Mustafa DENİZ

Türkiye’nin sektör ihracatı konusunda genel bilgi verebilir misiniz? anlamında ne kadar bir fırsata çevirdiniz? İhracatınız var mı ve hangi ülkelere? 

Geçen sene itibariyle Türkiye’de kozmetik sektörünün ihracatı yaklaşık 1.3 Milyar dolar idi. Yine Türkiye genelinin sektör ithalatı da 1 milyar dolar oldu. Yani ihracata göre ithalat oranı daha az ve cari açığın olmadığı ender sektörlerden biri kozmetik sektörü. Türkiye’de büyük bir potansiyel var ve bugün geçtikçe de artıyor. Biz de firma olarak ihracatımızı gün geçtikçe daha arttırmaya çalışıyoruz. HC Care olarak 2 sene önce satışlarımızın %10’u ihracatken, şu anda % 40’lara çıkmış durumda. %60 Türkiye içinde yani iç sektörde hizmet veriyoruz. Hedefimiz önümüzdeki 2024 yılına girerken bu oranı tam tersine döndürerek, ihracatımızı % 60’lara çıkarmak ve %40 iç piyasayı oranlamak.

Şu an itibariyle 5 ülkeye ihracat yapmaktayız. Bu sayıyı 3 sene içerisinde 20 ülkeyi kapsayacak şekilde arttırmayı hedefliyoruz. 

Kozmetik sektöründe merdiven altı üretim dikkat çeken sorunlardan biri. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Tüketicilere ürün satın alırken neler tavsiye edersiniz? 

Bizim için de en önemli sorunlardan biri bu maalesef. İçeriğinde ne olduğu bilinmeyen, yeterince denetlenmemiş ve müşterileri aldatıcı reklamlara piyasaya sürülen o kadar çok ürün var ki.

Biz firma olarak 15 senedir tüketiciyi yanıltmamak ve etik kurallar içinde kalmak için azami hassasiyet gösteriyoruz. Hiçbir zaman hiçbir ürünümüzde gerçekleşmesi mümkün olmayan bir vaat ile müşterimizin karşısında olmadık. Ancak süreç içinde müşterilerin umutlarıyla oynayan ve yanlış vaatler veren yüzlerce markaya şahit olduk. Tabii önemli olan ürünün başarısı, müşteri istediği sonucu alamayınca bu firmalar da yavaş yavaş piyasadan siliniyor, işini doğru yapanlar her daim ayakta kalıyor. Biz müşteri odaklı ve yüksek nitelikli ürünler prensibi ile çıktığımız bu yolda giderek artan potansiyelimiz ile 16 yılı aşkın süredir müşterilerimize hizmet veriyoruz.

Yüksek enflasyonda tüketici tercihlerinde değişimler oldu mu?

Tüketici davranışları oldukça değişti. Kozmetik alanında son birkaç yıldır bilinçli bir tüketici ile karşılaştık. Tüketici artık içerik okuyor. Ürünlerin içerleklerini okumaları bizim için çok önemli. Sektörde işini iyi yapanlarla, kötü yapanların karşılaştırmasını tüketici artık çok rahat yapabiliyor. Özellikle fiyat fayda oranına çok dikkat ediyor. Tüketiciler çok yüksek fiyatlı ürünleri tercih etmemeye başladı. Bunun yanında ilginç bir detay da çok ucuz ürünleri de tercih etmiyorlar. Ucuz ürünlerin işe yaramadığının farkındalar. Özellikle marka tercihleri geri planda kalmaya başladı. Körü körüne bir markaya bağlanmıyorlar, içeriği güçlü olan ve fiyatları uygun olanları tercih ediyorlar. 

Hayvan Hakları kozmetik alanında önemli bir konu. Hayvanlar üzerinde test edilmemiş ürünlere çok büyük bir ilgi var. Vegan ürünleri tercih ediyorlar. Kozmetik sektöründe bu tercihler bizi çok mutlu ediyor. 

Özellikle pandemi döneminde online marketlere çok büyük ilgi var. Ürünlere güvendiği markalara tüketici online mağazalardan çok rahat ulaşabiliyor. Bu konuda son birkaç yılda önemli değişikler var diyebiliriz.

Döviz kurundaki dalgalanmalarda sektörün yaşadıkları nelerdir? Kozmetik sektöründe yıl sonu beklentileriniz nelerdir?

Hammadde ve üretim maliyetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Geçtiğimiz 6 ay içerisinde çok büyük bir döviz artışı olmadığı için fiyatlarımızda çok büyük bir dalgalanma olmadı. Geçen sene döviz artışları nedeni ile çok zorlandık. Hammaddelerimizin %80’ini ithalata dayalı, o yüzden hammaddelerimizi dışarıdan almak zorunda olduğumuz için döviz kurlarındaki dalgalanmalar fiyat istikrarımızı sıkıntıya soktuğundan müşterilerimize bunu anlatmakta çok zorlandık. Birkaç aydır dövizde bir artış olmadığı için fiyatlarımızı dengede tuttuk. Mayıs ayında seçimlerden sonra ise dövizde büyük bir dalgalanma olursa hammaddeyi yurtdışından aldığımız için fiyatlarda yeni bir uygulama yapmayı planlayabiliriz.