SON DAKİKA
GÜNDEM Pazar 14 Mart 2021 02:59

REFORM PAKETİ AÇILIMIN KAPISI

Yargı ve hukukla ilgili reformları açıkladıktan sonra hafta sonu yeni ekonomi reform paketini açıklayan Erdoğan, "Bu ne ilktir, ne de son olacak" diyerek milletin beklenti ve taleplerine göre hangi adımlara ihtiyaç duyuluyorsa o yönde adım atmayı sürdüreceklerini belirtmesi yeni açılımların habercisi oldu.

Reform paketi  açılımın kapısı

Sedat YILMAZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki aşamalı reform paketlerinden “İnsan Hakları Eylem Planı”ndan sonra “Ekonomi Reformları” paketini Cuma günü kamuoyuna açıkladı. Pakette ana hedef salgın sonrası dönemin ekonomik yapılanmasına uygun, sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli büyümek. Pakette ana hedefe ulaşmak için makro ekonomik istikrar, rekabetçi üretim ve verimlilik artışı, şeffaf, öngörülebilir ve hesap verebilir bir yönetim birinci şart olarak kabul ediliyor.

Pakette iki ana reform alanı belirlenmiş… İlki içinde kamu maliyesi, fiyat istikrarı, finansal sektör, cari açık ve istihdamın bulunduğu makro ekonomik politikalar, ikincisi ise kurumsal yönetişim, yatırımların teşviki, iç ticaretin kolaylaştırılması, rekabet ve piyasa gözetimi ile denetiminin yer aldığı yapısal politikalar.

Genel görüş, ekonomik reform paketinin Türkiye ekonomisinin yarınlarını şekillendirecek ve yeni reformlar ile gelişmelere kapı açacak bir yapıda olması. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın reform paketini açıklarken konuşmasında, “Bu reformlar, bizim için ne ilktir, ne de son olacaktır” diyerek milletin beklenti ve taleplerine göre hangi adımlara ihtiyaç duyuluyorsa o yönde adım atmayı sürdüreceklerini belirtmesi, Türkiye’yi geleceğe güvenle taşıyacak somut ve çözüm odaklı olması, bir bakıma hukuk ile yargıda ve beraberinde ekonomide yeni açılımların habercisi olarak görülüyor.

Reform paketinin özü

Açıklanan ekonomik paketle ilgili ekonomi çevrelerinin yansıttıkları mesajların özetinde programın ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam, verimlilik ve ihracat temelinde büyütme olduğu apaçık ortaya konuyor. Buna göre, paket finans sektörü desteğinde direkt olarak reel sektörü önceliyor. Özellikle program hazırlanırken özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının tam talepleri ve beklentilerinin değerlendirilmesi oldukça önemseniyor.

Yorumlarda, Türkiye’yi dünyada 10 büyük ekonomisinden biri haline getirmek hedefli reform paketinin, salgın sonrası dönemin ekonomik yapılanmasına uygun, sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli büyümeye göre planlandığı gözlerden kaçmıyor.

Siyasi istikrarın Cumhur İttifakı ile kurumsallaştırıldığı ve böylece demokratik ve ekonomik kalkınmanın temel şartlarından en önemlisinin tesis edildiği vurgulanırken bundan sonra atılan hukuk, yargı ve ekonomik reformların desteğinde yapılacak yeni sivil anayasanın, hem vatandaş, hem iş dünyası, hem yatırımcı ve dünya ölçeğinde Türkiye’yi bir güven ve istikrar adası olmasına yüksek katkı vereceği kaydediliyor.  

Şoklara dirençli ekonomi

Ekonomide kırılganlığa müsaade etmemek ve iç ve dış şoklara hazırlıklı ve dirençli hale getirmek için söz konusu reform paketinin önemli bir işlevi yerine getireceği tahmin edildiği yorumlarda makro ekonomik istikrarın tesisi ve devamlılığının esas olması gerektiği, bunu da açıklanan paketin sağlayabilecek güçte olduğu dile getiriliyor.

Ekonomik reform paketinin omurgasını makro ekonomik ve yapısal politikaların oluşturduğunun gözlendiği ifade edilen değerlendirmelerde, kamu maliyesindeki dengenin öne çıkarılması bütçe disiplini açısından fevkalade önemseniyor. 2021 için yüzde 4,3’ten yüzde 3,5’e revize edilen bütçe açığının hedeflendiği şekilde tutturulacağına dair reform paketine girmesi güven sağlayıcı olarak bulunuyor.

