MERKEZ ENFLASYONDA DÜŞÜŞE ODAKLANDI
Yüksek enflasyon beklentilerinin fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmayı sürdürmesi sebebiyle 'enflasyon üstü faiz'de kararlı duruş sergileyen TCMB, politika faizini yüzde 19'da sabit tuttu ve gelecek aylara yönelik enflasyondaki düşüş için beklentiye geçti.

Sedat YILMAZ
Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) Ağustos ayı toplantısında politika faizini yüzde 19’da beşinci kez sabit bıraktı. Banka, ‘enflasyon üstü faiz’ politikası doğrultusunda sıkılaştırmanın kararlılıkla sürdürüleceğini bildirdi.
Böylelikle, faiz koridoru (gecelik borç alma/verme) yüzde 17,50 – yüzde 20,50 aralığında kaldı. Benzer şekilde, Geç Likidite Penceresi (GLP) Borç Verme faizi yüzde 23,50 ve GLP borç alma faizi yüzde 0,00 olarak kaldı.
PPK metninde enflasyon görünümü ve politika duruşuna yönelik değişiklik görülmedi. Enflasyon görünümü ve para politikası duruşuna yönelik mesajlar, 14 Temmuz’daki önceki PPK toplantısı sonrasında yayınlanan metinle büyük ölçüde aynı şekilde oluştu.
Temmuz ayı enflasyonun yüzde 18,95 olarak gerçekleşmesiyle manevra alanının daralmasına, portföy yatırımları için uygulanan reel faiz oranının yaklaşık sıfır seviyelerine inmesine ve enflasyondaki yükselişe rağmen faiz artırma yönünde politika oluşturmaktan çekinen Merkez Bankası, yılsonu için hedeflediği yüzde 16,30’luk enflasyon hesabıyla politika faizini yüzde 19’da tutuyor. Banka pandemi ortamında parasal genişlemeyi de temkinli bir şekilde yürütüyor.
Piyasa beklentilerine paralel gösterge faizini sabit tutan TCMB, Ağustos ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonunda yurtdışı ve yurtiçi artan enflasyon trendinin finansal piyasalar üzerinde önemini koruduğunu ve riskler oluşturmayı sürdürdüğünü kamuoyu ile paylaştı.
Hedef yüzde 5 enflasyon
Bazı ürünlerde arz yönlü etkiler, uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek seviyeler ve ekonomilerdeki yeniden açılmanın etkileri sebebiyle gıda fiyatlarındaki yükselişin Temmuz ayı enflasyonunu yükselttiğini belirten TCMB, orta vadede yüzde 5 olmak üzere enflasyonda belirgin bir düşüş sağlanana kadar uygulanan mevcut sıkı para politikasının kararlılıkla devam ettirileceğini vurguladı.
Merkez Bankası, ekonomik göstergelerin enflasyonda kalıcı bir düşüşe işaret edene ve güçlü bir dezenflasyonist ortama geçilinceye kadar politika faizinin enflasyonun üzerinde bir seviyede tutulacağını tekrarladı. TCMB kararlılıkla uygulanan parasal sıkılaştırma politikasının kredi ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkisinin dikkatle izlendiğinin altını çizdi.
Fiyat istikrarına katkıda bulunan TCMB rezervlerinin artması açısından cari dengenin önemine değinen Merkez Bankası, ihracattaki güçlü artış eğilimi ve turizm faaliyetlerini canlandıran yaygın aşılamanın etkisiyle cari açığın yılın geri kalanında fazla vermesinin beklendiğini, cari dengedeki iyileşmenin fiyat istikrarı hedefini destekleyeceğini kaydetti.
TCMB PPK metninde şu ifadeler dikkat çekti: “Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir. Yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.”
Fiyat artışları sürüyor
TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) metninde; ithalat ve mevcut fiyatlamalardaki artışların yanı sıra talebin yükselişi, bazı sektörlerde arz kısıtlamaları, ekonomide Haziran’dan bu yana önce kademeli ve ardından tam açılmanın etkisiyle enflasyondaki oynaklık ve gelecek aylara yönelik enflasyon beklentilerinin fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmayı sürdürdüğüne dikkat çekildi.
Gıda fiyatlarının enflasyonun yükselişinde önemli hal aldığı belirtilen PPK metninde, uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek seviyelere ilave olarak bazı ürünlerde iklim koşulları kaynaklı arz yönlü etkilerin açılmalarla birlikte artan taleple birleşmesiyle Temmuz ayında gıda fiyatlarında artışlar gözlendiği ve söz konusu artışın enflasyondaki yükselişte belirleyici olduğu kaydedildi.
TCMB, gelişmiş ülkeler başta dünya genelinde koronavirüse karşı aşılamanın hızlanmasının küresel ekonomide önemli bir toparlanma sürecini beraberinde getirdiğini, özellikle aşılama programlarında ilerleme kaydeden ülkelerin kısıtlamaları hafifletmesiyle iktisadi faaliyette daha güçlü bir performans sergilediğine vurgu yaptı.
Uygulamalar izleniyor
Ekonomide öncü göstergelerin yurtiçinde, yurtdışı talebin de etkisiyle iktisadi faaliyetin 3’üncü çeyrekte güçlü seyrettiğine işaret eden TCMB, bilhassa aşılamanın hızlı bir şekilde toplumun genele yayılmasıyla hizmetler, turizm faaliyetleriyle birlikte ekonomik faaliyetleri daha dengeli bir şekilde gelişmesine imkân sağladığını kaydetti.
