SON DAKİKA
GÜNDEM Cuma 22 Ekim 2021 02:26

MERKEZ BANKASI'NDAN YİNE 'ŞAŞIRTAN' İNDİRİM

Eylül ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında şaşırtan kararıyla 100 baz puan düşürerek politika faizini yüzde 18'e çeken TCMB, Ekim'i de boş geçmedi. İndirim dozunu beklenmedik şekilde 200 baz puan daha yükselten Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki banka, politika faizini yüzde 16 olarak belirledi.

Merkez Bankası'ndan  yine 'şaşırtan' indirim

Sedat YILMAZ

Merkez Bankası (TCMB) dün gerçekleştirdiği Ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında Eylül ayında 100 baz puanla başlattığı indirim serisini devam ettirerek politika faizini 200 baz puan daha düşürerek yüzde 18’den yüzde 16’ya düşürdü.  TCMB Para Politikası Kurulu karar metninde faizde yılsonuna kadar sınırlı alan kaldığını belirtmesi en dikkat çeken ifade oldu. Piyasa ise Merkez Bankası’nın ortalama 50  baz puan faiz indireceğini öngörmüştü.

Banka geçen Eylül ayında 100 baz puan indirim yaparak politika faizini yüzde 18’e çekmişti. TCMB böylece son iki ay içerisinde 300 baz puan faiz indirerek yılsonuna kadar faizde düşüşlerin devam edeceği sinyalini de verdi.

Merkez Bankası’nın faiz indirdiği gün içinde hareketi en çok merak edilen dolar, 9,4867 ile tüm zamanların yükseğini görürken, euro 11 lirayı geçti. Yurt dışındaki ons altına göre değil de, yurtiçi dövizi takip eden altın ise gün içinde 545 lira ile rekor kırdı. Gün içinde gelen satışlarla dolar 9,42 lira, euro 10,99 lira ve altın ise 540 lirada dengelendi.

Türkiye'nin kredi temerrüt risk primi (CDS) 443,80 puanda seyrederken 2 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 3,45 düşerek yüzde 17,90 indi. 5 yıllık tahvil faizi yüzde 19,62, 10 yıl vadeli tahvil faizi ise yüzde 20,26 olarak günü tamamladı.

Hibrit yönetim dikkat çekiyor

Eylül ayı PPK toplantısından bu yana “enflasyon üstü faiz politikası”nı bırakan TCMB’nin, içinde hem gevşeme ve hem sıkılaştırma sistemlerinin uygulandığı hibrit yönetimle para politikasında denge oluşturmaya çalıştığını belirten ekonomistler, küresel merkez bankalarının da ileriye dönük belirsizliklerini koruduklarını ve kısa vadeli uygulamalarla genişleme ağırlıklı bir politika yürüttüklerini belirtiyor.

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) karar metninde faizlerde düşüşün yılsonuna kadar yavaşlayacağı anlaşmasına karşılık sonraki aylarda faizdeki durumla ilgili projeksiyonun 28 Ekim’de yayımlanacak yeni Enflasyon Raporu’nda daha iyi gözleneceği tahmin ediliyor.

Yurtiçi ve yurtdışında yüzde 50’yi geçmeyen indirim tahminlerini altüst eden, yılsonuna kadar çekirdek verileri ve enflasyonun yükselişindeki etkenleri geçici olduğunu öngören ve küresel merkez bankalarının salgın sürecinde genişleme politikalarını devam ettirme kararı aldığını belirten TCMB, yönetim kurulunda yaptığı değişim rüzgârını da arkasına alarak politika faizini yılsonunda Orta Vadeli Program’da (OVP) tahmin edilen yüzde 16,2’lik enflasyonla eşitledi.

Faiz indirim kararını genelde yurtdışı gelişmelere göre aldığı gözlenen TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) karar metninde, “Gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir” denildi.

Cari denge ve fiyat istikrarı

Öncü göstergelerin yurtiçi ve yurtdışı taleplerde toparlanma sebebiyle güçlü seyrettiğine işaret edilen TCMB karar metninde, ihracattaki artış eğilimiyle yıllık cari işlemler dengesindeki iyileşmenin fiyat istikrarı hedefi açısından önem arz ettiği dile getirildi.

Son dönemlerde enflasyondaki yükselişleri arızi olarak değerlendiren Merkez Bankası’nın PPK metninde, sürdürülen sıkılaştırma neticesinde krediler ve iç talep üzerinde yavaşlatıcı etkilerin oluştuğu, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için uygulanan makro ihtiyati tedbirlerin olumlu etkilerinin gözlendiği, iç ve dış talepler, çekirdek enflasyon verileri ile arz şoklarının analiz edilerek 200 baz puan faiz indirim kararı alındığı kaydedildi.

PPK metninde, enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmelerinin etkili olduğuna dikkat çekildi ve  “Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yılsonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi.

İlk kez iklim değişikliği kararı

Kurul karar metninde, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçların kararlılıkla kullanılacağı kaydedildi. PPK karar metnine ilk defa, “İklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır” ifadesinin girmiş olduğu gözlendi.

PPK karar metninde, “Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır” açıklaması yapıldı.

