VBKY’nin bilim kitaplığı, Naomi Pasachoff’un yazdığı ve Mustafa Bayrak’ın dilimize çevirdiği “Marie Curie ve Radyoaktivite Bilimi” eseriyle genişlemeye devam ediyor. Bu biyografi, Marie Curie’nin yalnızca laboratuvarda ne denli parlak ve yaratıcı olduğunu değil, aynı zamanda laboratuvar dışında da aynı derecede tutkulu bir yaşam sürdüğünü gözler önüne seriyor. Eşinin 1906’daki zamansız ölümünün yasını tutarken Sorbonne’da fizik profesörü olarak görev alan ilk kadın oluyor; iki parlak kızını özveriyle yetiştiriyor, röntgen ekipmanlarıyla donattığı minibüsleri Birinci Dünya Savaşı’nın ön saflarına gönderiyor. Albert Einstein ve 20. yüzyıl fiziğinin diğer kurucularıyla yakın dostluklar kuruyor, iki ABD başkanının desteğini kazanıyor ve dünyanın dört bir yanındaki genç kadınlara bilimi bir yaşam biçimi olarak benimsemeleri için ilham veriyor. Radyum ve polonyum gibi iki radyoaktif elementi keşfeden Curie, Nobel Ödülü kazanan ilk kadın olmasının yanı sıra iki farklı bilim dalında – 1903’te eşi Pierre ile Fizik, 1911’de ise tek başına Kimya – Nobel Ödülü kazanan ilk bilim insanı olarak tarihe geçiyor. 1934’teki ölümünden sonra Albert Einstein, “Marie Curie, tüm ünlü kişiler arasında, şöhretin yozlaştırmadığı tek kişidir” diyerek onu onurlandırıyor. O; bir fizikçi, bir eş, bir anne ve çığır açan bir profesyonel kadın olarak öne çıkıyor. Yirminci yüzyılın en ünlü ve öncü kadınlarından biri olan Marie Curie’nin bu biyografisi, bilimsel keşif ile kişisel bağlılığın ilham verici ve heyecan dolu öyküsünü sunuyor.