Bilhassa harcama disiplini, kamu borç yönetimi, vergi, kamu alım ihaleleri, döner sermaye, kamu – özel işbirlikleri ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) yeniden reforme edilerek tasarrufu öne çıkaran bütçede birlik ilkesinin güçlendirilmesi bütçede disiplini sağlayacağı ve borç stokunu azaltacağı ifade ediliyor.

Halkın ödediği bir kuruş verginin boşa gitmemesi için pakette her türlü tedbire kapı aralandığı, şeffaflık ve öngörülebilirlik ilkesinin benimsendiği bütçe ile halkın ihtiyaç duyduğu sosyal yardım müessesesinin de aksatılmadan yürütülmesinin paketin sosyal tarafının da unutulmadığına vurgu yapılıyor.

TL’nin değerini düşüren cari açık konusunda yapısal cari açığa dikkat edileceğinin açıklanması, ihracatın tabana yayılması ve sanayide yeşil dönüşümün teşvik edileceğinin belirtilmesinin önemine vurgu yapılan değerlendirmelerde kilogram başı ihracat birimindeki değeri daha yukarılara çekmek ithal ikame dahil her türlü tedbirin alınacağının söylenmesinin de ekonomide önemli bir ivmeyi beraberinde getireceği kaydediliyor.

Nakit sistemi güçlendiriliyor

Borç stokunun iç borçlanmanın tasarrufun yanında, kamu alım ihaleleriyle dış borçlanmanın azaltılması konusunda özellikle döviz cinsi borçlanmalardaki payın düşürüleceği, borçlanmalarda Türk Lirası enstrümanların kullanılacağı, borçlanma vadelerini piyasa şartlarına göre uyum sağlayacağı ve bütçe nakit sisteminin daha güçlü hale getirileceğinin belirtilmesi bütçe disiplininin gerçekçi bir yapı üzerine oturduğunun göstergesi olarak kabul ediliyor.

Kamunun ekonomide ölçek oluşturma gücünden azami seviyede faydalanabilmesi için kamu alımlarını başta stratejik olmak üzere yerli ürünlere yönlendirerek yurt içi sanayiinin gelişmesine, çeşitlenmesine ve büyümesine katkı verecek bu paketin reel ekonomiyi bu yönden de desteklemesinin önemsendiği belirtiliyor.

Pandemi ortamında ve sonrasında yurt içi ve yurt dışı yatırımcının, ticaret ehlinin vergi ve cezaları konusunda kolaylıklar sağlayan, denetimde haksız rekabeti önleyen, kayıt dışılığı önleyen ve vergiye uyumu teşvik edecek yeni takvimli reform paketinin iş yapamayan esnafı, iş dünyasını ve mükellefleri rahatlatacağı ifade edilerek her an vergi sorunlarını giderebilecek bir sistemin oluşturulması da ticaretin büyümesi açısından değerli bulunuyor.   

Emek piyasasında İş-Kur’da revizyona gidileceği, genç istihdamında dijital alanlar başta eğitimin ilk sıralarda tutulacağı bu maksatla İlave İstihdama Finansman Desteği uygulamasının başlatılacağına, SGK prim teşviklerinin devam edeceğine ve TÜİK’in ilişkili kuruluş haline getirileceğine, kooperatiflerin işlerliğinin artırılacağına dair mesajların da reel ve finans sektörünü daha umutlandıracağı kaydediliyor.

Enflasyonda tek hane

Reform paketinde halkın hayat pahalılığına karşı tepkisinin unutulmadığı ve enflasyon konusunda tüm imkânların seferber edileceğine vurgu yapıldığı kaydedilen değerlendirmelerde, enflasyonu meydana getiren yapısal ve dönemsel sebeplerin ve çözüme yönelik hususların göz ardı edilmediği, gıda zincirinin en ayrıntılı şekilde denetlenip disipline edileceği, gıda stokçuluğuna meydan verilmeyeceği, suni fiyat hareketlerine müsaade edilmeyeceği, tedarik zincirinde gıda kayıp ve israfa göz yumulmayacağı, hal yasası başta tarlada ve hallerde kalan taze meyve ve sebzeleri piyasaya kazandıracak mekanizmaların geliştirilmesinin enflasyonu düşürmede önemli rol oynayacağı kaydediliyor.

