Özellikle Japonya başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinde yoğun talep gören bu lezzet, bölgenin ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Nazilli'nin Aksu ve Işıklar mahallelerinde yetiştirilen "Şekerci Kestanesi," hem kebapları hem de kestane şekeriyle ünlü. Bu kestaneler, coğrafi işaret almış Aydın kestanesinin özel türlerinden olup, hem iç pazarda hem de uluslararası alanda büyük bir ilgi görüyor.

Bölgedeki kestane üretiminin büyük bir kısmı Nazilli'de yapılırken, bu kestaneler, elde işlenerek en kaliteli kestane şekerine dönüşüyor. Yıllık 400-500 ton kestane şekeri üreten işletme, bu ürünlerin büyük kısmını Japonya'ya ihraç ediyor. Kestane şekeri üretiminin sırlarından biri de tamamen doğal üretim sürecidir. Glikoz ve katkı maddesi kullanılmadan, sadece pancardan elde edilen şekerle üretim yapılması, bu ürünü özel kılmaktadır.

İşletmeci Ersan Çetin, "Japonlar kestane şekerini beğenmekte oldukça seçici. Fakat, bizim ürettiğimiz kestane şekeri, tamamen doğal olması ve geleneksel yöntemlerle işlenmesi nedeniyle Japonların ilk tercihi," diyor. Japonya'da bu kestane şekerine olan talebin 15 yıldır devam ettiğini belirten Çetin, bu kadar uzun süreli bir ilişki kurmanın çok kolay olmadığını vurguluyor. Japonya'nın diğer ülkelerden gelen kestane şekerlerinden daha fazla tercih ettiği tek işletme olduklarını söyleyen Çetin, "Glikoz ve katkı maddesi kullanmadığımız için Japonlar sadece bizim ürünümüzü tercih ediyor," şeklinde açıklamalar yapıyor.

Nazilli'deki kestane şekeri üretimi, yalnızca Japonya'ya değil, aynı zamanda Türkiye'nin büyük şehirlerine de gönderiliyor. İç pazarda İzmir, Bursa, Samsun, Antalya, Ankara, Muğla, İstanbul gibi büyük şehirlerdeki çeşitli işletmeler ve zincir marketler, Nazilli kestane şekerini talep ediyor. Ayrıca, bu lezzet, büyük bir pazar olan Japonya'ya ihraç edilmesinin yanı sıra, Fransa, Almanya, Rusya gibi Avrupa ülkelerine de gönderilmeye başlandı.

Kestane şekerinin üretim aşaması da oldukça detaylı bir süreçtir. Nazilli'nin yüksek rakımlı Aksu ve Işıklar Mahallelerinde hasat edilen "Şekerci" adı verilen kestaneler, üzerine düşen dikenlerin kolayca temizlenebilmesi için yaklaşık bir ay kuyularda bekletilmektedir. Bu işlem, kestanelerin olgunlaşmasını sağlar ve hasat sonrasında kestanelerin kabuklarından daha kolay ayrılmasına yardımcı olur. Kuyulardan çıkarılan kestaneler, kabuklarından ayrıldıktan sonra işletmeye getirilir. Çalışanlar, kestaneleri tek tek elden geçirerek dış kabuklardan arındırır. Ardından, 5-10 dakika sıcak suda haşlanan kestaneler, yine çalışanlar tarafından özenle seçilerek boyutlarına göre ayrılır.

İşlemdeki en dikkat çekici özellik, kestanelerin fabrikasyon yöntemlerle değil, el emeğiyle işleniyor olmasıdır. Kestaneler, dağılmaması için 4’lü gruplarda tüle sarılır ve daha sonra haşlanıp yıkanarak şuruplanır. Bu işlemden sonra, bir gün dinlendirilen kestaneler, kıvama geldikten sonra tüller açılarak ambalajlanır ve satışa sunulur.

Ersan Çetin, "Ürettiğimiz kestane şekeri, Japonya'ya ilk girdiği andan itibaren büyük ilgi gördü. Japonların bu şekerin kalitesine hayran kaldıklarını görmek bizim için çok değerli. Kestane şekerinin sırrı, kullanılan malzemenin kalitesi ve en önemlisi tamamen doğal olmasıdır. Bizim kestane şekerimizi diğerlerinden ayıran en büyük fark, fabrikasyon üretimden kaçınıp, geleneksel yöntemleri tercih etmemizdir," diyerek ürünlerinin kalitesine olan güvenini ifade ediyor.

Aydın ilinin ve özellikle Nazilli ilçesinin ekonomisi için önemli bir pazar oluşturan kestane şekerinin üretimi, aynı zamanda bölgede istihdam yaratmaktadır. İşletmelerde yaklaşık 60 kadın çalışmaktadır. Çetin, bu üretimle birlikte sadece ailelerine değil, aynı zamanda yerel ekonomiye de büyük katkı sağladıklarını belirtiyor. Özellikle kırsal bölgelerde kadınların istihdamı konusunda oldukça önemli bir rol oynayan kestane şekeri üretimi, sosyal açıdan da önemli bir fayda sağlamaktadır.