İthalat ve talebe dayalı yükselen enflasyonu frenlemek adına alınan makro ihtiyati tedbirlerdeki yeterliliğin izlendiğini bildiren TCMB, ticari ve bireysel kredi büyümesine atıf yaparak gelişmelerin dikkatlerden kaçmadığını belirtti.
Olumlu dış talep şartlarının yanı sıra uygulanan sıkılaştırmanın cari dengeyi pozitif etkilediğini belirten Merkez Bankası, ihracattaki güçlü artış, aşılamadaki ivmenin yükselmesi turizm faaliyetlerini canlandırdığını, yılın geri kalanında cari işlemler dengesinin fazla vermesi beklentisinin arttığını bildirdi. Banka, cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğiliminin banka rezervleriyle birlikte fiyat istikrarı hedefi için önem arz ettiğini ifade etti.
TCMB, fiyatlar seviyesinde sağlanacak istikrarın ülke risk primlerindeki düşüşe, dolarizasyonun gerilemesine, döviz rezervlerinin artışına ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makro ekonomik istikrar ve finansal istikrarın sağlanacağını bildirdi. Banka, bu sayede yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir devamı için uygun bir zeminin ortaya çıkacağını vurguladı.
Bardağın dolu tarafı
Merkez Bankası’nın 12 Ağustos PPK toplantısını değerlendiren ekonomistler, PPK metninde erken faiz indirimine dair sinyal verilmemesi ve gevşemeye dair mesajların olmamasını olumlu buldular. Ekonomistler TCMB’nin Temmuz TÜFE artışı özelinde vurguda bulunmasını dolaylı da olsa fiyatlardaki yüksekliğin geçici olduğunu anladıklarını söylediler.
Enflasyonun Ekim ayına kadar yüzde 18-19 bandında dengeleneceğini ve yılın son iki ayında bazı etkisinin devreye girerek yüzde 16’lar seviyesine ineceğini yorumlayan ekonomistler, TCMB’nin de belirttiği gibi enflasyon üzerinde devam eden ithalat, maliyet, talep, arz kısıtları kaynaklı mevcut yukarı yönlü risklerin devam etmesiyle TÜFE’nin gelecek aylarda yüzde 19 seviyesini aşma ihtimalinin olduğunu da kaydettiler.
Ekonomistler, söz konusu şartlar dahilinde bu yıl için bir faiz indiriminin mümkün görülmediğini, gerçekleşen enflasyon ve reel faiz getirisinin fevkalade azalması, aynı zamanda yurtiçi ve küresel enflasyon gelişmelerinin yukarı yönlü olmasının bunda önemli etken olduğunu belirttiler.
ABD Merkez Bankası’nın (FED) normalleşme adımlarıyla TCMB’nin hareket alanının bu dönemde önem kazandığını dile getiren ekonomistler, Merkez Bankası yönetiminin FED politikalarını dikkatle ve yakından izlediğine vurgu yaptılar. Ekonomistler, enflasyonu düşürme adına alınan makro ihtiyati tedbirlere karşılık bireysel kredilerde beklenen yavaşlamanın olmamasına işaret ederek yeni tedbirlerin gündeme gelebileceğini hatırlattılar.
Duruş endişeyi hafifletiyor
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da tüketici fiyatlarındaki artış oranının (TÜFE) politika faizine tehlikeli bir şekilde yaklaşarak reel faizi belli bir dönem sıfırın altına düşürme riskiyle karşı karşıya bıraktığını, ancak TCMB’nin ‘enflasyon üstü faiz’ politikasının bu endişeyi hafiflettiğini söyledi. Gelecek aylarda enflasyonun TCMB’nin taahhüdünün üzerine çıkabileceğini ve bankanın faiz artırma zorunla kalabileceğini dile getiren Erkan, beklenen faiz indirimlerinin enflasyon soğumadan gerçekleşmeyeceğini belirtti.
Halen yüzde 18,95 seviyesinde bulunan enflasyonun zayıf TL, yükselen emtia fiyatları ve hasadı kötü etkileyen kuraklık sebebiyle yükselişini sürdüreceğine dikkat çeken Enver Erkan, fiyat istikrarı için sıkı politikanın sürdürülür bir zeminde olması ve faizlerin dezenflasyonist etki oluşturacak doğrultuda sabırlı bir şekilde yüksek tutulmasının gerekli olduğuna vurgu yaptı.
Yılsonuna doğru değerlendirilmeye alınabilecek bir gevşeme ölçütünün sınırlı kalmasını beklediklerini ve sınırlı olmasını da gerekli gördüklerini dile getiren Enver Erkan, FED’in 26 – 28 Ağustos’taki Jackson Hole ve 21-22 Eylül’deki FOMC toplantılarının Merkez Bankası (TCMB) için önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Diğer yandan Merkez Bankası'nın toplam rezervleri, 6 Ağustos haftasında bir önceki haftaya kıyasla 3 milyar 290 milyon dolar artarak 105 milyar 721 milyon dolardan 109 milyar 10 milyon dolara çıktı. Böylece toplam rezervler 11 Mayıs 2018'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Söz konusu dönemde altın rezervleri, 318 milyon dolar gerileyerek 41 milyar 592 milyon dolardan 41 milyar 275 milyon dolara düştü. Brüt döviz rezervleri ise 6 Ağustos itibariyle 3 milyar 607 milyon dolar artışla 67 milyar 736 milyon dolara yükseldi.