Pakette, enflasyonla mücadelede Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ticaret ve Tarım bakanlıklarının yer alacağı Fiyat İstikrarı Komitesi’nin etkin mücadele edeceğinin dile getirilmesi ile enflasyon beklentilerinin yönetilmesi, enflasyon ataletinin kırılmasını hedefleyen çalışmanın da enflasyonun düşürülmesinde etkin olacağı ifade ediliyor.

İş dünyası özellikle reform paketinde geçen, “Bu amaçla kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar, gerçekleşen enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacaktır” ibaresini önemsiyor.

Tüketicinin korunması, kayıtlılığın artırılması ve haksız rekabetin önlenmesi için  bir piyasa gözetim ve denetim kurumunun kurulmasının da ticari hayatı daha iyileştirileceği dile getiriliyor.

Daha güvenli finans sektörü

Reel sektörün en önemli destekçisi olarak görülen finans sektörünün daha da geliştirilmesine atıf yapılan reform paketinde, Türk bankacılık sisteminin sermaye yeterliliği, likidite, kârlılık ve aktif kalite gibi finansal sağlamlık göstergelerinde birçok ülkeye göre çok iyi durumda olduğu, finansal sistemdeki güçlülüğü korumak için bilhassa sorunlu kredilerle ilgili müspet adımların atılacağının söylenmesinin ekonomide önemli problemi halledebileceği belirtiliyor.

Sorunlu kredisi olsa da yaşama şansı olan şirketlere önem verileceği belirtilen pakette, finans sektörünün aktif yapısının daha kaliteleştirileceği, borçlular için de daha hızlı, esnek ve düşük maliyetli çözümler üretilmesinin söylenmesi, sorunlu kredilere karşı kurulacak girişim sermayesi fonlarıyla ekonomiye hayat kazandırılacağının belirtilmesi çarkların daha hızlandırılacağına dair mesajlar verdiğine işaret ediyor.

Finans sektörünün kurumsal altyapısını geliştirmek için yeni tedbirlerin gündeme geleceği ve bu maksatla Türkiye’nin tüm kredi ve risk verilerinin toplandığı risk merkezinin yeniden yapılandırılacağının söylenmesi de piyasalara güven veriyor.

Katılım bankacılığına da önem verilen reform paketinde sektörün gelişimi için yeni düzenlemelerin gündeme geleceği, sektörün tek çatı altında toplanması için bir merkezi danışma kurulunun kurulacağı, katılım finans tahkim mekanizmasının oluşturulacağının belirtilmesi bankacılar tarafından da olumlu bulunuyor.

Daha modern piyasalar

Para ve sermaye piyasalarında güven ve şeffaflığı öncelleyen sistemi getirmek için çalışmaların yapıldığı, piyasalarda yeni düzenlemelerin gündeme geleceği, şirketlerin halka arz süreçlerinin kolaylaştırılıp kendi öz sermayeleriyle iş yapmalarının sağlanmasına katkı verileceği belirtilen pakette, “Sermaye piyasalarında ürün çeşitliliğini artırmak için Proje Finansmanı Fonu e Projeye Dayalı Menkul Kıymetlere ilişkin düzenlemeleri tamamlıyoruz” ifadelerinin piyasaların daha da gelişmesine vesile olacağı kaydediliyor.

Söz konusu işlev ile altyapı, ulaşım, enerji, haberleşme ve sağlık alanlarındaki projelerin sermaye piyasaları yoluyla finanse edilecek bir mekanizmanın oluşturulması ve bu mekanizmaya halkın da iştirakinin sağlanacağına dair ifadelerin önemli bir adım olduğuna dikkat çekilen yorumlarda, çevreye duyarlı yatırımların finansman imkânlarından daha fazla yararlandırılması, uluslararası finans piyasalarında yoğun talep gören yeşil tahvil piyasasına dönük altyapıya işaret edilmesi de değerli bulunuyor.

Reform paketinde reel sektör şirketlerinin tahvil ihraçlarını özendirmek için Tahvil Garanti Fonu’nun kurulacağına işaret edilerek söz konusu fonun temerrüt durumunda yatırımcıya parasının bir kısmının geri verilmesi imkanının sağlanmasının şirketlere ve ekonomiye önemli destek vereceği kaydediliyor.

