Ekonomik konjonktürdeki dalgalanmalar İstanbul sanayisinin rotasını yeniden çiziyor. Geleneksel imalat kollarında yaşanan durgunluk, ibreyi her geçen gün büyüyen savunma sanayine çevirdi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’a göre bu ilgi tesadüf değil, sanayicinin hayatta kalma ve büyüme refleksinin bir sonucu.

Bahçıvan, salondaki yoğun ilgiyi ve sanayicilerin savunma sektörüne geçiş arzusunu şu sözlerle tarif etti:

"Sanayici her zaman dinamiktir, her zaman müteşebbistir, her zaman hayal kurar. Ve o düşüncelerini, hayallerini, birikimlerini de başka alanlara kaydırabilir. İçimizdeki katılımcıların içinde savunma sanayinde çalışanlar da var ama farklı boyutlu düşünüp de 'Elindeki imkanları, kapasiteleri, fikirleri, tecrübeleri savunma sanayine dönüştürebilir miyim?' diye düşünenler de var."

Mevcut birikimin heba olmayıp dönüşeceğine dikkat çeken İSO Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Farklı sektörlerdeki birikimlerin, önümüzdeki dönemde savunma sanayimizdeki yeni gelişimlerle birleşerek o konuda bir yeni kaynak oluşturabileceğini düşünüyorum."

EN BÜYÜK PROJEMİZ ÇELİK KUBBE

Sektör değiştirmek veya üretim bandını çeşitlendirmek isteyen sanayiciler için yol haritası ise SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Murat İkinci’den geldi. İkinci, savunma sanayinin önümüzdeki dönemde odaklanacağı lokomotif alanları net bir şekilde sıraladı:

"Hava savunma sistemleri bizim için şu anda çok kıymetli sistemler. Dünyanın genelinde de hava savunma anlamında çok ciddi bir talep var. Bizim en büyük buradaki projemiz biliyorsunuz Çelik Kubbe. Çelik Kubbe kapsamındaki unsurların üretimine hız vermiş durumdayız."

İkinci, 2026 vizyonu kapsamında sanayicinin radarına girmesi gereken üç kritik başlığı ise şu şekilde özetledi:

"Önümüzdeki yıl itibarıyla 3 tane alan özellikle ön plana çıkacak: Hava savunma sistemleri; balistik ve seyir füzesi, uzun menzilli füze tarafı; drone ve bunların üzerindeki hava-hava, hava-yer mühimmatları ve bunların entegrasyonları."

YÜZDE 100 YERLİLİK DİYE BİR HEDEF DÜNYADA YOK

Tedarik zincirine yeni katılacak firmalar için konulan hedef ise sadece matematiksel bir "yerlilik" oranı değil. Murat İkinci, sektördeki "yüzde 100 yerlilik" söylemine gerçekçi bir perspektif getirdi:

"%100 gibi bir hedef aslında dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Burada mümkün olduğunca kritik teknolojileri ülkemizde üretmek ve bu kritik teknolojilerde dışarıya bağımlılığı ortadan kaldırmak temel hedef. %100 yerli bir sanayiyi hedeflemekten ziyade, sanayiyi büyütmek, üretimi artırmak ve kritik teknolojiler konusunda kesinlikle yurt dışındaki farklı ülkelere bağlılığı ortadan kaldıracak olan adımları atmamız gerekiyor."