SİDNEY'İN MAVİ DAĞLARI
Bu hafta sizi yine çok uzaklara götürmek istiyorum. Özellikle bir doğa severseniz ve hyking sporunu seviyorsanız burası tam sizlik bir yer. Gelin bu hafta Avustralya kıtasının dünyaca meşhur Mavi Dağları'na gidelim

Deniz DİKMEN
Büyük Mavi Dağlar Bölgesi olarak adlandırılan bu sıradağlar zinciri Avustralya’nın Yeni Güney Galler Eyaleti’de Büyük Sidney Bölgesi’nin batı kısmında bulunuyor.
Yerel dilde yani Aborjin dilinde bu dağların ismi Gundungurra, Colomatta veya Gulumada diye de geçiyor. Mavi Dağlar Bölgesi yüzey olarak bir milyon hektarlık bir alanı kapsıyor. Dağların doğusunda Nepean ve Hawkesburry nehirleri, batısında ve güneyinde Coxs ve Burragorang nehirleri, kuzeyinde ise Wolgan ve Colo nehirleri akıyor. Aynı zamanda da Mavi Dağlar Bölgesi’nin sınırlarını çiziyor.
Mavi Dağlar zinciri, ismini bu dağların insan gözüne mavi olarak yansımasından alıyor. Bu nedenle gerçekten çok özel bir doğa harşkası. Bölgede bulunan okaliptüs ağaçlarından yükselen yağ havaya karışıyor, buharlaşıyor ve güneş ışınlarının yansıdığı yerlerde bize mavi bir renk olarak görünüyor. İşte bu bileşim bu yalçın dağlara inanılmaz bir güzellik katıyor.
Biz de Avustralya’nın harika kenti Sidney’deydik. Bir kaç gün bu harikulade kente zaman ayırdık ve bölgeyi gezgin dostlarımızla birlikte keşfediyoruz.

Sidney’in 60 km uzağında
Sidney’e gelmişken de Mavi Dağlar Bölgesi’ni ziyaret etmeden dönmek olmazdı tabii. Bu nedenle günübirlik bir turla Sidney kentinin batısında, sadece 60 km uzaklıkta bulunan bu dağlar zincirini görmek için yola koyuluyoruz.
Avustralya’ya gittiğinizde kanımca en çok seveceğiniz öğelerden bir tanesi bu dev muazzam doğal parklar olacaktır. Büyük Mavi Dağlar Bölgesi bu dev doğal parklardan bir tanesi ve kendi içinde yedi milli park barındırıyor. Mavi Dağlar Milli Parkı, Wollemi Milli Parkı, Yengo Milli Parkı, Nattai Milli Parkı, Kanangra Boyd Milli Parkı, Taş Bahçeleri Milli Parkı ve Thirlmere Gölleri Milli Parkı. Ayrıca Jenolan Mağaraları Koruma Alanıda burada konumlanıyor. Bu doğal parkın büyük bir kısmı ormanlık ve vahşi doğal alanlardan meydana geliyor. Büyüklüğünü tahmin etmişsinizdir ama, benden bir öneri Lübnan kadar hayal edebilirsiniz. Aslında dağlar zinciri olarak tanımladığımız yapı 100 metre ile 1300 metre arasında farklı bir yüksekliğe sahip derin bir kumtaşı platosundan oluşuyor. Burası dünyanın en çok (13%) okaliptus ağaçların bulunduğu ve 96 çeşit okaliptus ağacının hayat bulduğu bir bölge ve daha önce bahsettiğim gibi bu ağaçlar nedeniyle bölge olağanüstü bir mavi renge bürünüyor.
Bu muazzam milli parkın engebeli arazilerinde, vadilerinde, tepelerinde elbette muhteşem bir vahşi doğal yaşam da var. Avustralya kıtasının bu Mavi Dağlar Bölgesi’nde kaplan keseli sansar, koala, sarı karınlı ve uçan sincap, uzun burunlu potoroo, çan kurbası, yerel su kertenkelesi gibi endemik türler bulunuyor. Avustralya’nın çok tehlikeli ve yırtıcı köpekleri, dingolar, da bu bölgede yaşıyor ve avlanıyorlar. Avlarının arasında özellikle kangurular bulunuyor. Aynı zamanda bu milli park önemli bir kuş alanı olarak kabul ediliyor. Zira nesli tükenmekte olan birçok kuş türü için burası önemli bir göç darboğazı havzasıdır.

Yapılacak aktivite çok fazla
Mavi Dağlar Bölgesi’ne geldiğinizde yapılacak o kadar çok aktivite var ki.
Örneğin, milli parkın içinde değişik rotalarda yürüyüşler yapıp doğanın keyfine varıp fevkalade manzaralar seyredebilirsiniz. Bölgenin en ünlü kasabası olan Katoomba kasabasını gezip, çevredeki Katoomba şelalelerini görüp, üç büyük kaya parçasından meydana gelen Three Sisters ( Üç kız kardeş ) seyir noktasını ziyaret edebilirsiniz.
Three Sisters, Mavi Dağlar Bölgesi’nin en ünlü destinasyonlarından bir tanesi ve hikayesi bir efsaneye dayanıyor. Rivayete göre, bir zamanlar Meehni, Wimlah ve Gunnedoo isimli üç kız kardeş varmış ve komşu kabilelerindeki üç çocuğa aşık olmuşlar. Kabilelerin büyükleri ise, gençlerin bu aşklarını onaylamıyorlarmış. İş böyle olunca genç erkekler kızları kaçırmaya karar vermişler ve böylece kabileleri arasında bir savaş başlamış.
Kızları koruma altına almak için kabilenin büyücüsü bu üç kız kardeşi birer kayaya çevirmiş. Ancak büyücünün savaşta hayatını kaybetmesi ile birlikte üç kız kardeş, büyü geri çevrilemediği için, günümüze kadar Mavi Dağlar’da birer kaya parçası olarak kalmışlar.
Three Sisters de bu dev üç kayayı yanyana gördüğünüzde bu efsane aklınıza gelsin. Katoomba’da ayrıca yamaç trenine binebilirsiniz. Bu bölgede dünyaca meşhur Grand Cliff Walk diye adlandırılan yürüyüş rotasını yapabilirsiniz.

Aborjin sanatı ve kültürü
Glenbrook yakınlarında bulunan Red Hands Cave (Kırmızı Eller Mağarası) yerel Aborjin kültürüne ait en iyi kaya resim örneklerinin görülebileceği merkez. Altı ayrı Aborjin kabilesine ait bu kaya resimleri ve yerleşim bölgeleri Aborjin halkın bu topraklarla olan güçlü ve yüzyıllara dayanan kültürel bağını gösteriyor.
Kırmızı, sarı ve beyaz renkteki bu duvar resimlerinin 1600 ile 500 yıl öncesine ait olduğu biliniyor. Bu kaya resimleri sizi duygu olarak yüzlerce yıl geri götürüyor ve Aborjin sanatı ve kültürü ile tanıştırıyor.
Scenic World’e gidip buradan bir teleferik ile 270 metre yükseklikten bu muazzam mavi dağların arasından süzülüp, şelaleleri ve çevredeki çok etkileyici manzaraları yukardan izleyebilirsiniz. Bu dev teleferiğin zeminin şeffaf cam olması da bu aktiviteye ayrı bir heyecan katıyor. Yükseklik korkusunu yenmek için birebir.
Bölgede ayrıca Grand Canyon Walk yani Büyük Kanyon’un zemininde yürüyüşler yapabilirsiniz. Blackheath yakınlarında bulunan bu ikonik ve tarihi yürüyüş parkuru 1907 yılından bu yana kullanılıyor ve sizi adeta Mavi Dağların kalbinin içinden geçmenizi sağlıyor.
Bu muazzam doğal parkta bunun gibi onlarca aktivite yapabilirsiniz ve bölgenin gerçekten nefes kesici görüntülerine şahit olabilirsiniz.
Ben genelde Avustralya’daki bu dev milli parklara bayılmıştım. Hepsi birbirinden heybetli, etkileyici ve olağanüstü jeolojik yapılara sahipti. Milyonlarca yıllık ormanlar, binlerce yıllık dev ağaçlar, Aborjinlerin kayalara bıraktıkları kültürel izler, çok özgün bir doğal yaşam, muazzam nehirler, vadiler, şelaleler hepsi sizi nefessiz bırakacak ve doğanın gücünü ve büyüklüğünü size en derinden hissettirecektir.
Özellikle çocuklarınızla gelirseniz bu doğal parklar onlar için unutulmaz birer anı olacaktır ve doğayı sayıp sevmelerini sağlayacaktır.
Bu olağanüstü, mavi renge bürünen dünyanın bu çok özel köşesi, doğal ve kültürel yapısı nedeniyle 2000 yılında Cairns kentinde yapılan bir toplantıda UNESCO Dünya Mirası listesine alındı.

Doğal güzellikler
Biz de Mavi Dağlar’da güzel bir gün geçirip, gördüğümüz bu doğal güzelliklere hayran kalıp bölgede şahane yürüyüşler yaptıktan sonra Sidney’e geri dönüyoruz. Doğanın adeta kucağında vakit geçirmek ne kadar güzel ve kıymetli. Bu deneyimi yaşamak dünyaya bağlanmanın, doğayı sevmenin de bir nedeni oluyor.
Sidney’de dostlarımızla liman bölgesinde keyifli bir akşam yemeği için buluşuyoruz. Karşımızda Sidney Opera binası, aydınlatılmış ve tüm asaleti ile karşımızda parlıyor. Diğer tarafta Sidney Köprüsü aynı şekilde ışıkları ile bir inci kolye gibi karşı kıyıya uzanıyor. Sidney kentinin, hatta Avustralya kıtasının keşfinin en tarihi yerinde bulunuyoruz. Limanda çok keyifli restoranlar burada yan yana sıralanıyor. En favori ikram edilen menülerden bir tanesi ise şahane deniz ürünleri tepsileri.
Biz de bu özel lokasyonda güney kürenin bu çok kıymetli kentinde dostlarımızla akşam yemeğimizi alıyoruz. İnsanlar neşeli ve çok keyifli. Yemeklerini yerken kahkahaları göğe yükseliyor. Sidney’e gelirseniz buraya muhakkak birkaç gün ayırmanızı tavsiye ederim. Zira kentte ve çevresinde yapılacak çok hoş geziler var.
Umarım insanlar mavi dağlar gibi dünyanın her yerinde bu tarz doğal, tarihi ve kültürel miraslarını ziyaret eder, onların insanlık için ne denli kıymetli ve önemli olduğunu anlar ve korur.
İnsanlık ve dünya tarihimiz için bu değerlerden daha kıymetli ne olabilir ki.
Umarım yazımdan keyif almışsınızdır ve günün birinde siz de benim gibi Sidney ve Mavi Dağları ziyaret etme ve büyülenme keyfine erişirsiniz.