Şirketlerin şoklardan etkilenmemesi için sigorta sisteminin daha da iyileştirileceğini ve bu alanda ciddi reformlara el atılmasının gerekliliğinin belirtilmesinin güven ve istikrar açısından önemli bir ortam oluşturacağı dile getiriliyor.

Piyasalardan ekonomik reform paketine “bekle-gör”

ABD tahvil faizlerinin yüksek seyriyle dolar kurunun 7,50’lerde hareket etmesine karşılık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomik reform paketine odaklanan piyasalar, açıklamalardan sonra sakin bir seyir izledi. Gelecek hafta ekonomide en önemli gündem Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ve Mart ayı faiz kararı olacak. Yurt dışında ise en önemli gündem; FED’in faiz toplantısı ve FED Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı açıklamalar.

Daha çok “bekle-gör” şeklinde pozisyon alan piyasalarda bu hafta borsa, dolar, euro ve altın değer kazandı. Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 1,00, altının gram satış fiyatı yüzde 1,09, dolar/TL yüzde 1,29, euro/TL yüzde 1,09 değer kazandı. Buna göre piyasada 1000 TL’lik bir yatırım Borsa İstanbul’da 1010 lira, dolarda 1012,9 lira, euroda 1010,9 lira ve altında yine 1010,9 lira oldu.

BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi en düşük 1.526,58, en yüksek 1.580,03 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 1,00 artarak 1.557,39 puandan tamamladı. 1580’de güçlü direnç gören endeksin gelecek hafta 1550 desteğinde yukarı yönlü hareketi bekleniyor.

DOLAR/TL… ABD doları haftalık yüzde 1,29 değer kazanarak 7,5910 liraya yükseldi. 7,59 aynı zamanda kurda 100 günlük ortalamaya denk geliyor. Bu seviyede hareket etmesi beklenen kurun 7,75’lerde kuvvetli direnci var. Kur 7,50’nin altına çekilirse tekrar düşüş başlayabilir. 200 günlük ortalamaya dikkat. FED’den ve TCMB’den gelen açıklamalar kuru etkileyebilir.

EURO/TL… Kur haftalık 1,09 artarak 9,0530 liradan kapandı. Euro/dolar kuru ise dolar lehine güçleniyor. Teknik olarak 8,9 desteğindeki kur 9,2’yi geçerse yukarı yönlü hareket başlayabilir. Desteğin kırılması ise 8,5’leri yeniden gündeme getirebilir.

ALTIN… Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1,09 kazanımla 415,70 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 1,10 artışla 2.759,00 liraya yükseldi. Çeyrek altının satış fiyatı ise 674,00 liraya çıktı. ABD tahvil faizlerindeki yükseliş altın piyasasında satışlara sebep oluyor. Halen 1727 dolar seviyesinde bulunan ons altın, yatırımcı talebiyle kırılma noktası 1715’i geçti ve 1725’in üzerinde tutundu. FED’in açıklamaları onsa yön verecek. Yukarı trend görünümüne sahip gram altın ise 411 liranın üzerinde kaldığı sürece yönü yukarıda.

PETROL… Halen 69 dolar seviyesinde hareket eden brent petrolde Suudi Arabistan terminaline yapılan saldırı fiyatların yukarıda kalmasını sağladı. 70 doların altına gevşeyen brentte ABD’de petrol kule sayısının azalması ve stoklardaki artışlar fiyatları baskıladı. ABD teşvik paketi ve tahvil faizlerindeki sakinleşme piyasayı destekliyor. Brent petrolün 72 dolarda direnci, 67 dolarda kuvvetli desteği bulunuyor.

KRİTPO PARA… Piyasanın gözdesi Bitcoin 60,266 dolarla yeni rekor kırdı. Şu anda 59 bin dolar seviyesinde hareketini sürdürüyor. Bitcoin haftalık yüzde 25,27’lik kazanç sağladı. Piyasanın ikinci parası Ethereum da 1873 dolarla haftalık bazda yüzde 21 kazandırdı. 0,45 dolar seviyesinde seyreden Ripple ise haftalık bazda yüzde 1,43 kaybettirdi. Petrol milyarderi Kjell Inge Rokke de Seete isimli bir yatırımcının Bitcoin ve kripto paralara yatırım yapacağını açıklaması, piyasayı yeniden hareketlendirdi.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR