ORGANİK KOZMETİKTE KÜRESEL AÇILIM
Organik kozmetik ürünlerinin yalnızca cildi değil, ruhu ve gezegeni de koruduğunu vurgulayan Aliye Nilperi Vatandost, sertifikalı içeriklerin hem sağlıklı hem de sürdürülebilir bir yaşamın anahtarı olduğunu söylüyor

Mustafa DENİZ
Aliyes Moda ve Lüks Tüketim ürünleri Tic Ltd Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Aliye Nilperi Vatandost, Analiz’e yaptığı açıklamada, kozmetikte organik ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini belirterek, kimyasal ürünlerin tehlikelerine dikkat çekti, bu ürünlerin uzun vadede cilt bariyerini bozduğunu, gözenekleri tıkadığını, alerjilere, aknelere ve hatta daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğini vurguladı.
Organik kozmetik ürünleri tercih etmenin, cilt sağlığı açısından kimyasal içerikli ürünlere göre hangi avantajları bulunuyor?
Organik kozmetik ürünleri, doğanın bize sunduğu en saf haliyle hazırlanır. İçinde paraben, silikon, petrol türevleri, ağır kimyasallar, sentetik boya ve koku vericiler bulunmaz. Bu maddeler kısa vadede belki ciltte güzel bir his bırakıyor gibi görünse de, uzun vadede cilt bariyerini bozuyor, gözenekleri tıkıyor, alerjilere, aknelere ve hatta daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Benim markamda kullandığım COSMOS ve ECOCERT sertifikalı içerikler, doğadan alınan bitki özleri, soğuk sıkım yağlar ve doğal minerallerden oluşuyor. Yani insanın vücuduyla uyumlu, toksik yük oluşturmayan, aynı zamanda cildin kendi kendini yenileme mekanizmasını destekleyen içerikler. Buradaki en büyük avantaj, “güzellik uğruna sağlıktan ödün vermemek”. Çünkü güzellik ancak sağlıklı olduğunda kalıcı olur.
Üstelik organik ürünler sadece cildimize değil, ruh halimize de iyi geliyor. Sentetik kokular yerine gerçek bitkisel özlerle hazırlanan ürünler, aromaterapik etkiler yaratıyor, stresi azaltıyor, günlük hayatta daha huzurlu ve dengeli hissetmemizi sağlıyor.

Sertifikalandırma süreci
Organik kozmetik ürünlerinin sertifikalandırma süreci nasıl işliyor ve tüketiciler gerçek organik ürünü nasıl ayırt edebilir?
Bugün piyasada “doğal” ya da “bitkisel” etiketiyle satılan ama aslında içinde ciddi miktarda kimyasal barındıran pek çok ürün var. Tüketici burada çoğu zaman kandırılabiliyor. Gerçek organik ürünü ayırt etmenin en güvenilir yolu, uluslararası sertifikalara bakmak.
Bizim ürünlerimizde bulunan COSMOS ECOCERT logosu, Avrupa’da en sıkı denetime tabi sertifikalardan biridir. Bu sertifikayı almak için hammaddenin yetiştiği tarla bile denetleniyor. Kimyasal gübre veya pestisit kullanılmamış olması, üretim sürecinde doğaya zarar verilmemesi, geri dönüştürülebilir ambalaj kullanılması gibi birçok kriter var. Yani tüketici ambalajda bu logoyu gördüğünde gönül rahatlığıyla ürünün gerçekten organik olduğunu anlayabilir.
Kısacası sertifika, hem tüketiciye güven veriyor hem de üretici olarak bizim sorumluluğumuzu sürekli diri tutuyor.
Ucuz ürünün bedeli pahalı
Organik kozmetik sektöründe üretim maliyetlerinin yüksek olması fiyatlara nasıl yansıyor ve tüketici talebini nasıl etkiliyor?
Evet, organik üretim maliyetli bir süreç. Çünkü hammaddelerimiz sınırlı üretimden geliyor, doğal yöntemlerle elde ediliyor. Örneğin bir litre organik gül yağı elde etmek için tonlarca gül yaprağı gerekiyor. Bu da fiyatları doğal olarak yükseltiyor. Ancak burada önemli bir gerçek var: ucuz ürünün bedeli uzun vadede çok daha pahalıya çıkıyor.
Bugün ekonomik durumu daha düşük olan insanlar çoğunlukla ucuz ürünlere yöneliyor. Ama bu ürünler kısa vadede tasarruf sağlasa da uzun vadede sağlıklarına ciddi zarar veriyor. Kimyasallar cilde nüfuz ederek hormonları bozuyor, bağışıklık sistemini zayıflatıyor, hatta kanser gibi hastalıklara yol açabiliyor. Bir süre sonra insanlar çok daha büyük sağlık harcamaları yapmak zorunda kalıyor. Yani ucuz ürün aslında daha pahalıya mal oluyor.
Oysa organik ürün kullanan kişi sadece cildini korumuyor, aynı zamanda genel sağlığını da koruyor. Bu da uzun vadede hem maddi hem manevi kazanç sağlıyor. Mutlu, sağlıklı, dengeli bir yaşam için organik ürünler aslında pahalı değil; bilakis bir tür sigorta gibi düşünülebilir.
Çevreye olan katkısı büyük
Çevre dostu üretim anlayışıyla hazırlanan organik kozmetik ürünlerinin sürdürülebilirlik açısından sektöre katkıları nelerdir?
Organik kozmetiğin bir diğer önemli boyutu da çevreye olan katkısı. Konvansiyonel kozmetikte kullanılan tarım yöntemleri toprağı yoruyor, su kaynaklarını kirletiyor, ekosistemi bozuyor. Oysa organik tarım sayesinde toprak korunuyor, su kaynakları temiz kalıyor, biyolojik çeşitlilik destekleniyor.
Benim için organik üretim sadece insan sağlığı değil, aynı zamanda gezegen sağlığıyla da ilgili bir sorumluluk. Ambalajlarımızda geri dönüştürülebilir malzemeler kullanıyoruz, üretim sürecinde doğaya zarar vermemeye dikkat ediyoruz. Böylece sadece bugünün değil, yarının da dünyasını koruyoruz.
Organik kozmetik sektörü büyüdükçe, aslında sürdürülebilir yaşam anlayışı da güçleniyor. Bu sadece bir sektör değil, aynı
İhracat ve yeni alanlar
Türkiye’de organik kozmetik sektörü henüz yeni gelişiyor, ama çok büyük bir potansiyel var. Bizim amacımız yalnızca ülke içinde değil, dünya çapında da ürünlerimizi tanıtmak. Çünkü globalde de insanlar artık kimyasallardan uzak, güvenilir, sağlıklı ürünler arıyor.
Bugün ürünlerimiz Amazon Amerika, Kanada ve Meksika platformlarında satışta. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan ve Dubai başta olmak üzere Orta Doğu pazarına da açıldık. Bu bölgelerde organik ve sertifikalı ürünlere çok büyük ilgi var çünkü insanlar hem kendi sağlıkları hem de çocukları için en temiz, en güvenilir ürünleri tercih etmek istiyor.
Bunun yanı sıra biz sadece kozmetik alanında değil, organik vitamin ve takviye gruplarında da üretime girmeyi planlıyoruz. Bugün Türkiye’de vitamin konusunda büyük bir boşluk var. Dünya markaları çok yüksek fiyatlarla ürün satıyor, ancak bunların birçoğu da gerçekten “temiz içerik” değil. Biz hem içten hem dıştan sağlığı destekleyen, ciltle bütünleşen organik vitamin ve takviye gruplarıyla sektörde öncü olmayı hedefliyoruz.
Böylece hem ülkemizin ihracatına katkı sağlamayı hem de insanlara bütünsel sağlık sunmayı planlıyoruz. Organik kozmetik sadece cildi güzelleştirmek değil, aynı zamanda insanın iç dünyasını, sağlığını ve mutluluğunu da destekleyen bir yaşam felsefesi.