Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 25 Nisan 2024 tarihinde Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını gerçekleştirerek politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tutmaya karar verdi. Uzmanlar, kararın arkasında yatan temel sebepleri tek tek açıkladı. 

Temel faktör enflasyon ve kur

Son yıllarda tırmanan enflasyon, TCMB'nin en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Nisan ayı enflasyon verileri henüz açıklanmasa da, Mart ayında yıllık enflasyon %61,1'e yükselerek rekor seviyeye ulaştı. TCMB, faiz indiriminin enflasyonu daha da körükleyeceği endişesiyle temkinli davrandı. Dolar/TL kuru son dönemde istikrarlı bir seyir izliyor. TCMB, bu istikrarı korumak ve döviz kurunu kontrol altında tutmak için faiz indirimine gitmek istemedi. Türkiye ekonomisi 2023 yılında %5,3 büyüdü. TCMB, bu büyümenin 2024 yılında da devam etmesini bekliyor. Faiz indiriminin büyümeyi olumsuz etkileyebileceği endişesiyle TCMB, temkinli bir yaklaşım sergiledi.

Dış Borçlanma giderek artıyor

Türkiye'nin dış borç stoku oldukça yüksek. Faiz indirimi, dış borçlanma maliyetini artırarak ülkeyi daha da riskli hale getirebilirdi. TCMB, bu riski göze almak istemedi. Türkiye, 2023 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçimlerinin ardından yeni bir siyasi döneme girdi. Hala tam olarak oturmayan siyasi atmosfer, TCMB'nin faiz indirimi gibi önemli bir kararı almasını zorlaştırmış olabilir. TCMB, faiz kararını sabit tutarken, gelecekteki toplantılarda faiz artırımı veya indirimi yapılabileceğini de açıkladı. Enflasyon ve döviz kurundaki gelişmelere göre TCMB, faiz politikasını esnek bir şekilde yönetmeye devam edecek.

Alınan karar yerinde

Ekonomistler, TCMB'nin faiz kararını sabit tutmasını genel olarak yerinde buluyor. Ancak, bazı uzmanlar, TCMB'nin enflasyonu kontrol altına almak için daha erken harekete geçmesi gerektiğini savunuyor. Faiz kararının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri önümüzdeki aylarda daha net görülebilecek.