PPK karar metninde, öncü göstergelerin yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret ettiği, aşılamanın toplumun geneline yayılmasının salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanıdığı belirtildi. Metinde, dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlendiğine değinildi.

Ekonomistler iyimser bulmadı

Merkez Bankası’nın 200 baz puanlık faiz indirimi ekonomistler açısından olumsuz karşılandı. Bürümcekçi Araştırma ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Haluk Bürümcekçi, “TCMB'nin politika faizini beklentilerin çok üzerinde indirmesi TL açısından çok olumsuz bir gelişme oldu. Merkez Bankası yılsonuna kadar sınırlı indiririm diyor, ama yeni yılda indirimlerin devamına kapıyı kapamıyor. Öte yandan, karar metninde yüklü faiz indirimi sonrası ilave indirimler için yılsonuna kadar sınırlı bir alan kaldığının belirtilmesi yılın son iki toplantısında toplam 50-100 baz puan aralığında daha indirim olabileceğini düşündürüyor" dedi.

Bürümcekçi, faizlerde düşüşün yılsonuna kadar yavaşlayacağının anlaşıldığını, ancak gerçek kanaate ulaşmak için 28 Ekim’de yayımlanacak Enflasyon Raporu’nun beklenmesi gerektiğini söyledi.

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında zayıflayan liraya rağmen faiz indirimi ve ‘sınırlı alan’ vurgusuna temas etti.

“Merkez Bankası, bir kez daha piyasa beklentilerinin ötesine geçerek alışılmışın dışında bir perspektif çerçevesinde bu sefer çekirdek enflasyonun da altına doğru bir faiz indirimi gerçekleştirdi” diyen Enver Erkan, son hafta yoğun bir bürokrasi trafiği geçiren Merkez Bankası’nın son dönemde odaklandığı alt enflasyon göstergesini uygulamadan çıkardığını, geçici enflasyon vurgusunu öne çıkardığını ve bu yıl için faiz indirimi çizgisinde ‘sınırlı alan’ı eklediğini belirtti.

Parasal gevşeme sürecek

Firmaların finansman maliyetleri kapsamında ‘yüksek faizin yüksek enflasyona neden olduğu’ görüşüne paralel Merkez Bankası’nın bir perspektif oluşturmuş olabileceğine vurgu yapan Enver Erkan, faiz indirimlerine çekinceli yaklaşan TCMB yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması çerçevesinde faiz artırımları ve gevşeme tandansının devam edebileceğinin görüldüğünü kaydetti.

 Enver Erkan, TCMB’nin enflasyonu artırıcı risk faktörlerini geçici olarak nitelendirdiğini, enflasyondaki son artışların da arz kaynaklı faktörlerden kaynaklandığını bildirdiğinin altını çizerek, “Dolayısıyla, yakın dönemli politika adımları açısından alan teoride sınırlı olsa da, enflasyonda ilerleyen dönemde düşüş beklentisinin ön planda olması faizlerin indirilmesi konusundaki isteğin ve eğilimin süreceğini göstermektedir. Bu da, Merkez Bankası’nın Mart ayından sonra kademeli olarak azalan sıkılığının, Eylül’den sonra çok daha hızlı bir şekilde gevşetilmesinin ardından, rotanın benzer şekilde devam edeceğini gösteriyor. Tabii, bu dönemde artan finansal piyasa oynaklığı ile beraber liranın değer kaybının enflasyon konusunda daha zorlayıcı olacak olması, bu para politikası rotasına ilişkin çok önemli çekinceler potansiyelini de ortaya koymaktadır” yorumunu yaptı.

 Enflasyonda kısa kalan faktörler

“Enflasyon ve faiz pozitif ilişkisi” görüşünün Türkiye gibi ithal maliyetleri ağırlıklı olan bir ekonomide denklemin diğer tarafında döviz kuru olduğu için kısa kaldığını dile getiren Tera Yatırım Başekonomisti Erkan, faizlerin yeterince yüksek olmadığı ve yatırım cazibesinin düşmesiyle dolarizasyon etkisi üzerinden kurların artmasına neden olduğunu söyledi.

Erkan, “Bu da, ithal girdi ve son ürünler üzerinden enflasyonist baskının yükselmesine sonucunu beraberinde getirmektedir. Yerel paranın değer kaybı ve oynaklığının da yüksek enflasyon olarak geri dönmesi bu şekilde olmaktadır. Ekonomideki ithal hammadde ve enerji girdisi kullanımı çok yoğun bir oranda döviz kurlarına bağlı olduğundan dolayı, bunun tüketici tarafındaki fiyatlara yansıması anlamında farklı zamanlamalı ve katsayılı etkiler söz konusu olmaktadır” dedi.

TCMB politikasında büyümenin yüksek kalmasına ve ticari kredilerin gevşemesine yönelik perspektifi ele alan daha düşük faiz oranları isteğinin yeni uygulamada ana hatlar olarak görülebileceğini dile getiren Erkan, “enflasyon seviyelerinin şu anda Merkez Bankası politikasının ana hatlarını belirlemediği varsayımıyla beraber de daha fazla gevşeme konusundaki ihtimal dışlanamaz” ifadelerini kullandı.