehmet Yılmaz, madencilik sektörünün mevcut durumunu, gelecek projeksiyonlarını ve dijital dönüşüm hedeflerini değerlendirdi.

Sektörün katma değerli üretime odaklandığını belirten Yılmaz, 2026 yılı için 10 milyar dolarlık ihracat hedefini koruduklarını vurgularken, 'Sorumlu Madencilik' anlayışının ve Endüstri 4.0 standartlarının sektörün yeni yol haritası olacağına işaret etti.
İHRACATTA KATMA DEĞER VURGUSU
Küresel belirsizlikler ve artan enerji maliyetlerine rağmen Türkiye’nin madencilikteki potansiyeline dikkat çeken Mehmet Yılmaz, 2025 yılı performansını rakamlarla ortaya koydu. Ocak-Ekim 2025 döneminde madencilik ihracatının, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 2’lik artışla 5,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirten Yılmaz, 10 milyar dolarlık hedefe giden yolun başında olduklarını ifade etti.
Yılmaz, sektörün stratejisine dair şu önemli tespitlerde bulundu: "Bizim bakış açımızda hacimsel büyümeden ziyade katma değerli üretimi artırmak öncelikli. 2026’da ihracatımızı 10 milyar dolar bandına çıkarmayı hedefliyoruz. Enerji maliyetleri, döviz kurları ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar sektörü etkilese de Türkiye’nin jeolojik zenginliği bize büyük avantaj sağlıyor. Dünyada ticareti yapılan 90 mineralin 77’si ülkemizde bulunuyor. Bu avantajı doğru kullanarak küresel belirsizliklerden bağımsız, güçlü bir sektör inşa edebiliriz."
SORUMLU MADENCİLİK DÖNEMİ
Kamuoyunda madencilik algısının yönetilmesi ve çevresel standartların yükseltilmesi konusunda TMD’nin attığı adımlara da değinen Yılmaz, bu alanda henüz gidilecek yol olduğunu ancak önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurguladı.
Eylül ayında Kanada Madenciler Derneği ile imzalanan işbirliği protokolünün önemine işaret eden TMD Başkanı, "Sorumlu Madencilik İnisiyatifi kapsamında, 2026 yılı itibarıyla üye şirketlerimizle pilot uygulamalara başlayacağız. Uzun vadede tüm madencilik şirketlerinin bu kültürün bir parçası olmasını hedefliyoruz" açıklamasında bulundu.
SEKTÖRDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM
Dünya genelinde ‘Akıllı Madencilik’ kavramının konuşulduğu bir dönemde, Türk madencilik sektörünün de dijitalleşme sürecine girdiğini belirten Yılmaz, dönüşümün henüz başlangıç aşamasında olduğunu ancak büyük ölçekli işletmelerin ciddi yatırımlar yaptığını aktardı.
Özellikle arama faaliyetlerinde veri toplama, jeolojik modelleme ve risk yönetiminde yapay zeka ile büyük veri analitiğinin kullanılmaya başlandığını belirten Yılmaz, şunları kaydetti: "Yapay zeka; sondaj optimizasyonu, cevher modellemesi ve risk analizlerinde büyük potansiyel sunuyor. Türkiye’de bu sistemler henüz tabana yayılmasa da TMD olarak teknolojik adaptasyonu ve inovasyonu teşvik ediyoruz. 2026 ve sonrası için hedefimiz; Endüstri 4.0 standardında bir altyapı kurarak üretim verimliliği, iş güvenliği ve maliyet kontrolünü bu sistemle sağlamak."
OTOMASYONLA SIFIR KAZA HEDEFİ
Dijitalleşmenin sadece verimlilik değil, iş güvenliği açısından da kritik olduğunu vurgulayan Yılmaz, otomasyon ve uzaktan kontrol sistemlerinin riskli bölgelerdeki insan unsurunu azalttığına dikkat çekti. Yılmaz, "Hedefimiz kazasız, iş güvenliğini en üst düzeyde tutan bir sektör inşa etmek. 2026–2027 döneminde bu teknolojilerin yaygınlaşmasıyla 'sıfır kaza' hedefine daha da yaklaşacağız" dedi.
KADIN İSTİHDAMINDA EZBER BOZAN TABLO
Madenciliğin geleneksel olarak "erkek işi" görüldüğü algısının yıkılmaya başladığını ifade eden Yılmaz, sektörde kadın istihdamının ofis ve mühendislik kadrolarının ötesine geçtiğini belirtti. Kamyon operatörlüğünden arama-kurtarma ekiplerine kadar zorlu görevlerde kadınların başarıyla yer aldığını söyleyen Yılmaz, TMD olarak cinsiyet eşitliğini kurumsal kültürün bir parçası haline getirmeyi ve kadınların yönetici pozisyonlarında daha aktif olduğu bir vizyonu benimsediklerini dile getirdi.
ÇEVRE DOSTU ÜRETİM
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve karbon ayak izi hedefleri doğrultusunda çevreye duyarlılığın sektörün ana gündem maddesi olduğunu belirten Mehmet Yılmaz, "Progressive Rehabilitation" (işletme sırasında başlayan rehabilitasyon) kavramını önemsediklerini vurguladı.
Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı: "Sorumlu Madencilik İnisiyatifi ile çevresel etkileri minimuma indiren, enerji ve karbon yönetimini gözeten bir anlayışı hakim kılmaya çalışıyoruz. Bağımsız çevresel denetim ve şeffaf raporlama mekanizmalarını devreye alarak hem uluslararası rekabet avantajı sağlamayı hem de toplumsal meşruiyetimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz."